Kayar, Türkiye'de hayvancılığın süt ırkı hayvancılığına odaklandığını ancak, Türkiye'de artık üretim fazlası süt bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin ortalama karkas et verimliliğinin TÜİK verilerine göre 215 kilogram olduğunu söyledi.

     Yılda 600 bin tonluk et tüketimi dikkate alındığında 3 milyon hayvana daha ihtiyaç olduğunun ortaya çıktığına işaret eden Kayar, ''Sıfırdan kesim noktasına kadar getireceğimiz hayvan sayımız 3 milyon. Bize 3 milyon adet de büyükbaş hayvan gerekiyor ki önümüzdeki süreci rahat geçirebilelim. Şu anda bu ihtiyaç karşılanamadığı için dışardan et ithal ediyoruz'' dedi.

     Konsey olarak 2023 yılında kişi başı 23 kilogram et tüketimi seviyesine ulaşmayı hedeflediklerini belirten Kayar, şöyle konuştu:

     ''Bu hedefimizi de 2023'e 23 sloganıyla ortaya koyduk. 23 kilogram hedefi 1 milyon 700 bin ton et tüketimi demek... Bu hedefe ulaşmak için de bizim öncelikle bir ırk ıslahına ihtiyacımız var. Bu ırklarla biz yola devam edemeyeceğiz. O zaman biz projeksiyonumuzu tamamen etçi ırklar dediğimiz Simmental, Montofon, İsviçre Esmeri dediğimiz ırk modeline geçmemiz gerekiyor. Amasya'daki Gökhöyük Tarım İşletme Müdürlüğü'nde 500 büyük baş sağmal Simmental ırktan, etçi ırklarla kombine bir ırk yapıldı. Deneme, ıslah çalışmaları tamamlanan bu ırk Anadolu'da verimlilik gösterdi. Buradaki et verimliliği minimum 350, maksimum 400 kilogram. Şu anda mevcut 215 kilogram olan karkas et verimliliği dikkate alındığında bu türle 130 kilogram et verimliliği artırıldı. Bu da et fazlası anlamına geliyor.''

    

    

     Faruk Kayar, Türkiye'de 3 milyon 200 bin küçük orta ve büyük işletme bulunduğunu, 12 milyon hayvan sayısı dikkate alındığında işletme başına 4 hayvan düştüğünü belirterek, şöyle devam etti:

     ''Biz 4 adet hayvanla nasıl büyüyüp gelişeceğiz. Bu soruna yönelik olarak Ölçek Tarım ve Hayvancılık İşletmeleri Merkezi (ÖTİM) Projesi'ni başlattık. Projede 0-50 baş arası hayvan yetiştiren küçük ve orta ölçekli işletmeleri sosyo ekonomik projeler, 50 başın üzerinde hayvan yetiştiren büyük ve orta ölçekli işletmeleri de ekonomik makro boyutta işletmeler olarak değerlendirdik ve bunların teşvik yapısını da birbirinden ayırdık, böylece gıda güvenliğini ve izlenebilirliği de sağlamış olacağız.

     Bu proje ile AB'deki gibi ne yediğimizi, ne ürettiğimizi bilen ve makro düzeyde de bizim hangi ırklarla yolumuza devam etmemiz gerektiğini gösteren bir üretim stratejisini ortaya koymuş olacağız. Bu stratejiyle birlikte ben öyle iddia ediyorum ki 2023'de 500 milyar dolar ihracat hedefinin yüzde 2'sine sektör olarak biz talibiz. Bu da 10 milyar dolar demektir. Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünlerini ithal etmeyeceğiz. Kendi ürettiğimiz et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerini ihraç edeceğiz.''

    

    

     Konsey olarak rekabetçi fiyatların oluşması için kırmızı ette referans fiyat belirlediklerini ifade eden Kayar, ''Şu anda yeni gelen yüzde 15'lik vergi dilimiyle karkas et 15 ile 14,5 lira arasında bir fiyata oluştu. Yani Bakanlığın ve Konseyin istediği rakamların üzerine oturdu'' dedi.

     Kayar, AB'de fiyatların kalite sınıflandırmasına göre belirlendiğini, çok iyi kalitede etçi ırk ile düşük kalitede sütçü ırk et fiyatlarının aynı olmadığını, şu anda konseyin bu konu üzerinde çalıştığını ve kalite sınıflandırmasını yapacaklarını anlattı.

     Bundan böyle farklı ırklardaki hayvanların karkas et fiyatlarının da farklı olacağını ifade eden Kayar, ''Biz bunu yapmakla etçi ırkları teşvik ediyoruz. Böylece Türkiye'deki et verimliliğini de kendiliğinden artışmış oluyoruz'' dedi.

     Kayar, hazırlanan programın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından uygulanacağını ve böylece hem et verimliliğinin artacağını, hem de AB standartlarında kaliteli üretim olacağını, kombinelerin daha güçlü çalışacağını, kaçak et girişinin önleneceğini ve böylece tüm ekonominin kayıt altına alınacağını kaydetti.