Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Üreticiler, sütte süren kavgaya farklı bir yaklaşımla tepki gösteriyor. ‘Sütün inekten çıktığını bilmeyenler süt birliklerine başkan oluyor' diyen üretici, kooperatiflerin MHP, CHP, AK Parti arasında paylaşıldığını savunup tüm kesimlerin sütteki kesintinin peşinde olduğunu söylüyor.
 
Son birkaç yazımda, sütteki fiyat tartışmasını gündeme getiriyorum. Bugün de aynı konuya devam edeceğim. Çünkü konunun derinine indikçe, hem okuyuculardan gelen yorumlar hem de üreticilerden gelen feryatlar artıyor. Ve konu başka yerlere kayıyor. Aslında kaydığı yer işin kaynağı. Neden böyle bir yorumda bulunduğumu, son dönemdeki yazılarıma süt üreticilerinden gelen tepkiler net bir şekilde ortaya koyuyor.
Evet... Bu sefer, süt üreticilerinin fiyat konusundaki tartışmaya yaklaşımlarına değineceğim. Hem de üreticinin kendi ağzından. Ama önce Ege Vet Genel Müdürü Tahir Yavuz'un görüşlerini paylaştığım son yazımdan kısa bir hatırlatma yapayım. Tahir Yavuz, süt tanıtım grubu kurulması gerektiğini belirterek şunları söylüyordu: "Çok küçük kesintilerle bir fon oluşturulması için yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Örneğin, 5 ton sütten 1 kg, 10 ton sütten 1 kg gibi kimsenin kesesine dokunmayacak miktarlarda kesinti yapılarak bir fon oluşturulması ve bu fonun Ulusal Süt Konseyi tarafından ‘süt tanıtımı' için kullanılması yönünde konseye yetki verilmeli. Eğer kolaya 2.5 TL verip alınabiliyorsa, süt de alınabilir. Yeter ki insanlar süt içmek istesin. Süt üreticisinin sütü övmek ve tüketimini artırmak dışında çıkar yolu yoktur."
Tahir Yavuz'un görüşleri kısaca böyle. Şimdi gelelim üreticilerin görüşlerine. Kişiler değil, konu önemli olduğundan üreticilerin isimleri bende saklı...
 
Sütü bilmezler, başkan olurlar
"Tokat ilinde süt topluyorum ve üreticiyim. Süt topluyorum diye süt üretici birlikleri bana cephe alıyor. Neymiş... Onlar toplayıp kazanacakmış. Süt fiyatı düşünce ben hopluyorum, onlar dünyada, Türkiye'de kriz var diyorlar. Siyaset yapıyorlar. Biz geçim derdindeyiz, onlar parsel kapma derdinde. Adamlar sütün inekten çıktığını bilmiyorlar ama süt üretici birliklerine başkan oluyorlar. Yalvarmaktan bıktım... Valiye gidelim, grev yapalım diye. Hatta topladığım sütü valilik binasının önüne boşaltayım, sesimizi duyuralım diyorum. Ama onlar ülke krizde diyor. Benden sütü 630 kuruşa alıyorlar, markette 2.5 liraya satıyorlar. Bunu söylediğimde de paket masrafı, işçilik, vergi, nakliye diyorlar. Sanki bizim inekler durduk yerde süt veriyor. Süt yeminin kilosu 600 kuruşu geçmiş. Yemi yoldan toplamıyoruz. Devlet bile bizle dalga geçiyor. Halen üretici süt desteklerini alamadık. Biz istemekten artık utanıyoruz, onlar utanmıyor. Biri çıkıp şu gün alacaksın bile demiyor."
 
Kâr edenler tanıtım yapsın
Gelelim bir başka üreticinin feryadına...
"Süt üreticisiyim. Süt tanıtımı yapılmasının gerektiği doğrudur. Ancak üreticinin 10 bin litrede bile verecek 1 litre sütü yoktur. Bu sektörden kâr edenler bu fonu oluştursun. Devlet, 30 trilyonu sanayiciye ‘süt tozu yap' diye vereceğine, bu tip işlere harcasın.
Kimileri, işlenmiş ürünle işlenmemişi kıyas yapmak etkili olmaz diyor. Orada bir incelik var. Su ile süt kıyas edilebilir. UHT süt 130 derecede haşlanıp, steril edilip, paketleniyor. Tıpkı su gibi. Ahım şahım bir işlem de yok üstelik. Tetrapak'ın vatanı İsveç'te UHT süt yapılmıyor. Pastörize var. Türkiye'de ise hayvancılığı yapacak sermaye, bitkisel potansiyel bulunuyor. Devlet de hakemlik yapamıyor. Fiyat istikrarı yok. Tekstilden, plastikten, inşaattan kaçan yatırımcı, hayvancılığa girecek. Ancak 51 kuruş fiyat olunca uzak duruyor. Valilikler, kaymakamlar iki adet gebe düve dağıtıyor. Bu yolla üretilen süt piyasayı bozuyor. Kapalı damda kalan hayvanlar, hastalıktan uzun ömürlü olmuyor.
Ülkemizde herkes üreticinin sırtında. Hayvancılık Kooperatifleri Birliği, MHP'nin... Köy-Koop, CHP'nin... Süt Üreticileri Merkez Birliği, AK Parti'nin... Damızlık Birliği'ni ise kimse istemez. Hepsi süt parasından kesinti alır, beslenir. Bir de üretici tanıtıma para versin... İnsaf.
Bu ülkeye süttozu gelmezse, piyasa dengeye girer. Elbette, sütün tereyağını alıp, içine Malezya menşeli palm yağı koyanlar, taş gibi yoğurt yaparlar. Devlet bunları denetlemeli."
 
Ulusal Süt Konseyi ne yapıyor
İşte, size üreticilerin konuya yaklaşımı ve bakış açısı. Açıkçası bu tespitler üzerine, yorumda bulunmak istemiyorum. Ama bildiğim bir şey var... Eğer sütte üretici, sanayici ortak bir platformda bir araya gelmezse, bu sorunlar ilelebet sürecek. Bunun da gerek süt sektörüne gerekse de ülkeye hiçbir katkısı olmayacak. Üretici, sürekli olarak fiyatın düşük olduğundan yakınacak. Sanayici ise sürekli fiyatın yüksek olduğundan.
Geçen yazılarımda değindiğim noktanın bir kere daha altını çizmek istiyorum. Tüm bu sorunları gidermek için kurulan Ulusal Süt Konseyi, bu durum karşısında ne yapıyor, merak ediyorum. Oysa konseyin amacı, bu tartışmaları artık bitirmek ve sütte her kesimin anlaşacağı bir strateji belirlemekti. Bu mu strateji...

Ekleme Tarihi
31.03.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız