Toprakta Yoksa İnsanda Da Yok PROF. DR. SAİT GEZGİN
-''DEMİR, ÇİNKO, SELENYUM GİBİ MADDELERİN GIDA ZİNCİRİNE
BİTKİLER VASITASIYLA GİRMESİ GEREKİYOR. BİTKİ TOPRAKTAN BU
ELEMENTLERİ ALAMAYINCA, İNSAN VE HAYVANLARDA DA BU NOKSANLIKLAR
ORTAYA ÇIKIYOR''
-''ÖZELLİKLE KIRSAL KESİMLERDE, UN VE UN MAMÜLLERİYLE BESLENEN
İNSANLARIMIZDA, BAŞTA KADINLAR VE ÇOCUKLAR OLMAK ÜZERE, KANSIZLIK
İÇİN DEMİR HAPLARI, ŞURUPLARI ÇOK YOĞUN BİR ŞEKİLDE KULLANILIYOR''
KAYSERİ (A.A) - Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak
Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gezgin, Türkiye'deki
tarım topraklarında demir, çinko, selenyum gibi maddelerin eksik olduğunu
belirterek, ''Demir, çinko, selenyum gibi maddelerin gıda zincirine bitkiler
vasıtasıyla girmesi gerekiyor. Bitki topraktan bu elementleri alamayınca,
bitkileri tüketen insan ve hayvanlarda da bu noksanlıklar ortaya çıkıyor'' dedi. Gezgin, Tarım Federasyonu tarafından Kayseri İl Özel İdaresi Konferans
Salonu'nda düzenlenen Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) Genel Müdürlüğü
tarafından üretilen, hümik ve fulvik asit içeren doğal organik toprak
düzenleyicisi ''Hümas'ın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'deki
tarım topraklarının yüzde 85'inin iklimin de etkisiyle Ph değerinin yüksek
olduğunu, yüzde 94'ünün ise yüzde 3'ün altında organik madde içerdiğini söyledi.
Toprakta demir, çinko, selenyum gibi maddelerin de eksik olduğunu dile
getiren Gezgin, ''Bunları özellikle ifade ediyorum. Bu elementler insanlarımızda
da eksik. Çünkü, demir, çinko, selenyum gibi elementlerin gıda zincirine bitkiler
vasıtasıyla girmesi gerekiyor. Bitki topraktan bu elementleri alamayınca, bu
bitkileri tüketen insan ve hayvanlarda da noksanlıklar ortaya çıkıyor. Özellikle
Kırsal kesimlerde, un ve un mamülleriyle beslenen insanlarımızda, başta kadınlar
ve çocuklar olmak üzere, kansızlık için demir hapları, şurupları çok yoğun bir
şekilde kullanılıyor'' diye konuştu.
Gezgin, tarım topraklarındaki organik madde eksikliğini giderebilmek için
yılda 5 milyar ton gübreye ihtiyaç olduğunu, organik maddeyi aynı düzeyde
tutabilmek için de her yıl buna 2 milyar ton ilave edilmesi gerektiğini dile
getirerek, bunun da mümkün olmadığını anlattı.
Yaptıkları bilimsel çalışmalar sonucunda TKİ Hümas'ın bitkilerde verim ve
kaliteyi artırdığını gördüklerini belirten Gezgin, ''TKİ-Hümas buğday veriminde
yüzde 35, protein oranında yüzde 10, şeker pancarı yumru veriminde yüzde 17,
şeker oranında yüzde 15'lik bir artış sağlamıştır. Ayrıca, antepfıstığı, ceviz,
kiraz, erik, zeytin gibi meyvelerde yüzde 80'e varan oranlarda gelişme ve verim
artışı elde edilmiştir'' dedi.
TKİ-Hümas Genel Koordinatörü Nihat Ölmez ise son 5 yıldır kömürü sadece
yakmakla kalmadıklarını ayna zamanda da damıttıklarını söyledi.
Gelişmiş ülkelerin kömürle ilgili teknolojik çalışmalarını yakından takip
ettiklerini ve AR-GE çalışmaları yaptıklarını ifade eden Ölmez, Hümas'ın
üretiminde de ABD'li bir firma ile ortak çalıştıklarını anlattı.
Ölmez, TKİ-Hümas'ın 2009 yılında piyasaya sürdüklerini anımsatarak, şöyle
devam etti:
''Her gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkede olduğu gibi mevzuatları
hazırlanmadan bir ürünü ürütmeye başlarsanız o aralıktaki boşluğu hemen merdiven
altı üretim dolduruyor. Biz Hümas'ı ürettiğimizde analiz için 3 farklı
laboratuvara gönderdik. Bu 3 laboratuvardan da 3 ayrı sonuç geldi. Anladık ki
laboratuvarlarda hümik asit tahlilleri sağlıklı yapılamıyor. Üstelik piyasadaki
toprak düzenleyicilerin yüzde 90'ın da gerçekten hümik asit yok. Şekerli suya
karbon damlatıp laboratuvara götürseniz hümik asit raporu alabiliyorsunuz.
Yurtdışından gelenlerin birçoğunda da selüloz fabrikalarının atıkları var.''
Hümik asit analizlerini suistimale açık ortamdan kurtarmak için
çalıştıklarını vurgulayan Ölmez, hümik asidin analiz yöntemleriyle ilgili
bilimsel bir toplantı düzenlediklerini, 2011 Haziran ayında ''Türkiye Hümik
Maddeler Kongresi'ni düzenleyeceklerini kaydetti. Ölmez, Bor Enstitüsü gibi Hümik
Asit Enstitüsü kurulmasını da hedeflediklerini sözlerine ekledi.
|