Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 26 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

 Yılbaşı gecesini kim bilir kimler nerelerde nasıl geçirdi?    Yeni yılın ilk sabahında, geceden kalma bir mahmurlukla yataktan kalkanların sayısı belki de milyarları aşmakta. 
Hepsi de eşit durumdalar yeni bir yıl sabahında.
Söz gelişi:
-Yasaların önünde oldukları gibi.
* * *
Mümkün olsaydı da sorabilseydik onlara:
-Şimdiye dek yaşadığınız yılbaşlarından, kaç tanesini hatırlayabiliyorsunuz, diye?
Verecekleri yanıt 5’i, yahut 6’yı geçer miydi?
* * *
Geçmişte kalan yılbaşılar, ne oldu ki onlara?
* * *
Adamın biri, bir asfalt çalışması sırasında ileri-geri gidip gelen bir silindirin altında kalarak iyice ezilmiş.
Adamı hemen bir hastaneye götürmüşler; doktor:
-Adı neydi, diye sormuş.
* * *
Söylemişler ezilenin adını:
-Schrkendrfillerzt...
Doktor:
-Hayır, demiş; silindirin kendisinin üstünden gelip geçmeden önceki adı neydi?
* * *
Geçmişte kalan yılbaşları da, sanırım:
-Schrkendrfillerzt oluyor.
* * *
Son 50-60 yılda, yılbaşı sabahlarında yeni yıl için yazılmış yazılara da şöyle bir göz atılsa...
O yazıların da, birbirine ne kadar benzediği afallatabilir insanı.
* * *
Bendeniz her yılbaşında, ilk hatırladığım 2 yılbaşıyla yeniden el sıkışırım.
Bunlardan biri, Çocuksesi dergisinin kapağında, yere oturmuş bir bebeğin ağzıyla çaldığı borudan 1936 sayılarının fırlaması...
* * *
İkincisi ise, yatılı okuduğum ilkokulda 4’üncü sınıftayken; aileleri başka kentlerde olduğu için tatillerde de okulda kalan öğrencileri; 1937 yılının bittiği gece, özel ayarlanmış bir tramvaya bindirerek, bizleri İstanbul’da dolaştırmalarıydı.
* * *
Tuhaf bir rastlantı, tramvayın vatmanı da; ciciannemin en büyük ablasının, adı “haylaz”a çıkmış olan oğlu Şevket’ti.
Benimle azıcık ahbaplık etmişti.
* * *
Nedense her yılbaşı hatırlarım, her 2 çocukluk anısını da...
* * *
Şimdi bir süre yorumcular, biten yılda neler olup bittiğini tartışacaklar.
* * *
Kimsenin aklına, hayata veda edenlerden “ölüm ilanları” gazetelerde çıkmayanların sayısı üstünde durmak gelmeyecek...
“Ölüm ilanları” gazetelerde çıkanlara oranla, çıkmayanların sayısı daha mı az, daha mı çoktu acaba?
* * *
Yaşarlarken “Adam, daha doğrusu İNSAN” yerine konanlarla, konmayanların kıyaslanması, biten yılın analizleri içine yine hiç girmeyecek.
* * *
Akla gelip de söylenemeyenlerin değil, akla hiç gelmeyen konulara doğru bir şekerlik maşası uzatmanın da, kendince albenili bir fıskiyesi var.
* * *
Örneğin dün gece, kimler çalıştıkları için yeni yılı eşleri ve aileleriyle kutlayamadı?
Onların, yeni yılı kocasız kutlamış eşleriyle bir röportaj yapmak ilgi çeker miydi, çekmez miydi?
* * *
Karşımıza en çok kimlerin eşleri çıkacaktı acaba?
Sanırım taksicilerin, TIR sürücülerinin, nöbetçi itfaiyecilerin, görevli polislerin, askere alınmışların, sayıları boyuna artan “özel” güvenlikçilerin...
* * *
2011 geldi, hoş geldi.
* * *
Kim bilir o da,”Schrkendrfillerzt “ olmaya giderken, geride neler bırakacak ve bugün biten yılı analiz etmeye başlayan yorumcular; onu da, kendilerine özgü bir süzgeçten nasıl geçirecek?
* * *
Yılbaşı şenliklerine hazırlanılırken, bir kümeste de 2 hindi konuşuyormuş.
Biri ötekine:
-Sen, diyormuş; nerede geçirmeyi düşünüyorsun yılbaşını?
Öteki:
-Geçen yılbaşında annemin geçirdiği yerde, demiş; ya sen?
* * *
Onun da yanıtı:
-Babamın geçirdiği yerde, olmuş.
* * *
Artık 2011 diye atacağız tarihleri...
Vaktiyle 1911 diye atmaya başlayanlar da olmuştu.
* * *
Dileriz, her şey gönlünüzce olsun yeni yılda...

