Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

  Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesinde Doğu ve Güneydoğu'nun ekonomik durumu, yapılan ve yapılmayan yatırımlar gündeme geldi.

 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun;  "Eğer özel sektör yatırım yapmıyorsa, devlet bu bölgede üretim yapacak yatırımlar yapmalı, fabrikalar kurmalı. Et ve Balık Kurumu bölge hayvancılığını geliştirecek yapıya kavuşturulmalı" şeklinde özetlenecek önemli önerileri oldu.

Başbakan Erdoğan, bu görüşmeden bir gün sonra bu önerilere kendi penceresinden yanıt verdi. Et ve Balık Kurumu ile ilgili bazı bilgiler verdi.

Daha çok hayvan ithalatı ile gündemde olan Et ve Balık Kurumu bir anda terörle mücadelede önemli bir 'silah' olabilir mi konumuna geldi.

Et ve Balık Kurumu teröre çözüm olur mu? sorusu sorulmaya başlandı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri için hayvancılık gerçekten çok büyük bir potansiyel. Et ve Balık Kurumu'nun en etkili olduğu 1970'li yıllarda Türkiye, canlı hayvan ve et ürünleri ihraç ediyordu. Sadece Van'da canlı hayvan ihracatı yapan 35 firma vardı. Bugün ihracat yapılamadığı gibi, Et ve Balık Kurumu haftada bir ithalat ihalesi yapıyor.

Ülke hayvancılığı, Et ve Balık Kurumu bu noktaya nasıl geldi?

Et ve Balık Kurumu, 1952'de kuruldu. O yıllarda özel sektör yok. Sermaye birikimi yok. Sanayi ve ticaret yeterince gelişmemiş. Yetişmiş eleman bulmak bile sorun. Kemal Kılıçdaroğlu'nun çizdiği tablonun bir benzeri hakim. Özel sektörün yatırım yapmadığı, yapamadığı bir dönemde Et ve Balık Kurumu kuruldu. Daha sonra, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem Sanayi de yine devlet tarafından  kuruldu. Bu üç temel kurumun ülke hayvancılığının gelişmesinde çok büyük rolü oldu.

Özelleştirme furyası dünyadakinin tersine Türkiye'de tarımsal kuruluşlarla başlayınca, Et ve Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu ve Yem Sanayi özelleştirildi. Hayvancılık çöktü.

Et ve Balık Kurumu'ndaki süreç, 1992'de kurumun özelleştirme kapsamına alınması ile başladı. Bu kapsamda  1995 'te başlayan özelleştirmelerle kuruma bağlı 37 işletmeden 18'i satıldı. İşletmelerden 5'i bedelsiz olarak kamu kurumlarına devredilirken 3 işletme kapatıldı. İlk özelleştirilenler arasında  Şanlıurfa, Kars, Tatvan, Malatya, Erzincan gibi Doğu ve Güneydoğu'da hayvancılığın yaygın yapıldığı illerdeki işletmeler vardı. Kızıltepe ve Yüksekova işletmeleri Jandarma Genel Komutanlığı'na devredildi.

Özelleştirme furyası daha sonra da devam etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Biz iktidara geldikten sonra Et ve Balık Kurumu'nu özelleştirme kapsamı dışına çıkardık" sözü doğruyu yansıtmıyor. AKP Hükümeti döneminde özelleştirme devam etti. 2004 yılında Manisa, Konya, Kayseri, Zeytinburnu Et Kombinası, Haydarpaşa Et Sanayi İşletmesi, Samsun Soğuk Hava İşletmesi olmak üzere 6 işletme elden çıkarıldı. 2005'te ise Bakanlar Kurulu kararı ile Et ve Balık Kurumu özelleştirme kapsamı dışına çıkarıldı. Kapsam dışına çıkarıldığında  kurumun sadece 8 işletmesi kalmıştı. Bugün de 8 işletmesi var.

Et ve Balık Kurumu'nun sektördeki payı 1955'te yüzde 8.4 oranındayken 1975'te en yüksek oran olan yüzde 35'e çıktı. 1980'de sektördeki pazar payı yüzde 31.5 civarındaydı. Daha sonraki yıllarda "Devlet kasaplık yapmaz" denilerek yatırım yapılmadı. İşletmeler rekabet gücünü yitirdi ve zarar etmeye başladı. Zararı gerekçe gösterilerek özelleştirildi. Et ve Balık Kurumu'nun bugün piyasadaki payı yüzde 2 civarında.

Kurumun kapasite kullanım oranı da çok düşük. 2002'de kapasite kullanım oranı yüzde 21 olan Et ve Balık Kurumu, 2008'de yüzde 7'ye kadar düştü. 2009'da Milli Savunma Bakanlığı ihalelerinin alınması ile yeniden yükseldi ve yüzde 18'e çıktı. Küçükbaş hayvan kesiminden tamamen uzaklaştı.

Et ve Balık Kurumu verilerine göre, 2009'da kurumun ürettiği kırmızı et 14 bin 850 ton. Üretimi çok yetersiz, ama çok büyük ithalat ihaleleri yapıyor. Daha 15 Temmuz'da 50 bin tonluk canlı sığır ihalesi yaptı.

Et ve Balık Kurumu, bugün hayvan ithalat ofisi gibi çalışıyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dile getirdiği gibi, hükümet hayvan ithalatı yerine özellikle Doğu ve Güneydoğu'da Et ve Balık Kurumu'nun desteği ile yatırımlar yapar ve hayvancılığı yeniden canlandırırsa ithalata gerek kalmaz. Elbette, Et ve Balık Kurumu tek başına terör sorununun ekonomik boyutunu çözemez. Fakat önemli bir altyapı oluşturabilir. İstihdam yaratabilir. Hayvancılığı canlandırabilir. Ayrıca, bölgede yıllardır bitirilemeyen yatırımlar var. Van Ticaret Borsası'nın VOTAŞ- Van Organize Tarım İşletmeleri  Projesi, ülkeye örnek olacak önemli bir hayvancılık yatırımı. Bu yatırım desteklenerek bir an önce üretime başlaması sağlanırsa bölgeye ve hayvancılığa önemli katkısı olur. Fakat, Et ve Balık Kurumu veya özel sektör yatırımlarının başarılı olması için öncelikle yem sorununun çözülmesi gerekiyor. Bugünkü yem maliyetleri ile hayvancılığın yapılması her geçen gün güçleşiyor. Bizden hatırlatması.

kobiden.com

 

Ekleme Tarihi
20.07.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız