Çağlar, Ziraat Bankası'nın ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Tarımsal Kredi Konfederasyonu (CICA) 2011 yılı Merkez Komite Toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada tarımsal ürünlerde arz ve talep dengesinin değiştiğini, dünyada stokların hızla azaldığını, arz fazlalığı yerine arz açığının olduğu ve ürün fiyatlarının arttığı bir dönemle karşı karşıya bulunulduğunu söyledi. 

     Kamusal destekler ile finansman avantajlarının sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Çağlar, ''Zaman zaman ülkemizde de yapılıyor, 'tarımsal desteklerin kaldırılacağı' şeklindeki şehir efsanelerine çok itibar etmemek gerekiyor. Çünkü tarım, her zaman desteklenmesi gereken bir sektör olması hasebiyle kamunun her daim gözü önünde bulundurduğu, her daim desteklediği bir alan'' diye konuştu. 

     Tarımda sermaye birikiminin mutlaka sağlanması gerektiğine işaret eden Çağlar, sanayicinin KOBİ'sine karşı tarımın KOBİ'si kavramını geliştirerek Türkiye'de tarımsal işletmeleri küçük ölçekli olmaktan çıkarıp, orta ve büyük ölçekli işletmeler haline getirme arzusu taşıdıklarını vurguladı. 

     Türk tarımının finansmanında kamusal desteğin büyük payı bulunduğuna değinen Çağlar, Türkiye'de bankacılık sektörünün 22 milyar liraya ulaşmış toplam tarımsal kredi hacmi bulunduğunu, 567 milyar liranın üzerindeki toplam kredi miktarı içinde 22 milyar liralık tarımsal kredinin yeterli olmadığını söyledi. Çağlar, ''Ama yolun başındayız, şimdi ivmeleniyoruz'' dedi. 

     

     -''TARIMA GÜNDE 50 MİLYON LİRA FİNANSMAN SAĞLIYORUZ''- 

     

     Ziraat Bankası'nın 22 milyar liralık tarımsal finansman içindeki payının yüzde 71 olduğuna dikkati çeken Çağlar, şöyle konuştu: 

     ''Bankamız tarımsal kredilerde 2002'de 2,4 milyar liradan bugün 15,6 milyar liraya gelmiş durumda. Tarıma günde kesintisiz 50 milyon lira finansman sağlıyoruz. Müşteri sayısında 67 binden 731 bine gelen bir hacme ulaştık. Kredilerimizin tarımsal krediler içindeki payı yüzde 26'larda... Toplam kredilerimizin dörtte birini tarıma kullandırır noktadayız. Son 7 yılda 3,8 milyon çiftçimizi finanse etmişiz. Bunlara kullandırdığımız kredi 39 milyar liralık hacme ulaşmış. Tarımda 2003 yılında sadece işletme finansmanından ziyade artık tarımda yatırımları finanse eder bir strateji izlemeye niyet etmiştik. 

     O günkü niyetimiz çerçevesinde yol haritamıza birebir uyularak bugün kullandırdığımız kredilerin yüzde 41'ini tarımsal yatırım amaçlı kullandırıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki 5 yıllık periyot içinde bu oranın tersine dönmesini bekliyoruz. Kullandırdığımız tüm kredilerin yüzde 70'i yatırım kredileri, yüzde 30'u işletme kredileri olsun diye niyet ediyoruz. Tarımsal takip oranlarına baktığımızda, 2002'de 100 lira kredi kullandırdığımızda 62 lirasını geri tahsil edemiyorduk. Bugün 100 lira kredinin sadece 1,6 lirasını vadesi geçen kredi olarak değerlendirebiliriz.'' 

     

     -''GIDA, İÇECEK VE TÜTÜNDE 3,4 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM''- 

     

     Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı da dünyada yaşanan sorunların tarımsal üretim alanında yatırımların önümüzdeki dönemlerde çok önemli rol oynayacağını gösterdiğini, tarım sektöründe gerçekleştirilecek uluslararası yatırımların kırsal kalkınma, açlık ve fakirliğin azalmasına katkı sağlayacağını söyledi. 

     Tarım ve gıda alanındaki krizlerin çok uluslu şirketleri de tarım sektörüne yönlendirdiğinin altını çizen Aycı, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

     ''2006 yılında kurulan Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, tarımsal yatırımlara da büyük önem atfetmektedir. Tarım sektörünün gelişmesini sağlayacak, sektörün dünyadaki konumuna katkı verecek uluslararası doğrudan yatırımları çekmek bizim de öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Türkiye'nin tarım potansiyeli göz önüne alındığında, bu sektörde yatırım imkanlarının ne kadar fazla olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. 

     Son 8 yılda ülkemiz tarım sektörüne toplam 200 milyon dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım çekmiştir. Tarım sektörüyle çok yakından ilgili olan gıda ürünleri, içecek ve tütün imalatı alanında ise ülkemiz 3,4 milyar dolar tutarında uluslararası doğrudan yatırım çekmeyi başarmıştır. Bu veriler küresel çapta gerçekleşen doğrudan yatırımlarla da son derece uyumlu seyir izlemektedir.'' 

     Dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini ve Türkiye'nin tarımsal kalkınmasına katkı sağlayacak, dünyada gıda sorununa çözüm üretecek yatırımları da hedef aldıklarını dile getiren Aycı, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgeye, özellikle güneyde yer alan ülkelere bakıldığında bu ülkelerin gerek tarım arazileri gerek su kaynakları açsından Türkiye kadar avantajlı olmadıklarını belirtti. 

     İlker Aycı, ''Bu da tarımsal açıdan zengin ve ekolojik olarak son derece elverişli olan Türkiye'ye muazzam fırsatlar sunmaktadır. Dünyada son yıllarda yükselişe geçen tarım yatırımlarına baktığımız zaman bu ülkelerin gıda ihtiyaçlarını karşılamak için önemli yatırım projelerini hayata geçirdiklerini rahatlıkla görebiliriz. Özellikle Körfez ülkeleri, aktif bir şekilde dünyanın farklı bölgelerinden önemli tarım projelerine yatırımlar yapmaktadırlar. Körfez ülkelerinin hedef ülkelerinden biri de Türkiye'dir'' şeklinde konuştu.