Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 08 Mayıs 2024 Çarşamba
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 

MERSİN - Nüfusunun yarısından fazlasının, yüzde 55'lik bölümünün geçimini tarımdan sağladığı Mersin, bu alandaki gücünü artırma hedefinde.

Toplam arazisinin yüzde 25'ini kapsayan 406 bin hektarlık tarım arazisine sahip olan kent, yetiştirdiği tarımsal ürünlere katma değer kazandırmak istiyor. Narenciyede 1 milyon ton; domateste 800 bin ton; genel olarak tarımsal ürünlerde ise 5 milyon tonluk üretime sahip olan kent, yılda 350 milyon dolarlık tarımsal ihracata imza atıyor. Narenciye, domates, muz gibi pek çok ürünün üretiminde Türkiye'de söz sahibi olmasına karşın halen markalaşma konusunda ciddi bir adım atamayan Mersin, oluşturulacak Tarım Teknopark ile teknolojik gelişimini artırırken kurulması beklenen Tarım İhtisas OSB ile de üretimini artırma, tarımsal sanayiyi geliştirme ve ana hedef olarak da tarımda markalaşmayı planlıyor. Kent, tarımda gerekli hamleyi yapabilmek adına ilk olarak Türkiye'de bir ilke imza atarak özel sektöre Tarım Master Planı hazırlatıyor.

 

Gündüz: Tarım Master Planı'nda son aşamaya gelindi

 

Maestro Danışmanlık AŞ tarafından yürütülen Mersin İli Tarım Master Planı'nda son aşamaya gelindi. Kentin Lojistik Master Planı'nı da hazırladıklarını hatırlatan Maestro Danışmanlık AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Gündüz, bu çalışmanın çıktısı olarak Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi'nin hazırlandığını belirterek, "Tarım Master Planı çıktısı da Tarım Teknopark ile Tarım İhtisas OSB'nin kurulması olabilir" dedi. Tarım İhtisas OSB konusunun daha önce ele alındığını ancak yer tahsisi konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle projenin rafa kaldırıldığını kaydeden Gündüz, "Bu proje kent tarımı için büyük önem taşıyor. Yeniden hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılması lazım. Projenin öncülerinden Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD), Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) ile Mersin ve Tarsus ticaret odalarının konuya yeniden sahip çıkması gerek. Proje uzun zamandır buzdolabında bekletiliyor. Artık bu donmuş projeyi ısıtıp yeniden Mersin ve Türkiye kamuoyuna sunma zamanı geldi" diye konuştu. Yaklaşık 8 bin kişiye iş imkânı sağlayabilecek, markalaşma, yeni ürünler, ekonomiye sağlayacağı katma değer gibi çok sayıda faydası sıralanabilecek bu projenin kent tarımının zayıf yönlerinin büyük bölümünü ortadan kaldıracağını vurgulayan Gündüz, bölgede pilot bir çalışma başlatılması gerektiğini söyledi.

Yaptıkları araştırmalarda bölgede tarımsal eğitimin oldukça yetersiz olduğunu saptadıklarını belirten Ferudun Gündüz, "Sektörde budama, gübreleme, ilaçlama yapacak ara teknik eleman sıkıntısı yaşanıyor. Gençlerin bu konuda eğitilmesi gerek. Ziraat odaları, ziraat mühendisleri odaları bu alanda eğitimler düzenleyebilir. Tarım liseleri, tarıma nitelikli eleman yetiştirecek meslek liseleri kurulabilir. Aynı zamanda tarımsal konularda ziraat yüksek okulu gibi yüksek okullara da ihtiyaç var. Adana Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin Mersin'e katkısı bu açıdan çok az. Mersin'in kendisinin bu konuda bir girişimde bulunması gerek. Ya da Çukurova Üniversitesi ile ilişkilerin geliştirilmesi gerek. Nitelikli uzmanlar, akademisyenler ve ara elemanlar olmadan tarımın gelişmesi mümkün değil" şeklinde konuştu.