 
Yılbaşı gecesini kim bilir kimler nerelerde nasıl geçirdi?    Yeni yılın ilk sabahında, geceden kalma bir mahmurlukla yataktan kalkanların sayısı belki de milyarları aşmakta. 
Hepsi de eşit durumdalar yeni bir yıl sabahında.
Söz gelişi:
-Yasaların önünde oldukları gibi.
* * *
Mümkün olsaydı da sorabilseydik onlara:
-Şimdiye dek yaşadığınız yılbaşlarından, kaç tanesini hatırlayabiliyorsunuz, diye?
Verecekleri yanıt 5’i, yahut 6’yı geçer miydi?
* * *
Geçmişte kalan yılbaşılar, ne oldu ki onlara?
* * *
Adamın biri, bir asfalt çalışması sırasında ileri-geri gidip gelen bir silindirin altında kalarak iyice ezilmiş.
Adamı hemen bir hastaneye götürmüşler; doktor:
-Adı neydi, diye sormuş.
* * *
Söylemişler ezilenin adını:
-Schrkendrfillerzt...
Doktor:
-Hayır, demiş; silindirin kendisinin üstünden gelip geçmeden önceki adı neydi?
* * *
Geçmişte kalan yılbaşları da, sanırım:
-Schrkendrfillerzt oluyor.
* * *
Son 50-60 yılda, yılbaşı sabahlarında yeni yıl için yazılmış yazılara da şöyle bir göz atılsa...
O yazıların da, birbirine ne kadar benzediği afallatabilir insanı.
* * *
Bendeniz her yılbaşında, ilk hatırladığım 2 yılbaşıyla yeniden el sıkışırım.
Bunlardan biri, Çocuksesi dergisinin kapağında, yere oturmuş bir bebeğin ağzıyla çaldığı borudan 1936 sayılarının fırlaması...
* * *
İkincisi ise, yatılı okuduğum ilkokulda 4’üncü sınıftayken; aileleri başka kentlerde olduğu için tatillerde de okulda kalan öğrencileri; 1937 yılının bittiği gece, özel ayarlanmış bir tramvaya bindirerek, bizleri İstanbul’da dolaştırmalarıydı.
* * *
Tuhaf bir rastlantı, tramvayın vatmanı da; ciciannemin en büyük ablasının, adı “haylaz”a çıkmış olan oğlu Şevket’ti.
Benimle azıcık ahbaplık etmişti.
* * *
Nedense her yılbaşı hatırlarım, her 2 çocukluk anısını da...
* * *
Şimdi bir süre yorumcular, biten yılda neler olup bittiğini tartışacaklar.
* * *
Kimsenin aklına, hayata veda edenlerden “ölüm ilanları” gazetelerde çıkmayanların sayısı üstünde durmak gelmeyecek...
“Ölüm ilanları” gazetelerde çıkanlara oranla, çıkmayanların sayısı daha mı az, daha mı çoktu acaba?
* * *
Yaşarlarken “Adam, daha doğrusu İNSAN” yerine konanlarla, konmayanların kıyaslanması, biten yılın analizleri içine yine hiç girmeyecek.
* * *
Akla gelip de söylenemeyenlerin değil, akla hiç gelmeyen konulara doğru bir şekerlik maşası uzatmanın da, kendince albenili bir fıskiyesi var.
* * *
Örneğin dün gece, kimler çalıştıkları için yeni yılı eşleri ve aileleriyle kutlayamadı?
Onların, yeni yılı kocasız kutlamış eşleriyle bir röportaj yapmak ilgi çeker miydi, çekmez miydi?
* * *
Karşımıza en çok kimlerin eşleri çıkacaktı acaba?
Sanırım taksicilerin, TIR sürücülerinin, nöbetçi itfaiyecilerin, görevli polislerin, askere alınmışların, sayıları boyuna artan “özel” güvenlikçilerin...
* * *
2011 geldi, hoş geldi.
* * *
Kim bilir o da,”Schrkendrfillerzt “ olmaya giderken, geride neler bırakacak ve bugün biten yılı analiz etmeye başlayan yorumcular; onu da, kendilerine özgü bir süzgeçten nasıl geçirecek?
* * *
Yılbaşı şenliklerine hazırlanılırken, bir kümeste de 2 hindi konuşuyormuş.
Biri ötekine:
-Sen, diyormuş; nerede geçirmeyi düşünüyorsun yılbaşını?
Öteki:
-Geçen yılbaşında annemin geçirdiği yerde, demiş; ya sen?
* * *
Onun da yanıtı:
-Babamın geçirdiği yerde, olmuş.
* * *
Artık 2011 diye atacağız tarihleri...
Vaktiyle 1911 diye atmaya başlayanlar da olmuştu.
* * *
Dileriz, her şey gönlünüzce olsun yeni yılda...
 

Ekleme Tarihi
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız