Üretici De Tüketici De Lisanslı Depoları Bekliyor (1) POLATLI'DA TMO-TOBB LİSANSLI DEPOCULUK ANONİM ŞİRKETİ
TARAFINDAN KURULAN 40 BİN TONLUK DEPONUN TANITIMININ
ARDINDAN LİSANSLI DEPOLARIN YAYGINLAŞMASI BEKLENİYOR
-ÜRETİCİ SİSTEM SAYESİNDE ÜRÜNÜNÜ TARLADAN KALDIRDIKTAN
HEMEN SONRA PİYASAYA SÜRMEK ZORUNDA OLMAYACAK, TÜKETİCİ
İSE ARACININ STOK YAPARAK ÜRÜNÜ KATLAYARAK SATAMAYACAĞI
İÇİN SOFRASINI DAHA UCUZA KURABİLECEK
-TZD GENEL BAŞKANI YETKİN:
-''LİSANSLI DEPOCULUK SİSTEM OLARAK DOĞRU. AMA DAHA
YOLUN BAŞINDAYIZ. YAYGINLAŞTIĞI ZAMAN BİR ANLAM İFADE EDER''
ANKARA (A.A) - Nilgün Türker - Polatlı'da TMO-TOBB Lisanslı
Depoculuk Anonim Şirketi tarafından kurulan 40 bin tonluk deponun tanıtımının
ardından yurt genelindeki üretici de, tüketici de lisanslı depoların bir an önce
yaygınlaşmasını bekliyor.
''Lisanslı Depoculuk'' uygulamasını destekleyen üretici temsilcileri,
depolar sayesinde üreticinin piyasadaki fiyat dalgalanmasından etkilenmeyeceğini
belirtiyorlar. Temsilciler, bu uygulama ile üreticilere verilecek senetlerle de
ürünlerin kayıt altına alınacağını ve üreticinin, ürünü karşılığında aldığı ürün
senedini teminat göstererek, banka kredisine ulaşabileceğine işaret ediyor.
Üretici temsilcileri, üretici açısından en önemli noktanın ise ürün kalitesinin
artması olduğunu vurguluyor.
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, lisanslı depoculuğun sistem olarak doğru olduğunu
belirterek, ''Ama daha yolun başındayız. Türkiye'de yaygın değil. Yaygınlaştığı
zaman bir anlam ifade eder. Bu pazarlama sorununa yönelik bir teminat niteliğini
taşıyor'' dedi.
Yetkin, ''Lisanslı Depoculuk''un üreticiye faydalı olacağını belirterek,
fiyat iniş çıkışlarından üreticiyi koruyacağını söyledi. Yetkin, ''Lisanslı
Depoculuk'' ile ürünlerin de kayıt altına alınacağını ifade etti. Bu sistemin
tüketiciye doğrudan yansımasının olmayacağına işaret eden Yetkin, üreticinin
ürününün para etmesini sağlayacak bir mekanizma olduğunu söyledi.
''Lisanslı Depoculuk''un ürüne kalite getirip getirmeyeceğiyle ilgili ise
Yetkin, ''Belli standartları var. Hangi ürünlerin, ne kadar miktarda, nasıl
muhafaza edilecek gibi... Ama bunlar uygulama ile görülecek şeyler tabi'' diye
konuştu.
Yetkin, Polatlı'daki 40 bin ton kapasiteye sahip depoya ilişkin, ''Devede
kulak, hiçbir şey değil'' değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin bu yıl hububat
ürünlerinde 35 milyonluk üretim kapasitesi olduğunu belirten Yetkin,
meyve-sebzede ise 46 bin tonluk üretim olduğunu ifade etti.
''Lisanslı Depoculuk''a ilişkin yasal düzenlemenin 2005 yılında çıktığını
hatırlatan Yetkin, depoların kurulmasının belli bir sermaye gücüne bağlı olduğunu
belirterek, maliyetli bir iş olduğunu söyledi.
-KTB BAŞKANI KALELİ-
Konya Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğur Kaleli de,
lisanslı depoculuk çalışmalarını önemsediklerini vurguladı.
Bu sistemlerin sağlıklı işlemesini büyük ölçüde piyasanın istediği özellikte
üretim politikalarının şekillendireceğine dikkati çeken Kaleli, lisanslı
depoculukla çiftçinin ürününü tarladan kaldırdıktan sonra hemen piyasaya sürmek
zorunda olmadığını belirtti.
Bu sayede çiftçinin ürününü depoya koyduktan sonra kıymetli evrakla
değerlendirebileceğini anlatan Kaleli, ''Bu evrakla ürününü satabiliyor,
bankalardan kredi alabilmesine kolaylık sağlanmış oluyor'' dedi.
Kaleli, sanayicinin de istediği kalitedeki ürüne daha kolay ulaşabileceğini,
aynı zamanda stok ve nakliye maliyetini önemli miktarda azaltmış olacağını
kaydetti.
Kaleli, piyasanın ihtiyaç duyduğu kaliteli buğdayın, tüm tarım paydaşlarının
kazancını artıracağını söyledi.
Küresel dünyanın ticaret anlayışı gereği alt yapıyı daha da güçlendirmek
için Türkiye'de ilk defa elektronik satışa geçtiklerini de anlatan Kaleli, ''Bu
altyapı bizlerin ürün ihtisas borsası, lisanslı depoculuk ve vadeli işlemler
borsacılığı işlemlerini hızlandırması açısından son derece önemli'' ifadelerini
kullandı.
-KONYA MERKEZ ZİRAAT ODASI BAŞKANI ÇÖKLÜ-
Konya Merkez Ziraat Odası Başkanı Faruk Çöklü ise, lisanslı depoculuğun
hayata geçirilmesiyle Türkiye'deki önemli bir eksikliğin daha giderileceğini
belirtti.
Sistemin farklı alanlarda önemli faydalarının olduğuna değinen Çöklü, ''Bu
sistem çiftçinin depolayacak yeri olmaması halinde ürününü yok pahasına elinden
çıkarmasına mani olacaktır. Lisanslı depoculuk ile çiftçi depoyu banka gibi
kullanabilecek. Yani ürün buraya teslim edildiğinde alınacak belge ile 'teminat'
olarak gösterebilecek, depodaki ürünün istediği bir kısmı nakde çevirebilecek
veya herhangi bir kredi alımında 'ipotek' olarak kullanılabilecek'' dedi.
Pilot bölge Ankara-Polatlı'da kurulan lisanslı deponun bir benzerinin de
Konya'ya kurulmasını beklediklerini ifade eden Çöklü, Konya Ticaret Borsasının bu
konudaki girişimlerinin sevindirici olduğunu kaydetti.
-EN AZ 1 MİLYON TL SERMAYE GEREKİYOR-
Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği Başkanı Rıfat Hekimoğlu da ''Tarım
Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu''nun 17 Şubat 2005 tarihinden bu yana
yürürlükte olduğunu hatırlatarak, ''Başka ülkelerde örneği bulunan bu tür
depoların kurulması, işlemesi üretici ve ekonomi için çok önemli. Bu tür depolar
ürün sahiplerinin ürünlerini güvenli şekilde, kalitesi bozulmadan saklamalarına,
depoların ürün karşılığı verecekleri belgeyle, bankalardan kredi almalarına,
ürünü depodan çıkarmadan satmalarına imkan veriyor'' dedi.
''Ama sistemin işlemesi için önce depoların kurulması gerekiyor'' ifadesini
kullanan Hekimoğlu, şunları kaydetti:
''En az 1 milyon TL sermayesi olan anonim şirketlere depo kurma ve işletme
hakkı tanınıyor. Depo kuracaklar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından izin
alıyor. Depolayabilecekleri ürünlerin rayiç değerinin yüzde 15'i kadar bakanlığa
teminat veriyor. Bu anonim şirketler daha sonra depo inşa ettiriyor veya
kiralıyor. Sonra da tarım ürünlerini belli bir ücret karşılığı depoda saklamaya
başlıyor. Üretici, ürününü depoya teslim ettiğinde, depo işletmesi, ürün
kalitesini, miktarını gösteren bir 'ürün senedi' veriyor. Üretici bu ürün senedi
karşılığı depoda duran malını teminat göstererek (bu tür işlemleri yapan
bankalardan) kredi alabiliyor. Borcunu ödeyemezse banka depodaki ürüne el
koyarak, alacağını tahsil ediyor veya bu senedi başkalarına ciro edebiliyor.
Böylece depoda duran ürün, kağıt üzerinde satılmış oluyor. Ürün senedi kimin
üzerinde ise depodan ürünü o alabiliyor.''
Hekimoğlu, lisanslı depoculuğun un sanayisi içinde stoklama imkanı olmayan
sanayiciler için ve hasadın bitiminden sonra kış aylarında buğday bulamama
endişesi taşımamak adına ürün kalitesi sınıflandırılmış garantili bir hammadde
imkanını da sanayiciye sunduğunu söyledi.
Hekimoğlu, ''Sektörümüz için önemli bir gelişme olarak görüyorum. Şu ana
kadar lisanlı depoların sayıları az olsa da gelecek 10 yılda gelişmiş ülkeler
seviyesinde ülke ihtiyacımıza yetecek seviyeye ulaşacaktır'' diye konuştu.
-''GEÇ KALINDI''-
Giresun Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karadere, lisanslı
depoculuğun Türkiye'de çok geç kalınmış bir sistem olduğunu ifade ederek,
''Lisanslı depoculuk faaliyete geçtiğinde fındık üreticisi, sanayici ve devlet
açısından büyük kazanımların yanı sıra ürünün kalitesi ile değeri daha da
artacak'' dedi.
Karadere, 2005 yılında çıkarılan Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk
Kanunu'nun ardından, borsa olarak fındıkta lisanslı depoculuğun nasıl olması
gerektiğine yönelik 2007 yılında ''AB IPA Bölgesel Rekabet Edebilirlik
Operasyonel Programı'' çerçevesinde ''Giresun Fındık Lisanslı Deposu ve Spot
Borsa Kurulumu Projesi'' hazırladıklarını belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının otoritesinde 2008 yılında AB'ye
sunulan projenin kabul edildiğini ve çalışmalara başlandığını ifade eden
Karadere, ''Bu çalışmayı başlatmadan önce dünyadaki depolama sistemlerini
inceledik. Buna göre soğuk depolama ve azot gazı altında depolama sisteminin
olduğunu gördük. Bu sistemlerden, fındığın kimyasal ve fiziksel özelliklerine
bağlı kalarak 2 yıl depolanabileceği çelik silolarda azot gazı altında depolama
sistemini uygulamaya karar verdik'' dedi.
Karadere, Güre mevkisinde 30 dönüm alan üzerinde 17 bin ton kapasiteli 24
adet çelik siloda azot gazı altında kurulması planlanan depolama tesisinin
fındığın geleceği açısından çok önemli bir proje olduğuna işaret ederek, şunları
söyledi:
''Lisanslı depo ve fındık borsanın kurulmasıyla üretici ya da tüccar, herkes
buraya ürününü getirecek. Ürünün laboratuvarlarda kontrolleri yapıldıktan sonra
randıman bazında silolara ayrılacak. Bunun karşılığında ürünü bulunanlara 'ürün
senedi' verilecek. Bu ürün senedi ile ürünler kalitesine göre güvence altına
alınmış olacak. Elinde ürün senedi bulunanlar, bununla borsada dünyanın her
yerinde satış yapabilecek, senedi teminat göstererek banka kredisi
kullanabilecek.''
- ''FINDIK, DAHA KALİTELİ VE KAYITLI SATILACAK'' -
Lisanslı depoculuk sisteminin uygulanmasıyla, geçmiş yıllarda bazı ülkelerin
ihraç edilecek fındıklarda aflatoksin olduğu yönündeki iddiaları, küflenme,
çürüme, bozulma düşük kalite gibi sorunların ortadan kalkacağını anlatan
Karadere, şöyle devam etti:
''Türkiye'de çok geç kalınmış bir sistem olan lisanslı depoculuk faaliyete
geçtiğinde fındık üreticisi, sanayici ve devlet açısından büyük kazanımların yanı
sıra ürünün kalitesi ile değeri daha da artacak. Üreticimiz, mahsullerini
depolayabilecekleri güvenli, sigortalı ve sağlıklı depo imkanına kavuşacak.
Fiyatların düşük olduğu dönemlerde ürünlerini satmak yerine lisanslı depolara
koyarak, ürün senetlerini teminat göstererek uygun koşullarda kredi temin
edebilecek. Ürün kalitesine göre fiyat talep etme ve pazarlama, dünya piyasasına
ulaşma imkanı bulacak. Ürününü uygun depolama ve kredi imkanlarından yararlanarak
fiyatların en yüksek olduğunu düşündüğü dönemde pazarlayabilecek.''
Uygulanacak sistemin, sanayici ve tacirler açısından da avantajlı alacağını
anlatan Karaderere, ''Sanayici ve tacirler, depo maliyetini önleyip, talep
ettikleri miktar, tür ve kalitedeki ürünü güvenilir şekilde, elektronik ortamda
mekan sınırlaması olmaksızın kısa zamanda temin edebilecek. Olası fiyat
farklılıklarından korunarak işletmelerinin kar ve zarar durumunu tahmin edebilme
imkanı kazanacak. Ellerindeki ürün senetleriyle, işletmelerinin ürün ihtiyacını
garanti altına almanın yanında bu senetleri teminat olarak kullanıp bankalardan
kredi sağlama olanağı bulacak'' diye konuştu.
Karedere, konuya devlet açısından bakıldığında ise güçlü borsacılık
yapısıyla ülke ürünlerinin pazarlanmasının yanında, içinde bulunulan coğrafi
bölgedeki ülkelerin ürünlerini de pazarlama ve ticaretten daha büyük pay alma
imkanına sahip olunacağını ifade ederek, ''Ülkemizdeki etkinliği zayıf ticaret
borsalarının birleşme ve ürün ihtisas borsalarına dönüşmesini teşvik edecek.
Ayrıca sistem kayıt altında olduğu için kaçak ve kayıp olmayacak'' dedi.
Ordu Ziraat Odası Başkanı Necat Avcı ise, yörede henüz lisanslı depoculuğa
geçilmediği için özellikle fındığın bol olduğu yıllarda üreticinin zararının
ikiye katlandığını belirtti ve acilen bu sistemin uygulamaya geçirilmesini
istedi.
Lisanslı depoculuğun yaklaşık 8 milyon kişiyi ilgilendirdiğine işaret eden
Avcı, ''Ordu ve Giresun ekonomisinin temeli fındıktır. Bu nedenle fındığın
desteğe ihtiyacı var. Acilen lisanslı depoculuk şart. Ordu ve Giresun Türkiye'de
fındığın yaklaşık yüzde 80'ini üretiyor. Türkiye ihracatının ciddi bir payını da
fındık oluşturuyor. Böyle ihracatı çok olan ürüne sahip çıkılmasını istiyoruz.
Her yıl üretici fındığını istediği fiyata satamıyor. Lisanslı depoculuk bu
nedenle son derece önemlidir'' diye konuştu.
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Servet Şahin de, Ordu'da acilen
lisanslı depoculuğun oluşturulması gerektiğini ifade ederek, ''Eğer bu sistem
olsa idi üretici fındığını gönül rahatlığı ile buralarda değerlendirip istediği
fiyatı satacaktı. Ama gelin görün ki sistem bir türlü hayata geçmiyor'' dedi.
|