Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

"Üzümü ye ama suyunu içme" diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, meyve ve suyu tartışmasını ben muhafazakar bir politikacının temennisi olarak okudum.

 O içmememizi tavsiye eder, biz içeriz, demokratik yaşam böyle tecelli eder. Bu nedenle kafaya çok takmamak gerek. Üstelik hatırlayalım aynı başbakan şaraptaki yüzde 63'lük ÖTV'yi geçen yılın sonunda sıfırlamıştı.

Başbakan'ın da şarap içilmesini çok takmamasını öneririm. Neticede Türkiye'de yıllık üretilen 4 milyon ton üzümün sadece yüzde 3'ü şarap üretiminde kullanılıyor. Ancak bir pollitikacının üzüm şarapta kullanıldığında yarattığı katma değerin kaç kat arttığını da dikkate alması gerekir diye düşünüyorum.

Başta hatırlattığım şaraptaki vergi indirimine gelince, alınması gereken akılcı bir karardı. Ancak hükümetin açıkladığı bu ÖTV indirimi sektörde nedense çok fazla ses getirmedi. Ben bir tek Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar'a konuşan Yazgan Şarapçılık'ın sahibi Nurtekin Yazgan'ın "aslında ucuz şaraba yük bindi, bundan pahalı şaraplar yararlanacak" mealindeki açıklamalarını duydum. Ardından market raflarındaki etiketlerin değişmediğini görünce de, bu suskunluğun nedenini anlar gibi oldum. Raflardaki pahalı şaraplar hala pahalı!

Oysa vergi indirimi öncesinde büyük şarap üreticilerinin büyük bölümü, hükümetin muhafazakar niteliğine vurgu yaparak, "Bunlar İslamcı o yüzden içkiden intikam alıyorlar" yollu yorumlarda bulunuyordu. Durum oldukça garip; "İslamcı hükümet" şaraptaki vergiyi indirdi, üstelik Vakit gazetesinden bile bu nedenle zılgıt yedi ama "serbest düzen şarap üreticisinin" ses çıkarmaya da, etiketlerde ayarlama yapmaya da niyeti yok gibi. Ne oluyor peki?

Geçen akşam İdol Şarapları'nın yeni markası Smyrna için düzenlenen tanışma gecesindeydim. Bu soruyu şirketin Pazarlama Müdürü Emre Utku'ya sorduk. Aslında diyor Utku, "Şarabın üzerine binen ve etiketlere yansıyan yük ÖTV değildi. Ortalama 6-7 liraya üreticiden çıkan şarap, yine aynı üreticilerin pazarlama şirketlerine satılınca, o şirketlerden üreticiye giden yolda etiketlerde büyük bir aralık oluşuyor."

Peki üreticiden 6-7 liraya çıkan şarap, nasıl oluyor da tüketicinin önüne neredeyse 6 kat pahalı olarak çıkıyor? Utku'ya göre, bu fiyatın içinde pazarlama, iletişim çalışmaları, zincir marketlerdeki raf paraları, lokanta ve meyhanelere açıktan ya da sponsorluk yoluyla ödenen paralar var. Yani şarap bizim soframıza gelinceye kadar başka pek çok sofradan geçiyor. Durum şarabı seven açısından vahim! Bir şarap tüketicisi olarak dünyadan kat kat pahalı şarap içmek içime sinmiyor. Ya sizin?

İzmir'e mitolojik bir gönderme, Smyrna marketlerde olmayacak

Geçen yıl İzmirli işadamı Lucien Arkas'ın Ekrem Demirtaş'tan satın aldığı İdol Şarapçılık'ın Smyrna serisi şirketin ürettiği Konsensus kadar pahalı değil. O da İdol Bağları'nda organik biçimde yetiştirilen üzümlerden yapılıyor. Bu niteliğiyle ayrışan ve İzmir'in mitolojik çağdaki ismiyle arzı endam eden Smyrna, doğal yaşamı tercih eden tüketicinin ilgisini çekebilir. Fiyatı bir aylık kampanya dönemi boyunca 15-20 lira aralığında olacakmış. Ancak bence sonrasında da bu fiyatı artırmamalılar.

Bu arada İdol Şarapçılık agresif bir büyüme peşinde değil. Zincir marketlere girmiş ve ağzı yanarak çıkmış. Artık buralarda yer almama kararı vermiş. Şaraplarını Cihangir'deki Le Cave gibi butik şarapçılarda, internette ve restoranlarda satmayı hedefliyor. Yani hedef daha yavaş adımlarla, daha butik ama daha güvenli biçimde yürüyerek, büyümek. Zaten şu andaki yıllık 600 bin litrelik üretimi, pazarı domine eden Doluca ve Kavaklıdere'nin üretimleriyle ve Türkiye genelindeki 100 milyon litrelik toplam üretimle kıyaslandığında böyle bir stratejiyi gerektiriyor. Stratejinin farklılaşmaya yönelik hanesinde ise organik üretim yatıyor.

Organik üretimin maliyet yükselten bir farklılığı var. İdol Pazarlama Müdürü Emre Utku, bunu şöyle anlatıyor:

"Örneğin, asmaların büyümesini engelleyebilecek otlarla kimyasal mücadele yöntemleri uygulayamıyorsunuz. O zaman da sık sık elle temizlik yapmanız gerekiyor ve işçilik maliyetleri artıyor."

Yasal mevzuat nedeniyle şarabın üzerine organik yazamasalar da, Avrupa'dan belgeli ekolojik üretim yapılıyor İdol Bağları'nda. Üstelik bağların mülkiyeti de kendilerinin. Yani anlaşmalı tarım ya da dışarıdan satın alma benzeri uygulamalara gitmeyi tercih etmiyor İdol Şarapçılık. Utku sektördeki potansiyeli de vurguluyor. Özellikle güneydoğuya yönelik sözleri dikkat çekici:

"Güneydoğu Anadolu'da şarap üretimine uygun çok fazla yer var, örneğin Boğazkere ve Öküzgözü üzümleri çok nitelikli. Ancak üreticiler bu çatışmalı ortamdan uzak durmayı tercih ediyor. Terör bittiği gün, bu bölgede bağcılık ve şarapçılık yatırımlarının çok artacağına inanıyorum."

 

Jale Özgentürk

http://www.referansgazetesi.com/

Ekleme Tarihi
23.07.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız