TZOB'DAN BALIKÇILARA ''RASTGELE''
-TZOB GENEL BAŞKANI BAYRAKTAR: ''1 EYLÜLDE BAŞLAYACAK SU
ÜRÜNLERİ AV MEVSİMİNİN EKMEĞİNİ DENİZDEN ÇIKARAN BALIKÇILAR
İÇİN BOL VE KAZANÇLI OLMASINI DİLİYORUM''
-''BAZI TÜRLER YOK OLMAKLA KARŞI KARŞIYA, YASAKLARA VE
KURALLARA MUTLAKA UYULMALI''
-''ÜRÜN MİKTARINI ARTIRMAK İÇİN AÇIK DENİZ BALIKÇILIĞINA
GEÇİLEREK ULUSLARARASI SULARDA DA AVLANMA ALANLARI YARATILMALI
VE ÜLKEMİZ KAYNAKLARINA YÖNELİK AV BASKISI AZALTILMALIDIR''
ANKARA (A.A) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylülde başlayacak su ürünleri av mevsiminin ekmeğini
denizden çıkaran balıkçılar için bol ve kazançlı olmasını diledi.
Bayraktar, yazılı açıklamasında, sağlıklı beslenme açısından büyük önem
taşıyan deniz ürünlerini sofralara ulaştıran balıkçıların sorunlarının
çözülmesinde, Bakanlıklardan kooperatiflere, birliklerden balıkçılara kadar
sektörün bütün aktörlerine görev ve sorumluluklar düştüğünü bildirdi.
Dünyada toplam 133 milyon ton olan su ürünleri üretiminin yüzde 70'inin av
yoluyla elde edildiğini ifade eden Bayraktar, su ürünleri yetiştiriciliğinde
gelişmeler yaşansa da avcılığın Türkiye açısından öneminin büyük olduğunu
vurguladı. 1986 yılında yaklaşık 580 bin ton olan su ürünleri üretiminin 2009'da
yüzde 20 azalarak 465 bin ton civarına gerilediğini anımsatan Bayraktar, şunları
kaydetti:
''Özellikle avcılıkla elde edilen bazı balık türlerinin yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde, avlanma konusunda yasaklara ve
kurallara uymanın, balıkların yumurtalarını bıraktıktan sonra avlanmasının ve
böylece stokların korunmasının önemi çok daha net görülecektir.
Dünyada yıllık ortalama kişi başına su ürünleri tüketimi 16 kilogramdır. Bu
rakam Avrupa Birliği'nde (AB) 24, Japonya'da 69, ABD ve Kanada'da 24, İspanya'da
40 kilogram iken ülkemizde 8 kilogramdır. Görüldüğü gibi, kişi başına su ürünleri
tüketimimiz, gelişmiş ülkelerdekinden 2-3 kat daha az. Su ürünlerinin hem
ekonomik değeri hem de insan sağlığı yönünden önemi göz önüne alındığında balık
üretimimizi ve tüketimimizi artırmamız gerektiği ortaya çıkmaktadır.''
Türkiye sularında 100'den fazla türün avcılığının yapıldığını, balık
üretiminin yüzde 80-90'ının göçmen (pelajik) türlerden oluştuğuna dikkati çeken
Bayraktar, Karadeniz'de hamsi, istavrit, kefal, palamut, torik ve lüfer,
Akdeniz'de sardalye ve kefal, Ege'de sardalye, Marmara'da hamsi, istavrit ve
kefalin önemli göçmen türler olduğunu belirtti.
Bayraktar, dip türler (demersal) açısından da Karadeniz'de kalkan ve mezgit,
Ege ve Akdeniz'de çipura, barbunya, berlam ve ıstakozun ekonomik öneme sahip
olduğunu bildirdi.
Son yıllarda, komşu ülkelerle ortak kullanılan Karadeniz'deki kirlilik
nedeniyle balık stoklarında azalma görüldüğünü belirten Bayraktar, kirliliği
önlemek için ulusal ve uluslararası çözüm arayışlarına ağırlık verilmesini
istedi.
Bayraktar, balıkçılık açısından büyük öneme sahip Karadeniz'in korunup
kollanması, balık türlerinin devamlılığı için kurallara tüm ülkelerin titizlikle
uymasının sağlanmasının hayati önem taşıdığını kaydetti.
-AÇIK DENİZ BALIKÇILIĞINA GEÇİLMELİ-
Bayraktar, Türkiye'de denizlerden avcılıkla yapılan üretimin kıyı
balıkçılığına dayandığının da altını çizerek, yeterli altyapı oluşturulamadığı
için açık deniz balıkçılığı yapılamadığını, bu nedenle av baskısının kıyı sularda
yoğun olarak görüldüğünü belirtti.
Avcılıkla elde edilen ürün miktarının artırılabilmesi için açık deniz
balıkçılığına geçilerek, uluslararası sularda avlanma alanları yaratılması ve
ülke kaynaklarına yönelik av baskısının azaltılması yoluna gidilmesi gerektiğine
dikkati çeken Bayraktar, şunları bildirdi:
''Ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen üretim miktarının, avlanabilir stok
büyüklüğünün sınırına eriştiği kabul edilmektedir. Bu nedenle ülkemizde avlanma
miktarının artırılması yerine sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi için
önlemler alınmalıdır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde
araştırmalar yapılmalı ve koruma-kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik
verilmelidir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde, 'ülkemiz kaynaklarına
yönelik av baskısının azaltılması, sürdürülebilir avcılığın sağlanabilmesi, ülke
stoklarını korumak, geliştirmek' için Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel
Müdürlüğünün kurulmuş olmasını çok önemsiyoruz. Bu, ülke balıkçılığı için önemli
bir adımdır.''
Bayraktar, gelecek nesillerin de yeterli balık tüketebilmeleri için
denetimlerin sık ve zamanında yapılması gerektiğini belirterek, balıkçılardan
beklenenlerin yanı sıra balıkçıların beklentilerinin karşılanması durumunda
sektörün çok daha verimli ve gelecek nesillere de bütün av türlerini taşıyacak
bir noktaya ulaşacağını kaydetti.
Tüm zorlukları göğüsleyerek ekmeğini denizden çıkaran bütün balıkçıların
Ramazan Bayramını kutlayan Bayraktar, av mevsiminin bol kazançlı ve bereketli
geçmesini diledi.
|