MERSİN - Baharat sektöründe çok eskilere dayanan Kadıoğlu Ailesi, bu alandaki faaliyetlerinin 3. kuşak temsilcisi olan Ahmet Turan Kadıoğlu tarafından tam 55 yıl önce fabrikasyon üretime geçti.

1956'da kurulan ilk fabrikanın ardından 2005 yılında dış ticarete yönelmek amacıyla Mersin'de ikinci fabrikasını açan Kadıoğlu Baharat, endüstriyel tedarikçi olarak hizmet veriyor. Ağırlıklı olarak çemen ve kimyon satışı gerçekleştiren Kadıoğlu, pastırma, sucuk imalatçılarına, gıda üreten, baharatı katkı maddesi olarak kullanan firmalar ile baharatı paketleyerek satışını gerçekleştiren firmalara satış yapıyor. Ar - Ge çalışmalarına büyük önem veren Kadıoğlu Baharat, geçen yıl TÜBİTAK ile birlikte tamamladığı Ar-Ge çalışması sonucu baharatta mikrobiyal yükleri düşürdü. Dünya standartlarına uygun üretim yapan firma, bu yeni çalışmasıyla yurtdışı pazarlarda şansını artırmayı hedefliyor.

Firmalarının 1956 yılında Kayseri'de babası Ahmet Turan Kadıoğlu tarafından Kadıoğlu Ticaret adı altında kurulduğunu kaydeden Kadıoğlu Baharat Genel Müdürü Seniye Kazanç, "Babam o dönem fabrika kurarken bu sektörde ailemizdeki 3. kuşaktı. Ailemizin baharat sektöründeki çalışmaları çok daha eskilere dayanır" dedi. Ardından 2. fabrikayı 2005 yılında dış ticarete yönelmek adına Mersin'de kurduklarını açıklayan Kazanç, buradaki çalışmalarını 4 bin 800 metrekaresi kapalı toplam 14 bin metrekare alanda sürdürdüklerini ifade etti.

TÜBİTAK ile birlikte tamamladıkları Ar-Ge çalışması sonucu baharatta mikrobiyal yükleri düşürdüklerini vurgulayan Kazanç, "Ağırlıklı olarak kimyon ve çemen üzerine çalışma yürütmemiz nedeniyle şu anda dünya standartlarında istenilen özellikte kimyon üretebiliyoruz. Baharatta mikrobiyal yükleri düşüren çalışmamızla yurtdışı pazarlardaki şansımız artacak" dedi. Türkiye'de bu teknikle çalışan başka bir firma olmadığını ifade eden Seniye Kazanç, patent başvurusu yaptıklarını dile getirdi. Üretim teknikleri ile Türk Gıda Kodeksi, Avrupa Baharat Birliği (ESA) ve Amerikan Baharat Ticaret Birliği (ASTA) normlarına uygun baharat üretimi yaptıklarını belirten Kazanç, böylece yurtdışından gelen talepleri daha rahat karşılayabilecekleri gibi yurtiçindeki yüksek kaliteli kimyon ihtiyacına da cevap verebileceklerini açıkladı.

Gıda firmalarına yönelik endüstriyel tedarik yapıyor

Baharatı tarladan getirip işlediklerini ve sektörde ilk el olarak çalıştıklarını dile getiren Seniye Kazanç, endüstriyel tedarikçi olarak hizmet verdiklerini bildirdi. Ağırlıklı olarak çemen ve kimyon satışı gerçekleştirdiklerini vurgulayan Kazanç, pastırma, sucuk imalatçılarına, gıda üreten, baharatı katkı maddesi olarak kullanan firmalar ile baharatı paketleyerek satışını gerçekleştiren firmalara satış yaptıklarını söyledi. Çalışmalarını Türkiye genelinde sürdürdüklerini anlatan Kazanç, "Kimyon ve çemen dışındaki baharatlar da faaliyet konumuzda. Karabiber, beyaz biber, zencefil, tarçın, yenibahar gibi Türkiye'de olmayan baharatları da ithal ediyoruz" şeklinde konuştu.

Yerli ürüne büyük önem verdiklerini dile getiren Seniye Kazanç, Türkiye'de yetişen ürünü Türkiye'den temin etmeye büyük önem verdiklerini anlattı. Çiftçilerle sürekli iletişim halinde olduklarını açıklayan Kazanç, Türkiye'de kimyon yetiştirilmesinin gelişmesi için akademisyenlerle ortak çalışmalar sürdürdüklerine değindi. Kimyonun Türkiye'nin önemli bir baharat kalemi olduğuna dikkat çekerek, dünyanın 4 büyük kimyon üreticisi arasında yer aldığını anlatan Kazanç, "Kimyon ülkemizde ağırlıklı olarak İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da yetişiyor. 4 büyük yetiştirici ülkeden biri olabiliriz ama daha üst noktalara çıkmak için üretimin desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Çukurova Kalkınma Ajansı'ndan aldığı destekle verimi artırdı

Firma olarak kendilerini sürekli yenilediklerini anlatan Seniye Kazanç, TÜBİTAK ile mikrobiyal yüklerin düşürülmesine yönelik Ar - Ge projesinin yanı sıra Çukurova Kalkınma Ajansı'ndan aldıkları destekle geçen yıl verimlilik artışıyla ilgili bir projeyi de tamamladıklarını söyledi.

 

 

Firma olarak Amerikan Ticaret Birliği üyesi olduklarına da değinen Kazanç, birliğin toplantılarına katılarak yurtdışı gelişmeleri de yakından takip ettiklerini söyledi. Amerika'da 2010 yılında tuz kullanımının ciddi oranda düşüp paralelinde daha sağlıklı bir ürün olan baharat kullanımının ise yüzde 30 arttığını ve önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceğini dile getiren Kazanç, "Ayrıca yine 16-34 yaş arası Amerikalı genç nesil gurme denilebilecek yeni bir beslenme tarzına yöneldi. Bu tarza göre doğal lezzetlere önem veriliyor ve bu da baharat tüketimini artırıyor" dedi. Dünyadaki bu gelişmelerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Seniye Kazanç, mikrobiyal yükleri azaltmalarının ardından yurtdışına ürün gönderme şanslarının arttığını ve bu yıl yurtdışı tanıtımlara ağırlık vererek ihracatlarını artırmayı planladıklarını sözlerine ekledi.