Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 01 Mayıs 2024 Çarşamba
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Ulusal Süt Konseyi Başkanı Ethem Sancak'tan öğrendiğime göre, sütte tüketim bilincini artırmak için yeni bir girişim başlatılıyor. Sancak, 'Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak çalışma yürütüyoruz. Camilerde, kiliselerde, cem evlerinde din adamlarımız sütü anlatacak' diyor.    Türkiye'de günümüzde 12 milyon litre süt üretiliyor. Oysa Avrupa normlarına göre 24 milyon litre süt üretilmesi gerekiyor ki Avrupa Birliği kadar protein tüketebilelim. Avrupa normlarında üretebilmemiz için de tüketimin artması gerekiyor. İşte bu noktada da süt tüketimine yönelik bilincin gelişmesi şart. Şimdi diyeceksiniz ki neden bunları anlatıyorsun. Geçenlerde Ethem Sancak ile süt konusunda uzun uzun sohbet ettik. Malumunuz, bu yılın ortalarında Ulusal Süt Konseyi kuruldu ve başkanlığına da Ethem Sancak getirildi. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Yani, süt tüketimine... Bu konuda bilincin gelişmesi için "Okul Sütü Kampanyası" geliştirilmişti. Ethem Sancak'tan öğrendiğime göre şimdi de ibadet yerlerine yönelik yeni bir girişim başlatılıyormuş. "Tüketim bilincini geliştirmek için Diyanet İşleri Başkanlığı'na rica ettik" diyerek başlıyor anlatmaya Ethem Sancak ve ibadet yerlerinde din adamlarının sütü anlatmasını istediklerini söylüyor. Ardından da şöyle devam ediyor: "Önce okullara gittik. Okul Sütü Kampanyası'nı başlattık. Önümüzdeki dönemde 1 milyon çocuğa 7 ay boyunca bedava süt dağıtacağız. Gelişme çağındaki öğrencilere süt içirmeyi milli politika haline getirmeye çalışıyoruz. Şimdi de Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak çalışma yürütüyoruz. Camilerde, kiliselerde, cem evlerinde din adamlarımız sütü anlatacak. Bunun dışında Genelkurmay Başkanlığı ile de konuştuk. Kışlalarda süt tüketilmesi için."

  Sütte kazan-kazan ilkesi Sohbetimiz sırasında yeni kurulan Ulusal Süt Konseyi'nden de söz açılıyor. Ethem Sancak, konsey sayesinde üretici ile sanayiciyi ilk defa bir araya getirdiklerine değiniyor ve bunu da şöyle bir örnekle anlatıyor: "Geçenlerde Clinton Türkiye'ye gelmişti ve demişti ki: ‘Kurduğun oyunun niteliği çok önemli. Eğer sıfır sonuçla oyun kurarsan herkes zarar eder. Ama kazan-kazan ilkesine dayalı bir oyun kurarsan herkes kazanır.' İşte Ulusal Süt Konseyi'nde biz bu ikinci kısma uygun bir yol içindeyiz. Sanayicinin de üreticinin de olmazsa olmazı. Taraflar bunu idrak edince, bu asgari müşterekte birleştikten sonra, çelişen taraflarını uzlaşarak giderme gibi bir yöntem geliştirmeliyiz. Biz bunu başaracağız." Ethem Sancak, bu konuda adımların atılmaya başladığını da belirtiyor. Mesela şu anda süt fiyatı çok pahalı ve sanayici bundan yakınıyor. Sancak'a göre konsey olmasaydı bugün çatışmacı bir ortam yaşanacaktı. Ethem Sancak, "Gidiyoruz üreticiye, fiyat bundan öteye çıkmasın, burada durabilsin diyoruz. Çünkü süt fiyatları biraz daha yukarı çıkarsa, bu işten üretici de zarar görecek" diyor.

  Perakendeci, üretici kavgası Elbette her şey bu kadar yolunda gitmiyor. Nitekim Ethem Sancak da süt sektöründeki bazı kesimlerin menfaatlerinin çatıştığına dikkat çekiyor. Bunun da nedenini Sancak, konuya herkesin uzun soluklu bakamamasına bağlıyor ve "Mesela bir kesim mandıracılardan şikâyetçi. Bu kesimle ortak toplantı talep ettik, sorunları çözelim diye. Yine, perakendecilerle ana üreticiler arasında sorunlar var. Teklif ettik, perakendecilerle konuşalım istedik. Amaç birbirimizi yemek olmamalı, stratejik olarak bu konuları topluma ve toplumu yönetenlere kavratmak esastır" şeklinde konuşuyor. Ethem Sancak ile süt ve Ulusal Süt Konseyi üzerine yaptığımız sohbet böyleydi. Görünen o ki mazisi daha 6 ay olmasına rağmen Süt Konseyi, hızlı bir başlangıç yapmış ve belirli bir yol da almış.

    DPT, gelişimin önündeki en büyük engel Ethem Sancak ile sohbetimiz sırasında son günlerde hızla artan et fiyatlarını da konuştuk. Aslında hayvancılığa yönelik teşvikler sohbetimizin ana konusuydu. Bu aşamada da Tarım Bakanlığı'nın teşviklerini sordum... Ethem Sancak, konuya farklı bir yaklaşım getirerek şunları söyledi: "Bakanlık yangını söndürmeye çalışıyor. Mutlaka damızlık anlamında et ırklarının Türkiye'ye getirilip sürülerin geliştirilmesi gerekiyor. Buna uygun çeşitli girişimler oldu. Fakat bürokrasi ve geçmişten gelen alışkanlıkları aşamıyoruz. Maalesef, burada da sorun Tarım Bakanlığı değil. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) diye bir kurum var, eskilerin kurduğu, bir türlü aşamıyorsunuz onu. Kafasında şablonlar var. Bu hükümet geldiği zaman devrimci bir şekilde bu kurumla hesaplaşacağını ve uygulamadan çok danışma kuruluna döndüreceğini söyledi ama yapamadı. O kurum, kurumsal yapı olarak bence toplumsal gelişmelerin önünde bir engel. Kişileri kastetmiyorum... Kurumsal olarak söylüyorum. Bu tür merkezi planlama kurumları işe yarasaydı, bunları Sovyet deneyinde yerle bir etmezlerdi."  

 http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=133401&KTG_KOD=195

Ekleme Tarihi
02.12.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız