Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Vazgeçilmesi zor bir lezzet: "Çikolata". Mayalara ve Azteklere uzanıyor çikolatanın geçmişi. 1519 senesinde ilk adımı Hernan Cortes atar. Meksika'nın Aztek Hükümdarı Mentezuma'nın sarayında kendisine sunulan kakao tohumundan yapılmış olan "xocoalt" adındaki acı içeceği sonradan İspanya'ya götürerek tanıtır. İspanya'da xocoalt, tarçın ve vanilya ile tatlandırılarak servis edilir. Bir yüzyıl sonra Fransızların da ilgisini çeker. 1657'de, Londra'da bu içeceğin yapımında kullanılan katı çikolata satılmaya başlanır. Çikolata tüketimi yalnızca aristokrasi ve kraliyet sarayına bağlı ruhban sınıfına has olan bir ayrıcalıktır. Londra, Amsterdam gibi kentlerde çikolata evleri açılmaya başlanır; sonra bu evler kulüplere dönüşür. 1700'lerde İngilizler, çikolataya süt ekleyerek yeni bir adım atar. Ancak kakao çekirdeğine konan yüksek Gümrük Vergisi çikolatanın maliyetinin düşmesini engeller; tüketim, verginin düşürüldüğü 19. yüzyıl ortalarında yaygınlaşır. Hollandalı Coenraad Van Houten tarafından 1828 yılında kakao presinin icat edilmesi, üreticileri katı haldeki çikolatanın yapımı için hem teşvik eder hem de onlara gerekli ekipmanı sağlar. Çikolata, mayalandırılmış ve kavrulmuş çikolata çekirdeklerinin içinde üretilir. Çekirdek içleri öğütülerek çikolata lapası elde edilir. Bu lapanın kalıplara dökülüp sertleşmesiyle acı çikolata, sıkıştırılması kakao yağı, tozu içine şeker katılmasıyla tatlı çikolata elde edilir.

 Tatlı çikolata ilk kez 1847'de Fry and Sons adlı İngiliz firması tarafından geliştirilir. Bu leziz serüveni, Almanya'nın Köln kentinde bulunan Ren Nehri kıyısına kurulmuş çikolata müzesinin her koridorunu geçerken öğreniyoruz. Çikolata Müzesi'ni 31 Ekim 1993'te açan Kölnlü Imhoff-Stollwerck firması, 1839 yılından beri çikolata tarihinde önemli bir rol oynuyor. Çikolata Müzesi'nde hiçbir soru yanıtsız kalmıyor. Sergide çikolata üretim süreci, tropikal bölgelerdeki kakao hasadından tutun, müzede özel olarak yapılan seri banttaki üretime kadar tüm detayları ile gözler önüne seriliyor. Özel olarak yapılan sera ortamının nemli havası da hissedilebiliyor. Müze içinde yapılan turun son noktasını, litrelerce sıvı çikolatanın aktığı "çikolata pınarı" oluşturuyor. Her ziyaretçiye, çikolataya batırılmış bir gofret veriliyor. Üç katlı müze, kakao ağaçlarının bulunduğu tropik orman modeli ve üretim bölümüyle açık bir laboratuvar. Çocuklar ve gençler çikolata yapımı atölyelerine katılabiliyor. Yapım aşamalarını tüm müze ziyaretçileri izleyebiliyor. Sıcak çikolataların birbirinden ilginç porselen fincanları, 3000 senelik birikimden geriye kalan tüm tarihi malzemeler karşınıza çıkıyor. Üretim dışında tanıtım için 1900'lerin çikolata katalogları, gazete ilanları, afişler ve sinemalarda gösterilen çikolata reklamları yer alıyor... Çıkışta yer alan çikolata dükkânına girmeden tur tamamlanmıyor. Bu müze, yerel yönetimlerden destek almadan hem ayakta durabilen hem de kâra geçen bir özelliğe sahip. Bunun sırrı ise ortada, adını duyan, görmeden edemiyor... Ziyaretçilerinin yoğun ilgisi, müzede yer alan restoran, çikolata dükkânı ve özel etkinlikler için mekânın kiralanabilir olmasından geriye kalan, çikolatanın vermiş olduğu mutluluk...   http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=133366&KTG_KOD=195

Ekleme Tarihi
01.12.2009
Ekleyen Kişi
Kemal Erdoğan

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız