Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Acaba bizim bilmediğimiz bazı şeyler mi oluyor? Piyasalarda "IMF (Uluslararası Para Fonu) ile anlaşma tamam. Türkiye'ye IMF'nin en büyük kredilerinden biri olacak 30 milyar dolar gelecek" beklentisi yaratıldı. Sonra beklemeye başladık. Hani derler ya, "Bekle Allah bekle, gelmez"; işte bu da tam o hesap! Bekle ki anlaşma olsun. Hayır, IMF ile anlaşma hâlâ sağlanamadı... Başbakanımız Davos yolunda demeç veriyor; IMF konusundaki "hassasiyetini" belirtiyor. Başbakanımız diyesiymiş ki, "IMF ile olan görüşmelerde her geçen gün yeni yeni bazı maddeler önümüze gelirse, o maddeler bizde hassasiyet oluşturur".  Yani demek ki, görüşmeler başladığında ortada olmayan bazı konular (aslında "istekler"), görüşmeler ilerledikçe IMF tarafından Türkiye'nin önüne "şart olarak" çıkarılıyor.

Burada acaba IMF'ye mi kızmalı? Yoksa çuvaldızı biraz da kendimize mi batırmalıyız? Eğer IMF ile stand by düzenlemesi bittiğinde (2008'in ilk yarısında) hemen bir uzlaşmaya varılabilseydi; hadi onu geçtik, krizin ağırlaşmaya başladığı sonbahar aylarının başında hemen bir anlaşma sağlansaydı, acaba IMF bu kadar ince eleyip sık dokur muydu? Sayın Başbakanımız ve ekibi, küresel ekonomik krizi çok kötü yönettiler. Önce önemsemediler; ciddiyetini anlamadılar. Ya da bazılarının dolduruşuna geldiler (Hâlâ Davos toplantılarını düzenleyenler, "Türkiye bu krizden güçlenerek çıkar" falan gibi saçma sapan sözler söyleyerek bizimkilere gaz vermeyi de sürdürmüyor değiller hani!) Kim ne derse desin, bu aşamadan sonra Türkiye, IMF ile bir anlaşmaya varmadan ilerleyemez. Eğer piyasada bu türlü bir beklenti yaratılmasaydı olurdu. Baştan itibaren, "Biz yolumuza IMF olmadan gideceğiz" denseydi belki zorlanırdık ama yapabilirdik. Şimdi ise olmaz. Çünkü piyasalar IMF anlaşmasını satın aldı. Eğer olmayacağı ya da geç olacağı anlaşılırsa gerginlik çok artar. Döviz kuru alır başını gider; yüksek faiz ile bile bu artışın önünü kesemeyiz. Zaten 2009 yılı için Türkiye gibi serpilmekte olan ülkeler için kötü haberler gelmeyi sürdürüyor. Hem Merkez Bankası Başkanımız söyledi hem de Milliyet'te Osman Ulagay kaleme aldı (Financial Times'ta da haber olarak yayımlandı). 2009 yılında Türkiye gibi serpilmekte olan ülkelerin uluslararası piyasalardan çekeceği net özel sermaye akımı 165 milyar dolara düşecekmiş. Halbuki bu rakam 2008'de 466 milyar dolar; 2007'de ise (yani küresel kriz başlamadan) 929 milyar dolarmış. Unutmadık değil mi? "Uluslararası likidite bolluğu" diyorduk. Zaten Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ekonomik başarısının ardında da büyük çapta bu likidite bolluğu olgusu vardı. İşte o bolluk şimdi tam anlamı ile "kıtlığa" dönüştü. Ortalık kurudu. Para filan kalmadı. Halbuki Türkiye'nin var olan ekonomik politikası ile büyümek için mutlaka uluslararası kaynağa gereksinimi var. O kaynak gelmezse büyüme olmayacaktır; hatta ekonomi daralacaktır. Her ne kadar Merkez Bankası Başkanımız "Faiz düşmeyi sürdürür" dese de bu beklenti bana şimdilerde çok gerçekçi gelmiyor. Eğer Türkiye'ye yurtdışından kaynak gelmeyecekse -ki eldeki veriler gelmeyeceğini gösteriyor-, bu durumda faizin düşmesini beklemek gerçekçi olmaz. Ya da Merkez Bankası faizi düşer de piyasa faizi düşmez. Öte yandan döviz kuru mutlaka yükselir. Çünkü Türk ekonomisinin döviz ile ödemesi gereken faturaların ödeme vadesi geldikçe piyasada döviz bulmak zorlaşır. Böyle olunca da dövizin fiyatı artar.

İşin özeti, umarız Sayın Başbakanımız ve ekonomist olan Dışişleri Bakanımız Ali Babacan, Davos'ta işin ciddiyeti konusunda gerekli mesajları alırlar ve çok geç kalmadan gerekli adımları atarlar. Aslına bakarsanız şimdiden geç kaldık ya!

Ertuğ Yaşar

referansgazetesi.com

Ekleme Tarihi
30.01.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız