Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 26 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler



 
 Yalçın Bayer
 [email protected]

 
 
 
 
Çiftçi perişan!
 
HER yıl 1 Temmuz’da açılan Toprak Mahsulleri Ofisi bu yıl ‘kepenklerini’ açmadı.

Yani alım yapmadı.
 
Her yıl 15 Haziran’da belli olan buğday fiyatları bu yıl açıklanmadı.
Buğday fiyatlarının açıklanmamasını fırsat bilen tüccar fiyatları iyice aşağıya çekti.
Temmuzun ilk haftasında çiftçiden 75 kuruşa buğday alan tüccar önce fiyatı aşağıya çekti, sonra hiç almamaya başladı.
Gerçi geçmiş yıllarda buna benzer uygulamalarla karşılaşıldı ama hem TMO’nun hem de tüccarın ‘anlaşmalı’ olarak piyasaya girmemeleri, üretici açısından ‘vahim’ bir durumun olduğunu gösteriyor.
Üreticiye şimdiye kadar yemediği büyük bir kazık sunuluyor insafsızlar tarafından.
Eylül ayının sonunda çiftçilerin bankalara ödeme günleri başlıyor.
Tüccarların köyleri gezip “Eylül ayının sonuna kadar buğday alımı yapmayacağız. Eylül ayında çiftçi ürününü mecbur bizim istediğimiz fiyata verecek” dediğini söylüyor Trakya’daki üretici köylüler.
Her zahireci ve değirmenci siyasal koşullarının dışına itilmişler.
Artık tarikat bağlantılı büyük ‘değirmenciler’ ve ‘stokçular’ sahnede istedikleri gibi cirit atıyorlar.
Bunlar ‘istikrara oy verenler’ olarak adlandırılıyor.
Trakyalı çiftçiler batmışlar, korktukları için seslerini çıkaramıyorlar; diğer bölgeler de öyle..
Şimdi sıra ayçiçeğe gelecek. (Trakyabirlik Genel Müdürü Rafet Sezen’in, AKP Edirne İl Başkanı yapıldığını biliyor musunuz?) Spekülatörlerin artık dövize para yatırmıyor; buğdaya fındığa yatırıyor; bu bakımdan iktidar uyumasın!

Karayalçın’dan yeni PM modeli önerisi

CHP Parti Meclisi (PM) etkenliğini ve işlevselliğini yitirmiştir. Yani PM tüzüğün kendisine verdiği görevleri yerine getirememekte, partililerin beklentilerini karşılayamamakta, gittikçe bir “dilek ve temenniler” platformu haline gelmektedir. Bu sorunun giderilmesi için PM yeniden yapılandırılmalıdır. Ayrıca, yeniden yapılandırma ile PM genç siyasetçilerin yetiştirileceği bir tür ‘Sosyal demokrat Enderun’ olabilecek; Sosyal demokrat ideolojinin yorumlanacağı, CHP siyasetinin belirleneceği bir çalışma ve tartışma süreci oluşturulabilecektir.
Yeniden yapılandırmanın ilk adımı PM üyesi sayısının 60’tan 200’e çıkarılmasıdır. Bunun için de 81 üye, nüfusu ne olursa olsun, her ilimize bir PM üyeliği şeklinde belirlenmelidir. İkinci olarak tıpkı CHP Meclis Grubu gibi, PM’nin de, başkan vekillerinden, yazmanlardan oluşan bir başkanlık divanı olmalıdır. PM’nin gündemi, çalışmaları başkanlık divanı tarafından belirlenmeli; üyelerin görevlendirilmesi ve üyelerin çalışmalarının eşgüdümü başkanlık divanı tarafından yapılmalıdır. Üçüncü olarak PM’de uzmanlık komisyonları kurulmalıdır. Bunun için TBMM’deki komisyonların sayısı ve işleyişi esas alınmalıdır. Komisyonlarda hem TBMM’ye sunulan kanun tasarı ve teklifleri görüşülmeli, hem de gerekli görülen öteki ilgili konular değerlendirilmelidir. Her meclis gibi PM de, komisyonlar ve genel kurul şeklinde çalışmalıdır. Kuşkusuz siyasi partiler kendi gereksinimlerine göre örgütlenirler. CHP’nin tüzük değişikliklerinin de görüşüleceği 18. Olağanüstü Kurultayı’nın bu model önerisini partimizin gereksinimelerine uyup uymadığının tartışılabilmesi yararlı olacaktır.
Murat KARAYALÇIN
CHP PM üyesi

BİLİYOR MUSUNUZ?

KARS/Susuz’un İncesu köyüne kayıtlı harita mühendisi, 18 yıllık CHP üyesi Şahmar Dalmış’ın, “Baykal’daki hizip virüsü maalesef Kılıçdaroğlu ekibine de geçti” diyerek, kurultayda genel başkanlığa aday olduğunu açıkladığını...


MHP’li Türkkan’dan, ‘milliyetçi müdür’ kıyımına ağır tepki

MHP Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya görevden alınan okul müdürleri ile ilgili çok sert bir mektup gönderdi. MEB tarafından yapılan yeni puanlama sistemiyle Türkiye genelinde de okul müdürlerinin görevden alındığını bildiren Türkkan, “Bu görevden alınmalara 75 puan barajının altında kaldığı gerekçe gösterilse de asıl sebep başkadır. Bu puanlama sistemine göre seçim bölgem olan Kocaeli’nde yaklaşık 300 okul müdürü görevden alınmıştır. Gülen cemaati mensubu olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin dört bir yanında görevden aldığınız okul müdürlerinin tamamı vatanını, milletini seven, bu ülkeye hayırlı öğrenciler yetiştiren, Atatürk sevgisini aşılayan ‘ülkücü’ öğretmenlerdir. Kocaeli’nde yaşanan ‘milliyetçi müdür’ kıyımı, şu anda görevde olan her sorumlunun boynunda zangocun çanı gibi sallanacaktır. Görevden alınan müdürler eğitim hayatlarındaki en ağır hakaret ile karşı karşıya kalmışlardır.
Bu kararı verenler neye ve hangi ölçülere göre böyle bir sonuca varabilmişlerdir?
Şunu unutmayınız ki görevden aldığınız müdürler belki aynı okullarda görev yapamayacaklar. Ancak AKP iktidarı bir gün yok olacak, ülkücüler ise ilelebet payidar kalacaktır. MHP olarak bu kıyımına asla sessiz kalmayacağız. Ve bunun hesabını er geç soracağız.”


Anayasa Mahkemesi ne diyecek?


CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve Konya Milletvekili Atilla Kart Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. (Atilla Kart daha önce de başvurmuştu.) Başvuruda “Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı’nın yanı sıra başbakanlık ile siyasi parti genel başkanlığı görevini de sürdürdüğü” belirtilerek, bunun Anayasa ihlali olduğuna dikkat çekildiği ve Anayasa ihlalinin önlenmesinin talep edildiği bildirildi.
Anayasa Mahkemesi’ne yapılmış başka başvurular var mıdır?
Anayasa Mahkemesi birkaç gün içinde bir karar verebilir mi?
Gelişmeleri ciddi görecek mi, görmeyecek mi? Bir ‘tedbir’ kararı verir mi, vermez mi? Sonunda, gerekçesine neler yazacak? Hemen mi karar alacak, yoksa aylar sonra mı? Eğer başvurular kabul edilirse, Başbakan, AKP büyük kongresine katılamaz mı? Başbakanlığı düşer mi?


SİNMEK VE KORKMAK


Ama bu durumun Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini etkilemeyeceği açık, orada bir sorun yok. Acı olan tarafı ise bu konunun tartışılamaz olmasıdır; çünkü ‘sinmiş’ ve ‘korkmuş’ bir tablo herkesi endişelendirmektedir. Bir anayasa profesörü ama şunu dedi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı olan organlar, görevlerini yerine getirmezlerse, bu ülkede yurttaştan ne beklersiniz? Böyle bir göreve seçilmiş kişinin yasalara uygun davranması gerekmez mi?”
Başka söze hiç ihtiyaç yoktur!










http://sosyal.hurriyet.com.tr

Ekleme Tarihi
26.08.2014
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Yalçın Bayer,Çiftçi perişan
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız