GAP Bölge Kalkınma İdaresi'nin finanse ettiği, Siverek Kaymakamlığı ve Harran Üniversitesi'nin desteklediği, GAP EKODER'in uyguladığı "Organik Meyvecilik Projesi" faaliyetleri kapsamında, ildeki meyve üreticileri, sanayiciler, iş adamları ve Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencilerinin faydalanabildiği bir dizi konferans gerçekleştirildi.

 

 

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde ve Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen konferanslar, Siverek'te de devam edildi. GAP Ekolojik Tarımsal Kırsal Kalkınma ve Sosyal Dayanışma Derneği'nin organize ettiği konferanslara, GAP EKODER Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Medet Abbasoğlu, GAP Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BKİ) Müdürü Mehmet Açıkgöz, Siverek Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, Ekolojik Tarım Kontrol Organizasyon Şirketi Genel Müdürü Dr. Mustafa Akyüz, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Ali Çullu ve Şanlıurfa Tarım İl Müdürlüğü Bitki Koruma Şubesi uzmanlarından Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Mamay ile TKDK Şanlıurfa Koordinatörü Mehmet Ekinci katıldı.

 

Konferanslarda bir sunum yapan GAP EKODER Başkanı Ecz. Medet Abbasoğlu, GAP Bölgesinin henüz kimyasal bulaşmamış çok fazla miktarda tarımsal araziye sahip olduğunu hatırlatarak, dernek olarak yaptıkları projelerde bu alanları korumanın yanı sıra, tüm dünyada büyük talep gören organik meyve üreticiliğini teşvik etmek istediklerini söyledi. 2004 yılından bu yana bölgede başta nar meyvesi olmak üzere organik üretime yönelik projeler hazırladıklarını ifade eden Abbasoğlu, Avrupa Birliği, GAP BKİ, Karacadağ Kalkınma Ajansı, TÜBİTAK, Harran Üniversitesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Siverek Kaymakamlığı ve Siverek Belediyesi'nin katkılarıyla projelerin yürütüldüğünü belirtti. Yapılan konferanslarla organik tarımın önemini anlattıklarını, ifade eden, Abbasoğlu, "Güneydoğu Anadolu Projesi ile birçok imkana kavuşan bölgemiz, organik tarım ve meyve üreticiliği konusunda da oldukça büyük avantajlara sahip.

 

Bir kere henüz el değmemiş, kimyasal bulaşmamış bakir topraklarımız var. Burada yetişen en küçük bitkiden, büyük endüstrilerin ihtiyaç duyduğu meyvelere kadar her şey organik olarak yetiştirilebilir. Organik üretimin en önemli unsurunu ise sertifikasyon oluşturuyor. Biz de yaptığımız bu konferanslarla organik tarıma geçmek isteyenlere ulaşıyor, projelerimize dahil ediyoruz. Üç yıllık sürecin sonunda sertifikasyon işlemleri tamamlanan çiftçiler, artık dünya pazarlarına ürün pazarlayabilecek konuma geliyorlar. Çiftçilerimiz projelere önem verdiği takdirde, bölgemiz organik tarımın merkezi olabilir" dedi.