Hükümetin tarım politikalarını başarılı bulduğuna değinen Gündüz, "Köylere dönük verilen tarım danışmanlığı desteği büyük önem taşıyor. Bu konuda bin tane danışman atandı, köylerde ziraat geliştiriliyor. Bu çalışma örgütlü olarak ele alınıp yaygınlaştırılmalı. Bu konuda Mersin'de pilot bir uygulama yapılabilir. Örneğin taşımalı eğitim gibi 3 köy birleştirilip bir ziraat mühendisi atanabilir. Böyle bir projeye bölgemiz milletvekillerinin de sahip çıkmasını bekliyoruz" dedi.

 

Endemik bitkiler konusunda oldukça zengin

 

Mersin'in endemik bitkiler konusunda oldukça zengin olduğunu dile getiren Ferudun Gündüz, "Toroslar'da özellikle zengin aromatik bitkiler konusunda çalışma yapılması gerek. Mersin, bu konuda bir servetin üzerinde oturmasına karşın gerekli teknik altyapıya sahip olmaması nedeniyle bir kazanım elde edemiyor. Mersin'de işleme tesisi bulunmaması nedeniyle buradaki aromatik bitkiler toplanarak işlenmesi için Ege'ye gönderiliyor ve Ege bu alanda ciddi bir katmadeğer oluşturuyor. Bu varlığı elimizde tutup gerekli tesis yatırımlarını yaparak parayı bölgede tutmalıyız" açıklamasında bulundu.

İhracatın artması için modern tesislere ve markaya ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Gündüz, "Ayrıca kentimizde halen ekilmeyen tarıma uygun boş araziler var. Dünyadaki talebi iyi algılayıp bu doğrultuda ekim yapılması gerekir" dedi. Mersin'de ağırlığın birincil ürünlere verildiğine işaret eden Gündüz, "Oysa işlenmiş ürünlerin katma değeri daha yüksek. Bu nedenle Tarım Master Planı sonrasında Gıda Master Planı yapılması gerek. Ayrıca son zamanlarda hızlı bir gelişim gösteren Hayvancılık Master Planı'nın da fayda sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.

Çalışmalarını yaparken ciddi bir envanter sıkıntısı yaşadıklarına işaret eden Ferudun Gündüz, "Sanayi envanteri gibi tarım envanterinin çıkarılması halinde tarıma daha rahat yön verilebilir. Envanter işinin ciddiye alınması gerek. Kalkınma ajansları, il özel idareleri ya da başka bir fon aracılığı ile bu sorunun çözülmesi lazım." dedi. Tarım Master Planı'nın tamamlama aşamasında olduğunu ve raporun hem Türkçe hem de İngilizce olarak hazırlanacağını bildiren Gündüz, "Türkiye'de ilk kez özel sektör tarafından hazırlanan raporun yayınlanmasının ardından Türkiye'deki tüm tarım il müdürlüklerine gönderilecek" şeklinde konuştu.

 

Asparuk: Önceliğimiz tarım teknopark olmalı

 

Mersin Tarım Platformu Başkanı Mustafa Asparuk, kentin tarımda markalaşması, katmadeğeri yüksek ürünler üretebilmesi ve Tarım İhtisas OSB'nin kurulabilmesi için ilk olarak Tarım Teknopark'ın hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Tarım Teknopark kurulmadan Tarım İhtisas OSB'nin işlerlik kazanamayacağına değinen Asparuk, "Kendimizi tarımda nasıl geliştireceğimizi, üniversite ve araştırma kurumlarıyla nasıl işbirliği yapacağımızı tartışacağımız bir platform olmalı. Bu da teknopark ile gerçekleşecek. Kurulacak Tarım Teknopark ile mevcut teknoparkın ayağına basılmayacak. Mevcut teknoparkta yapılamayacak çalışmaların Tarım Teknopark'a taşınması gerek. Bunun sağlanması halinde yeni bir teknoparka ihtiyaç olmaz" dedi.

Teknopark'ın en uygun maliyetlerle kurulabilmesi adına akademik ve teknik altyapısı hazır olan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Merkezi ile Tarsus Toprak Su Araştırma Enstitüsü'nün seçildiğini açıklayan Asparuk, "Bu alanlara işlerlik kazandırılabilmesi adına Mersin Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde teknoparkta nelerin nasıl yapılması gerektiği konusunda toplantılar düzenledik. 3 gün süren toplantılara konunun uzmanları katıldı. İlk gün meyvecilik, ikinci gün sebzecilik ve son gün de muhafaza konuları görüşüldü. Bu konuda hazırlanacak raporla her 3 alandaki yol haritalarını çizeceğiz. Ana hedefimiz her zaman ürünü işleyerek katma değerini yükseltmek" şeklinde konuştu.

Tarım Teknopark konusundaki çalışmaların tam anlamıyla oturup işlerlik kazanmasının ardından hemen yanında uydu olarak Tarım İhtisas OSB oluşturulabileceğini kaydeden Mustafa Asparuk, yapılabilecek çalışmaları şöyle özetledi: "Burada mal üretilebilir ve pazarda belli bir yer edinmek istiyorsak bu 2 şekilde olabilir. Eğer dünyadaki mevcut bir ürünü yetiştiriyorsak en temel olarak verimliliğimizi artırma yönünde burada çalışma yapabiliriz. Böylece fiyat konusunda rekabetçi olabiliriz. Ayrıca yine burada kalite ve devamlılık konusunda kendimizi geliştirebileceğimiz çalışmalar yapılabilir. Geleneksel bir ürün üretiyorsak ürünü pazara farklı bir şekilde de sunmamız bize artı getirecektir. Mevcut ürünü yenilikçi bir ürüne dönüştürebiliriz. Ya da ikinci bir yol olarak piyasada hiç olmayan bir ürünü üretmemiz gerekecektir."

 

Tanıtım için markalaşma kaçınılmaz

 

Üretilen ürün ne kadar farklı olursa olsun tanıtım ayağının eksik kalması halinde iç ve dış pazarda yer edinmenin mümkün olamayacağına işaret eden Mustafa Asparuk, tanıtım için de markalaşmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, "İnsanların bir ürün alacağı zaman A ürününü üreten 2-3 bölge var, bunlardan da biri Mersin diyebilmesi için o üründe markamız olmalı. Bu çalışma iyi ve yenilikçi mal üretmek kadar önem taşıyor. Katma değeri yüksek mal üretimi de olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Örneğin bir şoklamak nihai ürün değil. Mümkünse şoklanan meyveyi reçele dönüştürmek katma değerini artırmamızı sağlıyor. Hatta bu reçelin kavanozunu, kapağını da burada üretirsek pazarlara reçelle birlikte bu ürünleri de göndermiş olur ve katma değeri daha da artırırız" dedi. Mersin'de tüm bu isteklerin harekete geçirilebileceği istek ve doğal imkânların bulunduğunu belirten Asparuk, bu potansiyelin vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesi gerektiğini anlattı.

 

Aşut: Kümelenme stratejisi odak noktamız olacaktır

 

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ise kent tarımının gelişmesinde odak noktanın kümelenme olacağını söyledi. Tarım ve gıdanın olağanüstü bir çeşitlilik arz eden yelpazeye sahip olduğunu vurgulayan Aşut, "Birbirinden sadece 50-60 km uzaklıkta olan Silifke ve Tarsus'un tamamen farklı bir tarım yapılanması var. Anamur başka, Tarsus bambaşka toprak yapısına, ürün çeşitliliğine, hatta farklı rüzgâr yapısına sahip. Bu anlamda tek bir ilde bile aynı uygulamaları aynı politikaları gerçekleştiremezsiniz. Bunun için tarım-gıdada 'kümelenme' stratejisi odak noktamız olacaktır" dedi.

