Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  BASINDAN MAKALELER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Arkadaşımız Rüştü Bozkurt, kamunun da büyük desteğiyle hızla sayıları artan zeytin ağaçlarından elde edilecek artacak zeytin ve zeytinyağı üretimimizi irdeleyen çalışmasına bugün ilk yazısıyla başlıyor.

Bu bana da artık önemli imkan olduğunun farkında olduğumuz tarım ve hayvancılık üzerine bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya yöneltti. Tarım ve hayvancılıktaki büyük imkandan yararlanabilmemiz için bu konuda tartışmalarımızı sürekli kılıp doğru ve bütünsel modelleri yaratabilmeliyiz.

Bizler gençlik dönemimizde 1960'lı yıllarda o zamanki adıyla Ortak Pazar olan bugünkü AB'nin tutumunu beğenmeyerek "Biz Avrupa'nın manav ve kasabı olmak istemiyoruz" gibi çıkış yapardık. Bir koca tır sebze meyve karşılığında bir endüstriel ürünü zar zor aldığımızı, bu yapının değişmesi gerektiğini düşünürdük.

Türkiye aşağı yukarı o yıllardan birkaç yıl öncesine kadar kendi tarım ve hayvancılığını geliştirme konusunda bütünsel ve ciddi projeleri gündemine almadı. Ağırlıklı olarak, "Türkiye dünyada kendi kendine tarımsal ürünü yeterli yedi ülkeden biridir" sözünün tekrarlanmasıyla yenilenirken, yaklaşık 50 yıllık sürede palyatif önlemler dışında tarım ve hayvancılıkta ülkemiz imkanlarını iyi değerlendiren, ciddi gelişme sağlayan çalışmalara tanık olmadık.

1980 sonrası doğu ve güneydoğu hayvancılığı terör nedeniyle önemli darbe yedi. GAP, DAP, KOP gibi bölgesel tarımsal projelerde de bugün için bu bölgelerden alınacak yüksek verimin çok uzağındayız.

Ancak son yıllarda özellikle özel sektörün tarım alanında yeni atılımlarıyla karşılaşıyoruz. Özellikle örtülü tarıma geçilen alanlarda, seracılık alanında önemli gelişmeler gündeme geliyor. Ve bu alanlarda bir yandan iç Pazar bir yandan da ihraç pazarı için sebze ve meyve üretiminde her yıl daha verimli bir üretim, daha yüksek katma değer, daha yüksek ihracat geliri alındığını görüyoruz. Son dönemlerde 20-30 bin büyük baş besi ve süt hayvanının bulunduğu verimli çiftliklerde özel sektör tarafından kuruldu. Bu da hayvancılıkta 1980'ler sonrası son bulan göçerlerin gezer hayvancılığı sonrası ilk kez hayvancılık alanında da yeni bir modelin gündeme geldiğini görüyoruz.

Ancak hala, hem hayvan varlığı envanteri ve buna bağlı yapılması gerekenlerin tam olarak bilindiğini söylememiz mümkün değil. Hem de tarımsal ürünlerin doğal hava koşullarına, köylülüğü ürün seçimine bağlı değil, iç ve dış pazar tarafından istenilen rekabetçi yapıda modellenmesinin çok uzağındayız. Bunda bölünmüş toprak mülkiyetinin ve geçimlik üretim yapan köylülüğün yerini, pazara üretim yapan yeterli ölçekli çiftçiliğin alamamış olmasının da önemli rolü ver.

Ancak, özel sektörün özel örneklerinin bugün bize öğrettiği Türkiye'de tarım ve hayvancılıkta ölçeğe uygun, iç ve dış Pazar için üretim yapıldığında önemli bir katma değer elde edilmesi mümkün oluyor. Ve Türkiye bugün tarım ve hayvancılıkta var olan büyük imkanının henüz çok az bir kısmını rekabetçi ve verimli kullanabiliyor. Ve eğer eldeki imkana uygun yeni düzenlemelerle üretim modelini geliştirebilirse tarım ve hayvancılık alanında 3-5 yıl içersinde 25-30 milyar dolarlık bir ihracat potansiyeline ulaşabilir.

Arkadaşımız Rüştü Bozkurt, bugünden başlayarak bu hafta içersinde "Zeytin ve zeytinyağı üretimini önyargısız tartışmamızın" gerekliliğini ortaya koyacak. Türkiye aslında son yıllarda zeytin ağaç sayısını çok büyük ölçüde artırdı. Kamu da bu alanda önemli destekler verdi. Ancak, seçilen zeytin fidanlarının doğru olup olmadığı tartışılmadan bu kampanya yürütüldüğü için, doğruluğu tartışılır bir sonuç ortaya çıktı. Bunun yanı sıra halkımızın sağlıklı bir ürün olan zeytinyağı kullanımını artırıcı kampanyalar da bunun yanında gündeme getirilmedi.

Tarımda büyük imkan olduğunun bugün farkındayız amma, henüz buna uygun doğru modelleri bir bütünsel yapı içersinde ele aldığımız ve özellikle dış pazarın talep ettiği ürün cinslerini doğru belirleyerek, bu talebe uygun üretimleri geliştirmek için daha önümüzde çok uzun bir yol olduğunu görüyoruz…

 

Osman Arolat

http://www.dunyagazetesi.com.tr/

Ekleme Tarihi
09.08.2010
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız