Yeter, yazılı açıklamasında, Çukurova'da buğday hasadının başlamasına rağmen alım fiyatının açıklanmamasının üretici ve tüketici açısından olumsuz bir durum olduğunu ifade etti. Yeter, ülkemiz buğday üretiminin yüzde 6-7 gibi önemli bir miktarını üreten Adana'nın aynı zamanda ilk buğday hasadının yapılmasından dolayı buğday piyasasına yön vermesi ve fiyatı oluşturması gibi önemli bir işlev gördüğünü vurguladı. 

Gübre fiyatlarının 2002 - 2011 yılı arasında ortalama 4 kata yakın değişim gösterirken, buğday fiyatının 1, 7 kat arttığına dikkati çeken Yeter, "Girdi fiyatlarının hızla yükselmesine rağmen çiftçinin ürettiği ürün aynı oranda değer kazanmamış, üreticiler zor şartlarda üretim yapmak zorunda kalmışlardır" ifadesini kullandı. 

Üreticinin en önemli girdisi olan gübrede Kdv'nin yüzde 18 gibi kabul edilemez oranda olduğunu vurgulayan Yeter, şunları kaydetti: 

"Bu oran mücevher sektöründe yüzde 0, deniz taşıtlarında kullanılan mazotta Ötv ve Kdv yok sayılacak düzeyde iken çiftçinin en önemli girdisi olan mazotta ödenen Ötv ve Kdv oranı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın üreticiye verdiği desteklemelerden daha fazladır. 

Bu zor şartlarda üretim yapan üreticinin buğday maliyeti de yüksektir. Yüzde 20 üretici karı da dahil edildiğinde olması gereken buğday fiyatı 78 kuruştur. 5 kuruşluk devlet desteği bu fiyattan düştüğünde 73 kuruş yani 730 lira ton fiyatı çiftçinin minimum buğdayı satması gereken fiyattır. TMO alım fiyatını kilogram başına en az 73 kuruş olarak biran önce açıklamalı. " (AA)