Dünyanın demografik yapısının hızla değiştiğine işaret eden Aşut, "İnsanlar giderek kentlerde yaşamayı tercih ediyor. Özellikle Asya ve Afrika nüfusu artıyor. Dünyanın hızlı büyüyen ülkeleri de bu kıtalarda yer alıyor. Dünya Bankası verilerine göre 2030'da 16 bin doların üzerinde geliri olan hane halkı sayısı 350 milyondan 2 milyara çıkacak. Bu, muazzam bir artış. Yani tarım ürünlerine, gıdaya olan talep artacak. Özellikle işlenmiş gıda talebi artacak, gıda tercihleri değişecek. Ülkelerin tarım-gıda gücünü belirleyen şeyler su potansiyeli, toprak verimliliği, iklimi, kullandığı teknolojidir. Bu konuların çoğuna Çukurova gibi bir zenginliğin üzerine oturmuş olan Mersin sahip. Yükselen pazarlara en yakın bölge ise Mersin ve çevresidir. Ancak, potansiyellere sahip olmak yetmez. Bunları akılcı ve bilimsel stratejilerle kullanmak gerekir" açıklamasında bulundu.

Yakın zamanda onayı çıkacak Tarım – Gıda Teknoparkı ile eksik olan ileri teknoloji ayağının tamamlanmış olacağına değinen Aşut, "Ulusal güvenlik sorunu haline gelen tarım-gıda sektöründe kontrol edilebilir bir üretim şekline girmemizi sağlayacak bu teknopark, tohum ıslahından üretimine kadar tüm işlemlerde yüksek teknolojiyi yakalayacağımız bir ortam sağlayacak"diye konuştu.

 

Mersin'in tarımda sahip olduğu avantajlar neler?

- İklim koşularının iyi olması sayesinde erkencilik sağlanması,

- Ürün çeşitliliğinin çok olması. Tropik ve suptropik meyvelerin yetiştirilmesi,

- Sebzecilik ve örtüaltı yetiştiricilinin gelişmiş olması,

- Bahçe bitkileri açsından uygun araziler ile tıbbi ve aromatik bitkilerin varlığı. Önemli bir kısmının sulama imkânlarına sahip olması,

- İyi tarım uygulamalarının son yıllarda artması,

- Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsü ile Tarsus Toprak Su Araştırma Enstitüsü'nde Tarım Teknopark kurulacak olması,

- Entgere ürün yönetimi, organik tarım gibi yeni üretim sistemlerinin yaygınlaşması,

- Kentte 2 koruma, zirai karantina ve gıda güvenliği alanında kamu, üniversite, araştırma enstitüsü ve özel sektör kuruluşlarının, veteriner sınır kontrol noktasının mevcudiyeti,

- Üretilen tarımsal ürünlerin ve gıdaların çevre ülkelerdeki hedef pazarlara kolaylıkla gönderilmesindeki lojistik avantajları,

- Ortadoğu pazarında Türk malına duyulan güvenin artması,

- İhracat yapma becerisi olan tüccarların yeterli sayıda olması,

- Örtü altı meyvecilik yapılarak daha erkenci ürün yetiştirme olanaklarına sahip olunması,

- Sulama yatırımları yapılarak henüz sulu tarım yapılmayan alanların sulu tarıma açılması.

- Hangi konularda eksikliklerini tamamlamak istiyor?

- Tarımsal faaliyetlerde bilinçsiz ilaçlama, gübreleme yapılması,

- Katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin yetersiz olması,

- Tarım envanterinin çıkarılmamış olması,

- Meyve ve sebze türlerinde hasat sezonunu genişletecek şekilde çeşit dağılımı yapılmamış olması,

- Üretimde izlenebilirliğin yeterince sağlanamamış olması,

- Ürün işleyen tesislerin teknolojilerinin eski ve kapasitelerinin yetersiz olması,

- Markalaşmanın yok denecek kadar az olması,

- Tarımsal ilaç kalıntıları ve bazı ürünlerin ruhsatlandırılmamış olması,

- Geleneksel üretimin, hasat, taşıma gibi geleneksel yöntemlerin aşılamaması,

- Yurtdışında mevcut pazar ağının geniş olmaması ve riski yüksek olan belirli pazarlara bağımlı olunması,

- Üreticilerin finansal sorunları,

- Üretici ve ihracatçı koordinasyonunun eksik olması.

 

 

 

http://www.kobiden.com/

Ekleme Tarihi
31.01.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2


Link: Tarımda katma değeri hedef seçti




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız