Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  GÜNLÜK » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

Basına ve kamuoyuna;

29 Ocak 2009


AKP Hükümeti, 2/B olarak bilinen, ormanların satışına ön hazırlık niteliğindeki maddeleri meclisten geçirmeyi başardı. 2003 yılında aynı yöndeki anayasa değişikliği için, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veto yetkisini kullanmıştı. 15 Ocak 2009'da mecliste Tapu Kanunu değişikliği görüşmelerine, 2/B maddelerini de ekleyen AKP Hükümeti, orman istilacılarını cezalandırmak yerine ödüllendirme çabasında bir adım daha öne çıktı. Yasa değişikliği, 27 Ocak 2009'da Cumhurbaşkanı'nın onayını aldı.

Ormanlar çok kişinin bildiği gibi yalnızca oksijen kaynağı değildir. Ormanlar, küresel ısınmanın temel nedeni durumundaki karbondioksitin emildiği, karbon yutaklarıdır. Küresel ısınmayı engellemek için elimizdeki en değerli hazinemiz, ormanlardır.

Bir orman nasıl orman niteliğini kaybeder?

Bu sorunun yanıtı, "kuraklık", "iklim değişimi" yada "bir lav akıntısı ormanın üzerini kaplanması" biçiminde olabilirdi. Ancak ormanlar, bu şekilde yok olmuyor ülkemizde. Geçmişten günümüze bakıldığında, ormanlarımız için çıkartılan yasa ve yönetmeliklerin bir çoğuda, ormanların aleyhine bir durumun söz konusu olduğu anlaşılıyor.


Bu güne kadar yasa düzenlemelerle orman alanı dışına çıkarılan araziler


1950 - 1960 yılları arasında 9,2 milyon dönüm (9200 km2)
1961 - 1981 yılları arasında 1,2 milyon dönüm (1200 km2)
1981 - 2000 yılları arasında 2,73 milyon dönüm (2730 km2)

Yapılan yasal düzenlemelerle, bu güne kadar, 13,13 milyon dönüm orman alanın, işgal gerekçeleriyle, orman dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Bu oran, ülke topraklarımızın % 1,6'sı, orman varlığımızın ise % 6,13'ünü oluşturmaktadır.

1920'lerden itibaren çeşitli bakanlıklara bağlı olarak çalışan Orman Müdürlükleri, 1969 yılında kurulan Orman Bakanlığı çatısı altında birleştirilmiştir. Cumhuriyetten bu yana varlığını sürdüren devletin orman konusunda yetkili kurumları, ormanı korumak, işgalleri engellemek konusunda hemen hiç bir çaba göstermediği anlaşılmaktadır. 13 milyon dönümün üzerindeki orman kaybı, bunun durumun açık göstergesidir.

TC Anayasası madde 169: Devlet,  ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ... Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. ... Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. ...ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ... tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz ... genel ve özel af çıkarılamaz. ... Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.

Anayasamız ormanların mülkiyetinin devredilemeyeceğini açık bir şekilde anlatır. Ancak Anayasa ve Kanun değişiklikleri ile bu ilkeler delinmiş, cezalandırılmayan işgalciler,  getirilen aflar ile ormanların yokoluşuna süreklilik kazandırılmıştır.

Ormanların aleyhine olan durum yalnızca işgallerler sınırlı değildir. Acaristan örneğinde olduğu gibi Orman Kanunu'nda ormanların zararına onlarca hüküm bulunmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar, 31 Aralık 1981'den önce "ilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş alanlar"a yenileri eklenmiştir. Orman Bakanlığı, son 25 yılda korumadığı, işgal edilmesine göz yumduğu orman alanının, 4,73 milyon dönüm (4730 km2) olduğunu bildirmiştir.

Orman Kanunu'nun hükmü gereği, orman kadastro çalışmasını cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar bitiremeyen Orman Bakanlığı, hava fotoğraflarını baz alarak açıkladığı, kaybedilen 4,73 milyon dönüm orman alanının 4,36 milyon dönümünün resmi kayıtlarda bulunmadığı anlaşılmıştır.


Orman Bakanlığı'nın orman kadastrosu yapma konusundaki sorumsuzluğu, Tapu Kanunu'na eklenen 2/B maddeleriyle daha da tehlikeli bir duruma sokulmuş, üzerindeki tüm kısıtlamalar kaldırılarak, Tapu Kadastro Müdürlükleri'ne devredilmiştir. İlke olarak Orman Kanunu'na esastan aykırı olan bu durum, kanun yapımındaki beceriksizliği gözler önüne sermektedir.


Gelinen son nokta, ormanları korumak ve geliştirmekle yükümlü Orman Bakanlığı'nın, içler acısı durumunu ortaya koymaktadır. Daha da önemlisi, arazilerin orman olup olmadığını şimdiye kadar Orman Bakanlığı bünyesinde olan ve üye sayısının yarısını orman mühendislerinden oluşan bir kurul karar veriyordu. Tapu Kanunu'na eklenen 2/B maddeleriyle, bu kurul, orman müh. olsun yada olmasın farklı meslekten kişilere devredilmiştir. Bu çok tehlikeli bir gelişmedir. Bu durum, daha önce belirlenen 4,73 milyon dönüm orman niteliğini kaybetmiş alanı, çok rahat 6 - 8 milyon dönüme çıkartma potansiyeline sahiptir.

AKP Hükümeti, gösterilen tepkilere rağmen, orman alanlarını satmak için çaba harcamaktan geri durmuyor. Bir yer orman vasfını kaybetmez, kaybettirilir. Bu işin sorumlularını bulmadan, işgallere göz yuman devletin yetkililerini yargılamadan, Anayasa ve Kanunlardaki ormanların aleyhine hükümleri değiştirmeden, orman satışından sağlanacak kaynağı kötü durumdaki ekonomiye finans sağlamak için yapılan bu düzenlemeler, ülkemize geri dönüşü olanaksız kayıplar getirecektir.

Ormanın değeri parayla, arsa değeriyle ölçülmez. İşgalciler ve bu işe göz yuman devletin yetkilileri cezalandırılmadan yapılacak her türlü işlem, yeni kayıpların kapısını aralayacaktır.
Orman sınırı, net ve kesin olarak Orman Bakanlığı ve orman mühendisleri  tarafından belirlenmelidir.
Orman niteliğini kaybetip betonlaştırılan alanların satışından elde edilecek gelir, cumhuriyetten bu güne kadar kaybedilen orman alanı (18.000 km2) kadar alanın ormanlaştırılması için kullanılmalıdır.
Özel orman, turizm için orman gibi uygulamalara derhal son verilmeli ve bunlarla birlikte Orman Kanunu'ndaki ormanların aleyhine hükümler kaldırılmalıdır.
2/B alanları üzerindeki TOKİ'nin tasarrufu kaldırılmalıdır.
Orman Bakanlığı, orman koruyucu sayısını "her 10 km2 orman alanına bir koruyucu" olacak şekilde arttırmalıdır
Ormana müdahale edenler ve işgalciler, bu işleri gerçekleştirmesine fırsat bırakılmayacak önlemler alınmalıdır
Orman yangınlarına müdahale için hava desteğini sağlayacak uçak ve helikopter filosu kurulmalıdır.
Yanan orman alanlarında 20 yıl boyunca sadece ağaçlandırma yapılabilmeli, bunun dışında başka hiçbir yasa bu alanlar için uygulanamamalıdır.

 

http://dogader.org/

 

DOĞADER


Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği

Ekleme Tarihi
30.01.2009
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Paylaş | |

>> Arşiv İçin Tıklayınız