Hidrojen Peroksit’i “ Hidrojen peroksit (H2O2) renksiz ve kokusuz bir sıvıdır suda bol miktarda çözünür, çok yaygın bir kullanım alanı vardır(tekstil de ağartma da, elektronik sanayide, gıda sanayinde dezenfektan olarak, kağıt hamuru, ahşap yüzeyleri beyazlatma da, v.s) kansorejen, kimyasal bir maddedir” ifadeleri ile tanımlayan Akça Holding Kuru Meyve İşletmeleri Genel Müdürü Melih Akça “Kuru incirde peroksit, meyve kabuğunun renginin beyazlatılmasında, incirin renginin açık renkli görünmesinde kullanılıyor” dedi.

 

 

Aydın’ın en önemli geçim kaynakları arasında yer alan kuru incirde bu maddenin kullanılmasının ciddi zararları olduğunu ve bunun ekonominin yanı sıra sağlık açısından da zararlı olduğunu ifade eden Akça, “Kuru incire zararı şöyle, bir kere peroksite batırılmış, peroksitle yıkanmış incir asla kendine has o nefasetli tatlı tadında olmuyor. İnsanın ağzında acımsı ekşimsi bir tat bırakıyor. İncir tatlı bir meyve siz onu satın aldığınızda tatlı bir meyve diye satın alıyorsunuz ama bir tane yediğinizde, hele hele peroksit yüksek oranda kullanıldıysa oldukça acı bir tat ve kötü bir koku ile karşılaşıyorsunuz. İncirin kendine has naturel rengi ortadan kalkıyor, yüksek oranlarda kullanıldığında olabildiğince beyaz bir renkte oluyor, bu tür işlemden sonra da zaten nazik bir emtia olan incirin kabuğu inceliyor, pakette patlayıp ürünün kötü, sanki bozulmuş gibi bir görünüme dönüşüyor. Bu sebepten dolayı da peroksit kullanımı başladığından bu yana incir ihracatının tonajı da düşmeye başladı. Bu ürünü satın alan tüketici tatlı, nefasetli bir meyve diye alıyor fakat paketten hoş olmayan bir koku geldiğinde ve tadı da acı olunca bir daha satın almıyor. Bana göre tanıtım yetersizliğinden ve dünyada genç yaş gurubunun inciri nerdeyse hiç tanımadığından her geçen sene daha az tüketilen kuru incirimiz bir de yurt dışında peroksit darbesi yerse biz bu ürünü kime satacağız?” diyerek konuyla ilgili herkesin hassasiyet göstermesini istedi.

Geçtiğimiz yıla kadar laboratuar ortamında tespit edilemeyen üründeki peroksitin bu yıl analizle tespitinin bulunduğunu kaydeden Akça Holding Kuru Meyve İşletmeleri Genel Müdürü Melih Akça “Bu yıl yurt dışına giden incirler artık giden ülkelerdeki sağlık kuruluşlarının yaptığı aflatoksin ve okratoksin analizinin dışında peroksit kontrolüne de girecek ve tespit edilmesi halinde diğer sebeplerden geri gelen partiler gibi peroksitten dolayı da geri gelecek. Bu da incir ihracatına , incir üreticisine, ihracatçı ya ve kuru incir mahsulüne kolay düzeltilemeyecek büyük bir darbe vuracak” ifadelerine yer verdi.

 

 

Bir ürünün üretimi kadar, işlenmesi ve pazara düzgün şekilde sürülmesinin önemli olduğunu ifade eden Melih Akça açıklamasının devamında “Çünkü peroksit üründe o kadar çok kullanılmaya başladı ki neredeyse artık yurt dışındaki aradaki komisyoncular benim malım da şu oranda peroksit kullanın diye sipariş veriyorlar. Tabi bu insanlar a giren çıkan yok onların kazandığı belli o malı daha rahat daha çok satsın diye bunu istiyor ve mal geri geldiği zaman da yapacak bir şey yok diyerek işten sıyrılıyorlar. Yurt içinde de maalesef çok yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Anadolu ya artık özellikle son 2-3 yıldır peroksitsiz mal gitmemektedir. Ne yazık ki bu ürünümüzü tanıtımını yurtiçinde de yapamıyoruz. Anadolu insanın çoğu incirin doğal rengini bile bilmiyor. Bakıyor rafta 2 çeşit kuru incir var, doğal rengindeki bozulmuş diye almıyor gidip bol peroksitli bembeyaz inciri satın alıyor. Bu yüzden iç piyasa da satılan incirlerin hemen hepsinde kullanılıyor” dedi.

 

 

Geçen sezon aşırı sıcaktan Selçuk’tan, Buharkent’e kadar ova kesiminde yaklaşık 13 bin ton incirin içinin akarak renginin kapkara olarak ekşiyip karardığını ifade eden Akça Holding Kuru Meyve İşletmeleri Genel Müdürü Melih Akça “Bizim ballı kara dediğimiz incirler oldu. Peki bu incire ne oldu. Hepsi peroksitlendi ama dahiliye ama yurt dışına satıldı. Burada haksız rekabette oluşuyor. Merdiven altı tabir ettiğimiz işletmeciler bu kalitesiz, rengi bozulmuş ve içi ekşi malları oldukça ucuz alıp perositleyerek iyi mallar ile aynı raflarda pazara sunarak haksız rekabet ediyorlar. Daha önce dediğim gibi bu maddeyi dahili iş yapan ve ihracat yapan hemen her firma kullanıyor. Bu maddenin acilen yeni sezon için yasaklanması ve bu maddeyi üründe kullananlara Ege İhracatçı Birliklerinde gündeme getirilip cezai şartların, yaptırımların görüşülmesi ve uygulanması konusunda takip mekanizmasının kontrolünün bağlanması gerekmektedir. Bu maddeyi oransız tamamen yasaklamamız lazım ve cezai şartların ilk seferde dahi olsa para cezası yerine gerekirse işletme kapatmaya kadar gitmesi de görüşülebilir. Bu konuda İzmir ve Aydın Tarım İl Müdürlüğü, Ticaret Borsaları Aydın Gıda Laboratuarı, yetkilileri ve memurları çok titiz ve dikkatli bir uygulama başlatmaları çok önemlidir” dedi.