Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 06 Mayıs 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ile Almanlar müttefik idi. Almanlar yenilince Osmanlı'yı da yenik saydılar; Yunanlılar kazanan tarafta, yandaşları İngiltere ve Fransa "sen" dediler "aslansın, hadi bakalım göster kendini, seni Anadolu'ya bir salıverelim, biz arkandayız." İzmir'den denize atlayıp kaçana kadar epey insanımız öldü. Yüzlerce yıl birlikte yaşayanlar birbirine düştü.
İkinci Dünya Savaşı'na biz bulaşmadık ama müttefikimiz Almanya ilkinin intikamını almak için 50 milyon insanın ölümüne neden oldu. Biz bu savaşı yaşamadığımız için olan biteni pek bilmeyiz. Okumayız da. Yakın tarihimiz ile de pek ilgimiz yok. Bizim yakın tarihimiz her zaman özlediğimiz Atatürk'ün ölümü ile biter. O günden bu yana bir cesur tarihçi çıkıp yazamaz. Haklı da ne yazacak ki, iyi dese olmaz, kötü dese olmaz.
Lafı çarpıtmayalım. Bugün komşuya, "satın, borcunuzu ödeyin" dedikleri adaları bu savaşlar sonunda bahşettiler. Komşu artık ne denir ise yapan Batı'nın şımarık çocuğu idi. Para aldı, bize çattı. "Biraz daha para verin daha da kafa tutarım" dedi. Parayı verdiler, bir taraftan da "Bak sana silah da lazım, denizin öbür tarafındaki silahlanıyor" diye bol bol savaş uçağı, geri tepmeli, tepmesiz top, her yeri cephane dolu gemiler sattılar. Bizi de "Bak Yunan aldı, sana da lazım" diye gaza getirdiler. Biz dayandık, hâlâ direniyoruz, komşu 300 milyar dolara yakın dış borç ile havlu attı. Ağlayanı yok.
 
406 milyar dolarlık borç
Komşuda şimdi işler karışık, yıllık 140 milyar euro gideri, 100 milyar euro geliri, iç-dış 406 milyar dolar borcu var deniyor. Yılda dört milyar euro tasarruf yapıp borcu kapatacakmış, kolay gelsin. Bu ara aklı da karışık, bizi unuttu, "Nazilerin savaşta çaldığı altınlarımızı geri verin" diye Almanlara sataşıyor. Almanlar da "hadi oradan" diyor "size Ege'de çok ada verildi, onları satın."
Kolay kazanmaya alışmış halk şaşkın. Para yok diyene "Bugüne kadar veriyordunuz ama ne oldu ki" diye boş boş bakıyor. İyi İstanbullu, içimizden biri gazeteci Yorgo Kırbaki diyor ki; "Gündüz miting yapılıyor ‘paramıza dokunmayın' diye, akşam kederden tavernada dağıtılıyor." Bu ara müzikhollerde yer bulmak çok zormuş. İnsan bir alışmayagörsün bırakamıyor.
Bazı kötü kalpliler de varmış. Ben de yeni öğrendim, "Almanlar," deniyormuş "karın doyurmak için ağaçtan yabani meyve toplar iken Yunanlılar kolesterol problemi ile uğraşıyordu." Bunu diyen kendini acındırıp para vermek istemeyen Alman taraftarları olmalı.
 
AB'den destek alındı
Bu arada küçük oyunlar da ortaya çıkıyor. Olmayan zeytin ağaçlarını var gibi göstererek AB'den 50 milyar euro destek almışlar. Kendinden menkul değerleme kuruluşları ve onların adamları, borçları hesap oyunları ile kamufle etmişler, bugüne kadar idare edilmiş. "Artık Başbakan Yorgo'nun işi zor" diyorlar.
Yunanistan'da AB'ye karşı öfke had safhada, "Yunanlıları euro para birliğine almakla hata ettik, Yunanistan artık güvenilirliğini yitirdi" diyenlere "zaten şu anda Avrupa'yı yönetenler bu görev için yetenekli değiller, eğitimleri de yetmiyor" diye yükleniyorlar. Anlaşılan artık "Brüksel'deki güneş yüzü görmemiş üç beş sarhoş bizi yönetemez" diyenlere katıldılar.
Düşenin dostu olmuyor dostlar. İşler bir karıştı mı toplaması hasarlı oluyor, iz bırakıyor. Biz de AB maceramıza devam ediyoruz.
Kalın sağlıcakla. Haftaya: Eyi gidiyoruz eyi.
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ile Almanlar müttefik idi. Almanlar yenilince Osmanlı'yı da yenik saydılar; Yunanlılar kazanan tarafta, yandaşları İngiltere ve Fransa "sen" dediler "aslansın, hadi bakalım göster kendini, seni Anadolu'ya bir salıverelim, biz arkandayız." İzmir'den denize atlayıp kaçana kadar epey insanımız öldü. Yüzlerce yıl birlikte yaşayanlar birbirine düştü.
İkinci Dünya Savaşı'na biz bulaşmadık ama müttefikimiz Almanya ilkinin intikamını almak için 50 milyon insanın ölümüne neden oldu. Biz bu savaşı yaşamadığımız için olan biteni pek bilmeyiz. Okumayız da. Yakın tarihimiz ile de pek ilgimiz yok. Bizim yakın tarihimiz her zaman özlediğimiz Atatürk'ün ölümü ile biter. O günden bu yana bir cesur tarihçi çıkıp yazamaz. Haklı da ne yazacak ki, iyi dese olmaz, kötü dese olmaz.
Lafı çarpıtmayalım. Bugün komşuya, "satın, borcunuzu ödeyin" dedikleri adaları bu savaşlar sonunda bahşettiler. Komşu artık ne denir ise yapan Batı'nın şımarık çocuğu idi. Para aldı, bize çattı. "Biraz daha para verin daha da kafa tutarım" dedi. Parayı verdiler, bir taraftan da "Bak sana silah da lazım, denizin öbür tarafındaki silahlanıyor" diye bol bol savaş uçağı, geri tepmeli, tepmesiz top, her yeri cephane dolu gemiler sattılar. Bizi de "Bak Yunan aldı, sana da lazım" diye gaza getirdiler. Biz dayandık, hâlâ direniyoruz, komşu 300 milyar dolara yakın dış borç ile havlu attı. Ağlayanı yok.
 
406 milyar dolarlık borç
Komşuda şimdi işler karışık, yıllık 140 milyar euro gideri, 100 milyar euro geliri, iç-dış 406 milyar dolar borcu var deniyor. Yılda dört milyar euro tasarruf yapıp borcu kapatacakmış, kolay gelsin. Bu ara aklı da karışık, bizi unuttu, "Nazilerin savaşta çaldığı altınlarımızı geri verin" diye Almanlara sataşıyor. Almanlar da "hadi oradan" diyor "size Ege'de çok ada verildi, onları satın."
Kolay kazanmaya alışmış halk şaşkın. Para yok diyene "Bugüne kadar veriyordunuz ama ne oldu ki" diye boş boş bakıyor. İyi İstanbullu, içimizden biri gazeteci Yorgo Kırbaki diyor ki; "Gündüz miting yapılıyor ‘paramıza dokunmayın' diye, akşam kederden tavernada dağıtılıyor." Bu ara müzikhollerde yer bulmak çok zormuş. İnsan bir alışmayagörsün bırakamıyor.
Bazı kötü kalpliler de varmış. Ben de yeni öğrendim, "Almanlar," deniyormuş "karın doyurmak için ağaçtan yabani meyve toplar iken Yunanlılar kolesterol problemi ile uğraşıyordu." Bunu diyen kendini acındırıp para vermek istemeyen Alman taraftarları olmalı.
 
AB'den destek alındı
Bu arada küçük oyunlar da ortaya çıkıyor. Olmayan zeytin ağaçlarını var gibi göstererek AB'den 50 milyar euro destek almışlar. Kendinden menkul değerleme kuruluşları ve onların adamları, borçları hesap oyunları ile kamufle etmişler, bugüne kadar idare edilmiş. "Artık Başbakan Yorgo'nun işi zor" diyorlar.
Yunanistan'da AB'ye karşı öfke had safhada, "Yunanlıları euro para birliğine almakla hata ettik, Yunanistan artık güvenilirliğini yitirdi" diyenlere "zaten şu anda Avrupa'yı yönetenler bu görev için yetenekli değiller, eğitimleri de yetmiyor" diye yükleniyorlar. Anlaşılan artık "Brüksel'deki güneş yüzü görmemiş üç beş sarhoş bizi yönetemez" diyenlere katıldılar.
Düşenin dostu olmuyor dostlar. İşler bir karıştı mı toplaması hasarlı oluyor, iz bırakıyor. Biz de AB maceramıza devam ediyoruz.
Kalın sağlıcakla. Haftaya: Eyi gidiyoruz eyi.
 
 

Ekleme Tarihi
14.03.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız