Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 20 Eylül 2025 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 

 TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI EKER: ''HER ÜLKENİN TARIMDA KENDİ ŞARTLARI VE BUNA DAYALI OLARAK DA KENDİ ÇÖZÜMLERİ VARDIR'' -''(ET İTHALATI) OECD'NİN BİZE NE İTHALATLA NE İHRACATLA İLGİLİ HERHANGİ BİR TELKİNİ OLMADI, OLAMAZ DA''

 ANKARA (A.A) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, her ülkenin tarımda kendi şartları ve bu şartlara dayalı olarak da kendi çözümleri olduğunu söyledi. 
 
     OECD'nin, ''Türkiye Tarımsal Politika Reformlarının Değerlendirilmesi'' konulu raporu, Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker ve OECD Politikalar ve Çevre Bölüm Başkanı Wilfrid Legg'in katılımıyla düzenlenen toplantıda basına tanıtıldı. 
     Eker, toplantının ardından yaptığı basın toplantısında, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri arasında bazı mukayeselere yer verilen raporda, Türkiye'de uygulanan destekleme modeli üzerinde, eğitim konusu, işletme yapısı, sulama, pazar destekleri, fiyat ve üretim destekleri ile ilgili karşılaştırmalar ve eleştiriler bulunduğunu söyledi. 
     Raporun değerlendirme sürecine 2010 yılının dahil edilmediğini, 2002-2009 yılları arasındaki reformlarının analizinin yapıldığını anlatan Eker, Türkiye'nin 2007-2008 döneminde yaşadığı şiddetli kuraklık döneminin bir sonucu olarak sektörün sadece 2007 yılında küçüldüğünü diğer yıllarda ise hep pozitif büyüme kaydettiğini ifade etti. 
     
     -TARIM SEKTÖRÜNDE KİŞİ BAŞI VERİMLİLİK- 
     
     Bakan Eker, hükümet olarak tarımsal yapıyı, tarım sektörünü daha iyi bir noktaya getirmek için altyapı sorunlarını çözmeye çalıştıklarını, işletme yapısının düzenlenmesi, çiftçi eğitimi, sulama, kuraklıkla mücadele gibi önlemler ve projeler ile üretimde verimliliğin artırılması için politikalar ürettiklerini ve hayata geçirdiklerini söyledi. 
     Raporda eğitimle ilişkilendirilmiş olarak tarım sektöründe kişi başına verimliliğin düşük olduğunun ifade edildiğini ve Türkiye'nin Fransa ve İtalya ile kıyaslandığını belirten Eker, Türkiye'de tarım nüfusunun çalışanların yüzde 25'ini oluşturduğunu, yani çalışan her dört kişiden birinin tarımda ve kırsal alanda istihdam edildiğine dikkati çekti. 
     Dünyanın her yerinde tarımda çalışanların gelirlerinin diğer sektörlerde çalışanların gelirlerinden daha düşük olduğunu dile getiren Eker, bunun evrensel bir sorun olduğunu, insanların refah düzeyi arttıkça daha çok tarım ürünü tüketmediğini, gelir artışıyla paralel bir tüketimin söz konusu olmadığını kaydetti. 
     Böyle olduğu için de tarımdaki nüfus fazlaysa o zaman kişi başına verimliliğin azaldığını vurgulayan Eker, ''Fransa gibi tarım nüfusu çok az olan bir ülkede tabi ki kişi başına verimlilik yüksek çıkar'' dedi. 
     Hükümet olarak bir yandan bu transferin daha sağlıklı olması, sosyal problemlere yol açmaması için gerekli tedbirleri aldıklarını, bir taraftan sektörde eğitimin geliştirilmesi için faaliyetlerde bulunduklarını anlatan Eker, destekleme politikaları noktasında da birim alandan elde edilecek ürünü artırma mantığıyla destekleme yaptıklarını söyledi. 
     Eker, OECD'nin raporunda Türkiye'deki tarımsal desteklerin OECD ülkelerinin ortalamasının üzerinde olduğunun ifade edildiğini, ancak Türkiye'de verimliliğin bu desteklerle arttığını bildirdi. 
     Çiftçilere verimsiz olduğu bilinen bir ürünü üretmeye devam etmemeleri için alternatif ürün listesi sunduklarını ve bu listeden ürün üretildiğinde buna destek verdiklerini anlatan Eker, ''İnsanlara tek başına (alın şunu yapın) demekle yapmıyor. Eğitim düzeyi eğer yeterli değilse kişi profesyonelce üretim yapmıyorsa pazardan, kaliteden, standarttan, bilgiden, teknolojiden haberli değilse o zaman yapmıyor. Biz verdiğimiz desteklemeleri de eğitimin bir parçası haline getiriyoruz'' diye konuştu. 
     Eker, raporda önerilen doğrudan gelir desteğinin ise Türkiyede tarımsal verimliliği artırmadığını, kendilerinin de bu nedenle bu desteği kaldırdıklarını söyledi. 
     
     -''TAVSİYELER İKTİSAT TEORİLERİNE GÖRE''- 
     
     Uluslararası kuruluşların iktisat teorilerine göre tavsiyede bulunduklarını ama her ülkenin kendi şartları olduğunu ifade eden Eker, şunları söyledi: 
     ''Bizim ülkemizin de şartları vardır ve eğer çiftçi eğitimi bir sorun ise o zaman destekleme politikalarınızı da bu eğitimin bir unsuru haline getirirsiniz ve kısa sürede çözüm sağlarsınız. İşte biz de bunu yaptık. Bugün Türkiye'de buğdayda kalite sorunu yoksa bunun en büyük nedeni sertifikalı tohumluğun destekleme kapsamına alınması ve havadan uçakla yapılan süne mücadelesini yasaklamamızdır. Her ülkenin tarımda kendi şartları vardır ve buna dayalı olarak da kendi çözümleri vardır bunların ortaya konması lazım.'' 
     Eker, raporda Türkiye ile ilgili birçok olumlu tespitin bulunduğunu bunlardan birisinin de Türkiye'nin tarımsal hasıla bakımından dünyanın 7. büyük ülkesi olduğunun ifade edilmesi olduğunu belirtti. Raporda Türkiye'nin tarımsal ürünler alanında ihracatçı bir ülke olduğunun da altının çizildiğini, yaptıkları reformlardan övgüyle söz edildiğini anlatan Eker, bütün bunları önemsediklerini, eleştirilen konuları da dikkatle izleyeceklerini ve analiz edeceklerini bildirdi. 
     
     -SORULAR- 
     
     Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Eker, bir gazetecinin toplantıda konuşan OECD Tarımsal Politika Analisti Dimitris Diakossavvas'ın Türkiye'de süt şeker ve et üretimine çok fazla destek verildiği yönündeki sözlerine işaret ederek, ''OECD Türkiye'ye et ithalatından dolayı bir uyarı yaptı mı?''sorusu üzerine şunları söyledi: 
     ''OECD'nin bize ne ithalatla ne ihracatla ilgili herhangi bir telkini olmadı olamaz da zaten. Mesele şu; bütün uluslararası kuruluşlar dünyada ticaretin liberalleştirilmesini arzu eder biz de bunu yapıyoruz. Özel engel koymayız, tarife dışı engel asla koymayız. Yalnız hayvansal ve bitkisel ürünlerde ithalat ve ihracatta sağlık kuralları vardır biz buna azami düzeyde önem veririz. Gümrüklerle ilgili olarak da her ülke kendi haklarını kullanır bizim yaptığımız da budur. 
     Süt, şeker ve et gibi ürünlerdeki yüksek destekleme oranı tenkit ediliyor. Bu ürünlerin girdi maliyetleri yüksek üretici açısından. Yani bunların maliyetini kurtarması gerekiyor ki bunların üretimi yapılabilsin. 'Bunun alternatifi ne diyeceksiniz' ki bu ülkede bu ürünleri üretmeyin. Bunu da bize kimsenin demeye hakkı yok. Bunlar toplum sağlığı için beslenme için stratejik öneme sahip ve bizim için hassas ürünler.'' 
     Eker, 2011 yılında tarım sektöründeki büyümeyle ilgili öngörülerinin ne olduğu sorusuna da, ''Tarım tabiat şartlarına azami ölçüde bağlıdır. Bizim de mücadelemiz tarımın tabiat şartlarına bağılılığını azaltmaktır. Dolayısıyla bir sene sonra büyüme ne olur bunu ölçme imkanımız yok. Tarım sektörü şu kadar büyüyecek dememiz çok kolay değildir. Olağanüstü şartlar olmadığı takdirde tarımın pozitif büyümesini bekliyoruz'' dedi. 
     OECD Politikalar ve Çevre Bölüm Başkanı Legg de söz alarak, raporda Türkiye'de verimliliğin nasıl artırılabileceği sorusu üzerinde durduklarını söyledi. 
     Verimliliği artırmak için uzun bir zamana ihtiyaç olduğunu ve bunun kendileri tarafından da iyi bilindiğinin altını çizen Legg, ''Tavsiyelerimize bakıldığında görülmelidir ki kamu sektörü ve kurumlar tarafından daha fazla nelerin yerine konulması gerektiğine bakılıyor. Olası risklerin de farkındayız ve bu risklerin sektörü nasıl etkileyeceğine bakıyoruz, ülkelerin yararı doğrultusunda hareket ediyoruz'' değerlendirmesinde bulundu. 

Ekleme Tarihi
29.04.2011
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı


Link: OECD'nin Türkiye Tarımsal Politika Reformlarının Değerlendirilmesi Raporu




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız