Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler


Duyarlıysanız kalbi vurur

Günlük hayatımızda gerek dışarıda yediğimiz yemeklerde, gerekse evde yaptıklarımızda fazla miktarda tuz alıyoruz.

Günlük hayatımızda gerek dışarıda yediğimiz yemeklerde, gerekse evde yaptıklarımızda fazla miktarda tuz alıyoruz. Oysa biz Türkler tuza duyarlıyız. Tuz duyarlılığının yarattığı riskler hakkında bilgiler veren Acıbadem Fulya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rüştü Serter, “Toplumda tuza duyarlı bireylerin yüzde 10-20 arasında olduğu kabul edilmektedir. Bu da tuza duyarlı biriylerde kalp damar hastalığı riskinin, duyarlı olmayan bireylere göre çok daha yüksek olduğunu göstermektedir” diyor.

İNSÜLİN DİRENCİ DE ARTIYOR

Tuzun kalp damar hastalıkları riskini artırdığının eskiden beri bilindiğini, yüksek tansiyon hastalarının önemli bir bölümünün de tuza duyarlı olması nedeniyle tuz kısıtlamasına gidildiğini anlatan Prof. Dr. Rüştü Serter, yüksek tansiyon hastalarına neden tuz kısıtlaması yapıldığının gerekçesine şöyle açıklıyor:

“Bu duyarlılık, yüksek tansiyon hastaları fazla tuz tükettiklerinde kan basınçlarının arttığı anlamına geliyor. Ancak kimlerin duyarlı kimlerin duyarsız olduğu tam ayrılamadığı için tüm hipertansiflere tuzu kısıtlamaları öneriliyor. Son zamanlarda yapılan yayınlarda ise, tuza duyarlı olan bireylerin insülin direncine daha yatkın olduğu belirtiliyor. Tuz duyarlılığı ile insülin direnci arasındaki ilişki tavuk yumurta ilişkisine benziyor. İnsülin direnci olanlarda yüksek insülin düzeyi, sempatik sinir aktivitesinin artmasına neden oluyor. Ayrıca böbreklerde tuz tutan aldosteron hormon sisteminin baskılanması azalıyor. Tüm bunlar da damar duvarında tuza yanıtın artmasına yol açıyor. Öte yandan tuza hassas bireylerde tuz alımının artırılması ile insülin direncinde artış olduğu görülüyor. Bunun nedeni tamamen açıklanmış değil. Tuza hassas bireylerdeki kan basıncı artışı ve damar kasılması dokulara glukoz geçişini azaltıyor, dolayısı ile insülin direncine yol açıyor.”

TUZU AZALTINCA İNSÜLİN DİRENCİ DE KIRILIYOR

Özellikle tuza duyarlı bireylerde tuzun kısıtlanması hem kan basıncında düşmeye hem de insülin direncinde azalmaya yol açıyor. Her ikisi de kalp damar hastalığı gelişiminde önemli oranda risk azalmasına katkıda bulunuyor. Bu fayda hipertansif hastalarda daha da belirgin oluyor. Gizli tuz kaynaklarına da dikkat etmek gerekiyor. Hazır gıdaların birçoğu önemli oranlarda tuz içeriyor. Örnek olarak soslar özellikle soya sosu, konserveler, tahıllar, pide, ekmek, turşu, kuruyemişler, içeceklerden maden suyu tuz yönünden zengindir.

TUZU AZALTMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

•Yemeğin tadına bakmadan tuz atmamak, ancak tadına yansıyacak bir tuz eksikliği var ise az miktarda tuz eklemek.

•Sofraya mümkün ise tuzluk koymamak.

•Tuzu yemeği pişirirken değil pişirmenin sonunda eklemek atılan tuz miktarının daha az olmasını sağlar.

•Aşırı ekmek yemekten, turşu ve kuruyemişlerden, aşırı maden suyu – soda tüketiminden kaçınmak.

•Yenilen hazır gıdaların içindeki sodyum değerlerini ambalajdan okuyarak çok tuzlu yemekten uzak durmak.

•Düşük tuzlu olarak satılanları tercih etmek. Bol miktarda taze meyve ve sebze yemek içerisindeki potasyum sayesinde tuzun etkilerini dengeler.

•Yemeklere tuz yerine limon suyu, sirke, taze sarımsak, nane gibi çeşniler eklenmeli.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
21.06.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: tuz, sağlık
Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız