KOCAELİ'DE 1990'LI YILLARA KADAR İHRACATI YOK
DENECEK KADAR AZ OLAN OSMANLI TATLISI PİŞMANİYE,
YAPILAN TANITIMLARIN ARDINDAN BUGÜN AVRUPA ÜLKELERİ
BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK ÜLKEYE İHRAÇ EDİLMEYE BAŞLANDI
-KENTTEN YAPILAN YILLIK PİŞMANİYE İHRACATININ
500 TON CİVARINDA OLDUĞU ÖĞRENİLDİ
KOCAELİ (A.A) - Emrah Yorulmaz/Kadir Yıldız - Kocaeli'de
1990'lı yıllara kadar ihracatı yok denecek kadar az olan Osmanlı tatlısı
pişmaniye, yapılan tanıtımların ardından bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere
çok sayıda ülkeye ihraç edilmeye başlandı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, İzmit'te küçük dükkanlarda üretime
başlayarak zamanla büyük üretim tesislerine taşınan bazı pişmaniye firmaları,
ürün çeşitliliğini artırarak yurtdışına açıldı.
Pişmaniyenin meyvelisini, kakaolusunu ve çikolatalısını yapan firmalar,
gerçekleştirdikleri tanıtımlar ve İzmit Belediyesinin her yıl düzenlediği
Uluslararası Pişmaniye Festivalinin etkisiyle ihracatlarını da artırma fırsatı
buldu.
Kocaeli'de 1990'lı yıllarda 8 ton civarında pişmaniye ihracatı yapılırken,
kentin önde gelen 3 pişmaniye firması Almanya, İsviçre, İsveç, Hollanda, Belçika,
Danimarka, İngiltere, Fransa, ABD ve Avustralya gibi çok sayıda ülkeye 500 ton
pişmaniye gönderiyor.
Kocaeli'de 57 yıldır pişmaniye üretimi yapan Hayrettin Canıgeniş, AA
muhabirine yaptığı açıklamada 1954 yılında babası Lütfi Canıgeniş'in 50
metrekarelik bir imalathanede 5 kişi ile pişmaniye üretmeye başladığını söyledi.
İşletmeyi daha sonra 200 metrekarelik, ardından 600 metrekarelik bir yere
taşıyarak üretime devam ettiklerini kaydeden Canıgeniş, zamanla yurtdışına
açıldıklarını ve Avrupa'da ilk ihracatı Almanya'ya yaptıklarını söyledi.
Almanya'nın ardından Hollanda, Belçika, İsviçre ve Avusturya'ya da ihracat
yapmaya başladıklarını dile getiren Cangeniş, şöyle devam etti:
''Özellikle 1980'den itibaren Avrupa'ya sürekli numune göndererek
pişmaniyeyi tanıttık. Yurtdışındaki büyük marketlere numune dağıttık. Pişmaniyeye
hem Avrupa ülkelerinden hem de diğer ülkelerden talep gün geçtikçe artıyor.
Avrupalı pişmaniyeyi sevdi. Mesela şu anda Avustralya'ya mal hazırlıyoruz. Kuveyt
ile birlikte Suudi Arabistan ve Dubai'ye de ihracat yapıyoruz.''
Uluslararası fuarlara katılarak pişmaniyeyi yurtdışında tanıttıklarına
dikkati çeken Canıgeniş, ''Önümüzdeki aylarda Arabistan'da bir fuara katılacağız.
Orada ürünümüzü tanıtma şansı yakalayacağız'' diye konuştu.
Ürettikleri 400 ton pişmaniyenin 50 tonunu yurtdışına ihraç ettiklerini
vurgulayan Canıgeniş, yıllık cirolarının ise yaklaşık 4 milyon 500 bin TL
civarında olduğunu vurguladı.
Pişmaniyenin sıcaktan zarar görmesini engelleyecek üretilmesi için ARGE
çalışmaları da yaptıklarını vurgulayan Canıgeniş, şu an 40 çeşit pişmaniye
üretimi gerçekleştirdiklerini, isteğe göre kakaolu, muzlu, çilekli, ananaslı
şekilde pişmaniyeyi de tüketiciye sunduklarını sözlerine ekledi.
-SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ-
Pişmaniye üreticisi, Gıda Mühendisi Suat Kaçar ise pişmaniye denince akla
hızlı enerji veren, çok çabuk tüketilebilen ve insan sağlığına ciddi anlamda
yararlı olan bir gıda ürünü geldiğini kaydetti.
Pişmaniye üretiminde, gıda güvenliğinin ön planda tutulması gerektiğini
vurgulayan Kaçar, ''Yaklaşık 100 gram pişmaniye 490 ile 500 kaloriye denk
geliyor. Bu 500 kalori, günde ortalama bir insanın gün içerisinde tüketmesi
gereken 2 bin kalorinin 4'te 1'i'' diye konuştu.
Kaçar, pişmaniyenin tüketimi kolay olan bir tatlı olduğuna da dikkati
çekerek, şunları söyledi:
''Örneğin, bir katı ürün bir de sıvı ürünü tüketirseniz ve her ikisi de aynı
oranda tatlılık oranı içeriyorsa hangisinden hızlı bir şekilde enerji alırsınız,
tabi ki sıvı üründen. Midenin onu eritmesi lazım. Baklava ile pişmaniyeyi
karşılaştırırsak pişmaniye ciddi anlamda ağızda eriyip kana karışabilen, mideye
hazımsızlık, mideye şişkinlik vermeyen bir ürün. Baklava ise mideye doğrudan
ineceği için orada belli bir öğütülme süresi olacak ve bu süre içerisinde vücut
yine enerji harcayacak. Katı gıdalardansa pişmaniyenin sindirimi çok daha kolay.
Bu açıdan değerlendirilirse pişmaniye çok daha sağlıklıdır diyebiliriz.''
-SAKLAMA KOŞULLARI-
Pişmaniyenin ısı ve ışığa maruz kaldığı zaman yavaş yavaş deforme olduğunu,
kimyasal açıdan ise bozulma süresinin minimum 6 ay olduğunu vurgulayan Kaçar,
sözlerini şöyle devam etti:
''Raf ömrünü uzatmak için ciddi anlamda ARGE çalışmalarımız devam ediyor.
Bizim hedefimiz bu süreyi minimum 8 ay ile 1 yıl arasına çıkarmak olacak. Biz
pişmaniyede katkı maddesi kullanmıyoruz. Kullandığımız zaman raf ömrü bir yılın
da üzerine çıkabilir. Fakat katkı maddesi kanserojen bir maddeye sahip olduğu
için biz ürünlerimizi daha çok müşterilere hitap edebileceği her yaş grubunun
yiyebileceği bir ürün haline getiriyoruz. Örneğin benim 7 aylık kızım var ve ben
ona azar azar pişmaniye veriyorum.''