Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 23 Nisan 2024 Salı
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 Hiç unutmuyorum, o dönem Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile sohbet ederken, aynen şunları söylemişti: “Bu uygulama bana göre tarımda bir devrim.” Aradan dört yıl geçti. Tarım sigortasının bu dört yılda geldiği noktaya birlikte bakalım. Gerçekten de Mehdi Eker’in söylediği gibi devrim yaratmış mı, yoksa sadece lafta mı kalmış. 
Gelin isterseniz, uygulama başlamadan önce tarım sigortasında durum neymiş kısaca ona değinelim ki, bugünü mukayese ederken aradaki fark daha net anlaşılsın. 2005 yılının sonunda tarım sigortalarında -ki, o dönem devlet desteği yoktu- yaklaşık 188 bin poliçe satılmış ve karşılığında da 48 bin TL çiftçiden prim toplanmış.
Bugün ise, devlet destekli tarım sigortası sayesinde toplam poliçe sayısı 1 milyon 153 bine ulaşmış durumda. Toplanan prim ise, 434 milyon TL civarında. Adı üstünde ‘devlet destekli’ bir uygulama olduğundan primin yarısı yani, 217 milyon TL’si, Tarım Bakanlığı tarafından ödendi ve bu dört yıl içinde tarımsal alanın yüzde 4.2’si de sigortalandı.
Olayın bir de hasar boyutuna bakalım. Çünkü, asıl konunun bu tarafı daha ilginç. Tarım sigortasının uygulanması için kurulan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), bugüne kadar çiftçiye toplam 205 milyon TL hasar ödemesi yaptı ve önümüzdeki günlerde 80 milyon TL daha hasar ödeyecek. Yani, ödenen toplam hasar 285 milyon TL’ye ulaşmış durumda. 

Çiftçi 285 milyon TL hasar aldı

Diyeceksiniz ki, bunun neresi ilginç? Anlatayım... Toplam primin yarısı yani, 217 milyon TL’sinin Tarım Bakanlığı tarafından ödendiğini belirtmiştim. Haliyle sigorta yaptıran çiftçinin ödediği prim de 217 milyon TL oluyor. Bu da şu anlama geliyor: Çiftçimiz 217 milyon TL prim ödemiş, ama karşılığında da 285 milyon TL hasar almış. 
Kimse pek dillendirmiyor ama bunun adına sübvansiyon deniyor. Daha açık bir anlatımla, Tarım Bakanlığı sigorta priminin yarısına katkıda bulunarak çiftçiyi sübvanse ediyor. Gelişmiş ülkeler de bu işi aynen böyle yapıyor. Tek bir fark var... Onlar uzun yıllardır bu şekilde çiftçiyi sübvanse ediyor, biz ise sadece dört yıldır bu uygulamayı yapıyoruz.
Tarım sigortası hakkında anlatacaklarım daha bitmedi. Malumunuz, son dönemde en çok yaşanan afet, sel baskını. İşte bu senenin başında tarım sigortasının kapsamı içine sel teminatı da eklendi. Sene başından bu yana da TARSİM, sel baskınından dolayı zarar gören çiftçiye 560 bin TL ödeme yaptı.
Gelelim kritik soruya. Devlet destekli tarım sigortasının dört yılda geldiği nokta büyük bir başarı mı? Bu soruyu, geçenlerde bir sohbetimiz sırasında TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora’ya sordum. 

Primin yarısını devlet ödüyor 

Bülent Bora, çiftçilerin tarım sigortasına olan yaklaşımının her geçen yıl olumlu anlamda geliştiğini belirterek, “Ancak ülkemizde tarımsal anlamda sigortalılık oranı yüzde 4.2 civarında. Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini göz önünde bulundurursak, bu oranın yeterli düzeyde olmadığı dikkati çekiyor” diyor ve ardından da şunları söylüyor:
“Bu sebeple üreticilerimizin yarın ne olacak endişesi yaşamadan, huzurla üretim yapabilmeleri için sisteme güven duymalarını arzu ediyoruz. Zira her geçen yıl tarımsal üretimi etkileyen risklerin ürünler üzerinde etkisi artıyor. Bu durum da tarımsal faaliyetleri olumsuz etkiliyor ve tarım sigortası yaptırmayan üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu sebeple tarım sigortası artık neredeyse bir zorunluluk haline gelmiştir.”
Kısaca devlet destekli tarım sigortasının dört yıllık gelişimi böyle. İşin aslını isterseniz bundan on yıl önce birileri bu ülkede tarım sigortasının uygulamaya konacağını ve buna da devletin destek vererek, primin yarısını ödeyeceğini söyleseydi buna kimse inanmaz, güler geçerdi. 
Ama dört yıldır bu sistem uygulanıyor ve tıkır tıkır da işliyor. Primin yarısını çiftçi, yarısını devlet ödüyor... Hasar olduğunda da çiftçi hasarının tamamını alıyor. Bu açıdan bakıldığında tarım sigortası, Mehdi Eker’in söylediği gibi gerçekten de devrim niteliğini taşıyor. Tek eksik, çiftçinin, üreticinin bilinçlenip, sigortayı yaptırması. 

Ekleme Tarihi
06.09.2010
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız