Microsoft'tan sonra, Zeytin ve Şarap Yatırımına
Gelibolu yarımadasında 12 milyon dolarlık yatırımla "en iyi şarap, zeytinyağı ve domates salçası" üretmeyi hedefleyen Microsoft'un eski Ortadoğu ve Afrika bölgesinden sorumlu Genel Müdürü Selim Zafer Ellialtı (50), "Yarımadada son 9 yıldır Bağlar kurduk, zeytinlikler yetiştirdik.
Gelibolu yarımadasında 12 milyon dolarlık yatırımla "en iyi şarap, zeytinyağı ve domates salçası" üretmeyi hedefleyen Microsoft'un eski Ortadoğu ve Afrika bölgesinden sorumlu Genel Müdürü Selim Zafer Ellialtı (50), "Yarımadada son 9 yıldır Bağlar kurduk, zeytinlikler yetiştirdik. Fabrika yatırımına odaklanıp üretime geçtik. Çanakkale kara savaşlarının önemli noktalarından Kilye koyundan esinlenip, Kilye markası ile zeytin ürünleri, Suvla koyundan esinlenip, Suvla markası ile de şarap üretimi yapacağız" dedi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde ekonomi eğitimi alan Selim Zafer Ellialtı, Microsoft'ta 2004 yılında pazarlama direktörü olarak işe başladı, daha sonra 2008-2011 tarihleri arasında Ortadoğu ve Afrika bölgesinden sorumlu Genel Müdürü olarak görev yapan Ellialtı, Eylül ayında işten ayrıldıktan sonra, zamanını kurduğu "Suvla Wines" şarap şirketine ayırdı. Microsoft'ta üst düzey yöneticilikten şarap ve zeytin mamulleri üreticiliğine uzanan yolu DHA'ya anlatan Ellialtı, Çanakkale'nin, Türkiye ve dünyada bilinirliğinin artmasını hedefleyerek bu işe giriştiklerini söyledi.
Türkiye'nin en iyi şato şarabını yapmak için dokuz yıl önce yer arayışlarına başladıklarını kaydeden Ellialtı, "Bu işin uzmanlarına danıştık, güvendiğimiz dostlarımızdan destek aldık, tarihimizi ve geçmişimizi araştırdık. Karşımıza hep aynı adres çıktı. Mitolojide 'şarabın doğduğu yer' olarak geçen, nefis şaraplar için gerekli üzümlerin gizlice yetiştirildiği Eceabat. Yöreye karar verdikten sonra sıra arazi seçimine geldi. Eceabat yarımadasını karış karış gezdik. Parsel parsel inceledik. Bölge bölge toprak analizleri yaptırdık.
Rüzgar açısı, aldığı yağış miktarı, eğimi, gece gündüz ısı farkları, birbirlerine ve şarap tesisine yakınlıkları gibi faktörleri göz önüne alarak satın alacağımız arazileri belirledik. Yaklaşık bir yıllık zorlu bir mücadele, takip ve pazarlıklar sonucu, çok değişik kişilere ait, çoğu hisseli veya ihtilaflı parselleri teker teker satın aldık. Bugün itibarı ile yöredeki arazilerimiz 730 dönüme ulaşmış oldu" dedi.
OĞLUNUN ADINI BAĞLARA VERDİ
Bulgaristan'dan gelen ekiplerin, Fransa'dan getirilen Cabarnet, Merlot, Chiraz, Chardone cinsi fidanları bağlara diktilerini anlatan Ellialtı, "Bağa, oğlumun adı Bozok'tan esinlenerek Bozokbağı dedik. Daha kaliteli üzüm için özel bir budama yapıyoruz. Gelibolu yarımadasında yaptığımız bu girişim, spesifik olarak yapılan yatırım değil. Toplamda 730 dönüm araziye sahibiz. 440 dönümde bağ kurduk. Nitelikli bağların ürünlerini de burada değerlendirmeyi arzu ediyoruz. Yöresel marka olmayı ve şato kalitesinde şarap üretmeyi hedefliyoruz. Bu bölgenin dışından bir hammadde alımı gibi bir düşüncemiz yok" dedi.
ALMANLARDAN ALINAN TESİS
Eceabat İlçesi'nde 10 dönüm arazi içinde kurulu, 5 bin 200 metrekare kapalı alanı bulunan bir tekstil fabrikasını Alman sahiplerinden satın alarak, şarap üretimi, domates ve zeytin mamullerinin işleneceği duruma getirdiklerini kaydeden Ellialtı, "Tesisin kapasite olarak sıkıntısı yok. 658 ton ruhsatlı şarap yapabilme sertifikamız var. 2 milyon litreye çıkabilecek bir alt yapıya sahibiz.
Gerekirse daha da büyüyebiliriz. Çok kaliteli ürün yapmak ideali ile yola çıktım. Kalite ön planda olacak. Bu niteliği sahip üretimi yapacağız. Zeytin ve domates bu bölgenin en önemli ürünleri. Yörenin zeytin ve domates gibi tarım ürünlerini işlemeyi planlıyoruz. Tüm yöre halkının ürünlerini işleyebilecek durumdayız. Yıllık 5 bin ton zeytin işlemeye müsait bir tesise sahibiz. Zeytin ve domateste ürün yelpazesini arttırmaya hedefliyoruz" dedi.
KALİTEYE YÖNELİK ÜRÜN
Hijyeni ön planda tutarak, en kaliteli zeytinyağını almaya çalıştıklarını anlatan Ellialtı, "Doğal yöntemlerle ancak modern biçimde, eski usul sıkma yöntemiyle zeytinden yağ elde ediyoruz. Taş baskı metodunda, en steril ortamda yağı oksitlenme riskine maruz bırakmadan elde ediyoruz" dedi. Herhangi bir güç ve ısı sistemi uygulanmadığı için elde edilen yağ miktarının düşük olduğunu anlatan Ellialtı, "Ekonomiye yönelik değil, kaliteye yönelik bir ürün elde etme stratejisindeyiz. Ucuz sistemle çok yağ elde etmekten yana değil, çok yüksek kalitede en doğal ürünü elde etmek. Evet bu iş pahalıya mal oluyor. Ama kalite için bu şart" dedi.
KALİTE VATANDAŞIN SATIN ALABİLECEĞİ RAKAMLARLA
Şarap, zeytinyağı, zeytin ürünleri ve domates salçasını öncelikle iç piyasaya, ardından da yurtdışına pazarlamayı hedeflediklerini dile getiren Ellialtı, "Yarımadada son 9 yıldır Bağlar kurduk, zeytinlikler yetiştirdik. Fabrika yatırımına odaklanıp üretime geçtik. Çanakkale kara savaşlarının önemli noktalarından Kilye koyundan esinlenip, Kilye markası ile zeytin ürünleri, Suvla koyundan esinlenip, Suvla markası ile de şarap üretimi yapacağız. En kaliteli üretim hedefiyle, iç piyasada söz sahibi olacağız. Çünkü en kaliteli üretimi, vatandaşın satın alabileceği rakamlarla piyasada satışa sunacağız" dedi.