Çanakkaleli balıkçılar: Ege'de uluslararası sularda avlanan gırgırlar her seferinde 5-10 bin kasa balıkla dönüyor. İşin hazin kısmı bu balıkların tamamı yumurtalı!

ÇANAKKALE - Türkiye’nin batı ucundaki Babakale Limanı’nda toplanan Çanakkaleli balıkçılar bir kez daha uyardı: Tarım Bakanlığı’nın bu yıl verdiği çok riskli bir karar sonrası, sınırsız av gücüne sahip tekneler, Ege’deki uluslararası sulara doldu. Projektörlerle avlanan tekneler, 5 bin-10 bin kasa balıkla limana dönüyor, en hazin tarafı bu balıkların tümü havyarlı yani yumurtalı!
Türkiye’nin karasularında büyük teknelerle av yasağı 15 Nisan’da başlamıştı. Ancak balıkçılık konusunda Türkiye’de tek karar mercii konumundaki Tarım Bakanlığı bu yıl sürpriz bir karar aldı ve uluslararası sularda av iznini 15 Haziran’a uzattı. Ayrıca büyük gırgır teknelerine de Ege’nin uluslararası sularına çıkış izni verdi. Tarım Bakanlığı’nın uygulamasına, Çanakkaleli balıkçılardan sert tepki var.
Babakale Limanı’nda toplanan balıkçılar, bu dönemin balıkların yumurtalı dönemi olduğunu vurguladı. Balıkçılar denize kuvvetli ışık tutarak avlanan gırgırların sardalya, istavrit, lüfer, palamut, hamsi, kolyoz ve uskumru neslini yani tüm besin zincirini tehdit ettiğini söyleyerek uyardı.

Çevreciler nerede?
Ayvacıklı balıkçı İlhan Dermencioğlu: Türkiye sahillerinde en az 1 milyon kişi balıkçılık yapıyor, böyle ekmek yiyor. Yunanistan’ın uyguladığı caydırıcı yasalar olmasa, Ege’de bir tek balık kalmayacak! Komşunun yasağı bizim de bereketli bir denizde avlanmamızı sağlıyor. Ne var ki, Türk balıkçısı şu an Ege’de havyarlı balığı bilinçsiz şekilde avladığından bir katliama imza atıyor. Tarım Bakanlığı Ege’nin uluslararası sularında av mevsimini 15 Haziran’a uzattı. Gırgır teknelerine de uluslararası sulara çıkış verdi. Balık neslini kendi elimizle kurutuyoruz. Çevreciler bir yerde insan eliyle, kuş, köpek ölse dünyayı ayağa kaldırırlar. Bu katliama sessiz kalmasınlar.

Bakanlık uzmanlara kulak vermeli
ÇOMÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Ayaz: Balık türlerinin üreme sezonlarını balıkçılar kadar tüm otoriteler de biliyor. Bu konuda bilimsel çalışmalar herkesin ulaşabileceği şekilde yayımlanıyor. Yasak dönemde ava açılan sahalar, yumurta atma döneminde serbest kalan avcılık, birçok türün yok olmasına neden olacak. Bu bölgeyi ava açma yetkisine sahip olan bakanlık, yetkisini kullanıyor. Ancak uzman görüşünün alınmamasından rahatsızız. Bilim insanları olarak, hangi dönemde avlanılabileceği konusunda bize görüş sorulsa, balıkçılarımızın şu an eleştirdiği dönemde avlanma yapılmamasını ısrarla isterdik. Sardalya, istavrit, lüfer, palamut, hamsi, kolyoz ve uskumru için tehlike çanları çaldı. Örneğin sardalyanın yıllık stoku 27 bin tondan, 5 bin tona düştü. Bilim olarak düşündüğümüzde şu an yapılan avcılık yanlış.

Balığı artık belgeselde görürsünüz
Babakale Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Memduh Kaçmaz: Ege’de avlanan gırgır tekneleri deniz dibini 150 metre derine kadar tarayan ağlarla donatılmış durumda. Gece yapılan av sırasında dibe sarkıtılan dev projektörlerle karınları havyar yüklü balıklar ışığa çekilerek adeta katledilircesine avlanıyor. Sınırsız av gücüne sahip teknelerle avlanma devam ederse, gelecek nesiller balığı belgesellerde, dergilerde görür.
Devlet bir şekilde, sınırsız av gücüne sahip avlanma yöntemini sınırlamalı. Gırgır tekneleri şu anda Ege Denizi’nde avlanıyor ve bu durum haziran ayına kadar da devam edecek. Bu teknelerin bir seferde limana
5 bin-10 bin kasa balık tutarak dönmelerinin en hazin tarafı ise balıkların tamamının havyar döneminde olması... Gelecek nesillere ‘bereketli’ bir deniz bırakmak için av yasağı getirilmeli.

Erdem Sürek

http://www.radikal.com.tr/