Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 18 Nisan 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Milyonlarca insanın açlıkla mücadele ettiği Afrika'da, büyük sömürü acımasızca sürüyor. Dünyanın bu en yoksul kıtasında topraklar ve gıda, kurnazca yöntemler ve engellenemez bir iştahla varlıklı ülkelerce çalınıyor.
 
Bugün gibi hatırlıyorum. Bir büyük toprak pist, pistte kocaman bir nakliye uçağı ve güneşten korunmak için bir ahşap kulübe, kulübede uçağın yüklenmesini bekleyen ve habire içen alkolik pilot. "Ben" demişti, "Afrika'nın göllerinden çıkan bu lezzetli balığı Avrupalı çocuklara götürmek için geldim. Gelirken de Afrikalı çocukları unutmadım, onlara silah gönderdiler, onları getirdim". Aslında yaptığı işten utanır gibiydi ama hem alkol hem pilot sanırım ancak böyle bir iş yapabilirdi.
Afrika'nın, hafızam yanıltmıyorsa "Volta Gölü"nden yakalanan bu balıklar, aç Afrikalılar tarafından güneşte kurutuluyor, etler ayıklanıp Avrupa'ya gönderiliyor. Bu işi yapan siyah derililer kalan kılçıkları sıyırarak karınlarını doyurmaya çalışıyorlardı. Bir an için ilk defa 1981 yılında gittiğim o zamanki adı Kızıl Çin olan bugünün Çin'ini düşündüm. Orada da karnabaharların çiçek kısmı kesiliyor, Japonya'ya gönderiliyor, kalan yapraklarından çorba yapılarak beslenmeye çalışılıyordu. Bugün Çin, bir buçuk milyara yaklaşan nüfusu ile büyük bir yaşam mücadelesi veriyor ve dünyanın değer yargılarını değiştiriyor; ama Afrika'da büyük sömürü acımasızca devam ediyor. Genelde politikacıları tarafından büyük bir kaos yaratılarak yönetilmeye çalışılan bu kıta, asırlardır sömürülerek sahip olduğu zenginlikleri Batı'ya aktarılarak bugününe getirildi. Oyun henüz bitmedi, acımasızca devam ediyor, nasıl mı? Gelin bir göz atalım, belki alınacak dersler buluruz.
Milyonlarca insanın açlıkla mücadele ettiği; Mali, Gana, Sudan, Etiyopya (bizim bildiğimiz adı ile Habeşistan) ve daha niceleri. Dünyanın bu en yoksul kıtasında topraklar ve gıda kurnazca yöntemler ve engellenemez bir iştahla varlıklı ülkelerce çalınıyor. Hani bizden de toprak almak isteyen genelde petrol zengini körfez ülkeleri var ya, onlar tarafından ve Uzakdoğu'nun bugünün varlıklı sayılır ve nüfusu yüksek ülkeleri Kore, Çin, Hindistan ve daha nice zengin ülke tarafından.
 
Toprakları kiralanıyor
Kıta nerede ise bütünü ile bir tarım toplumu ama yoksul ve aç insanları genelde toprak sahibi olma imkânına sahip değiller ve günümüzde en önemli üç şey; "toprak, gıda ve enerji". Başta Afrika'nın çaresiz ülkelerinin topraklarına göz dikenler, bilimsel toplantılar düzenleyerek işi kurumsallaştırma gayreti içindeler. ABD kökenli, "Ekilebilir Alanlar Uluslararası Ticareti" gibi masum gözüken bir konferans, varlıklı ülkelere sömürüde yol gösterici oluyor. Bugün en az iki yüz elli milyon insanın büyük bir açlık problemi ile karşı karşıya kaldığı Afrika kıtasında doksan yıla kadar varan süreler için milyonlarca hektar yani milyarlarca metrekare toprak Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Güney Kore, Suudi Arabistan, Hindistan gibi ülkeler tarafından açıklanmayan gizli anlaşmalar ile kiralanmış durumda. Çin'in davranışının diğerlerinden çok farklı olduğu da anlatılıyor. Kiraladığı topraklarda çalıştırmak için bugünden bir milyona yakın insanını, yani Çinliyi, iş gücü olarak Afrika'ya yerleştirmiş durumda. Kısacası aç Afrika'ya kendi toprağında çalışma şansı dahi tanınmak istenmiyor. Bu arada yaptığı yol, baraj gibi bayındırlık işleriyle de kıtaya iyice yerleşerek kendi nüfus sorununa da çözüm getirmeye çalışıyor.
 
Balıkçılık fırsatı da verilmiyor
Ancak ilginçtir bunca sıkıntının, açlığın olduğu Afrika'nın yoksul ülkelerinde çok ucuz fiyatlarla İspanya'dan, İtalya'dan, Portekiz'den, Yunanistan'dan gelen meyve ve sebzeler satılıyor.
Bu yoksul ülkelerin yöneticilerinden, genelde Avrupalılar, Japonlar, Ruslar tarafından balık avlama lisansları da satın alınarak denizler de perişan ediliyor, Afrika kıyılarının balıkçılık ile yaşayan fakir halkına da yaşam şansı bırakılmıyor.
İlişkiler ne kadar acımasız değil mi? Bir ülke kendisine doğru yöneticiler seçmediğinde, seçemediğinde olacaklar hakkında Afrika'nın bugünkü durumu sanırım iyi bir ders veriyor.
Kalın sağlıcakla. Haftaya "İşsizlik ve Bioenerji".

Ekleme Tarihi
24.04.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız