Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 15 Eylül 2025 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 

SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Yörük: -''Türkiye'de hayvansal ürünlerin AB ve dış pazarlara kolayca girebilmesi ve bu pazarlarda istenilen boyutta rekabet edebilmesi için öncelikle hayvan hastalıkları ile ilgili etkin mücadele edilmesi gerekiyor'' -Fransız Hayvancılık ve Et Birliği Genel Müdürü Berger: -''Bizim istediğimiz uzun yıllara dayanan bir işbirliği kurmak her iki tarafında kazandığı bir sistem içinde yer almak''

İSTANBUL (A.A) - Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yörük, ''Türkiye'de hayvansal ürünlerin AB ve dış pazarlara kolayca girebilmesi ve bu pazarlarda istenilen boyutta rekabet edebilmesi için öncelikle hayvan hastalıkları ile ilgili etkin mücadele edilmesi gerekiyor'' dedi.

     Yörük, Türkiye Fransa Hayvancılık ve Et Sektörü Semineri'nde yaptığı konuşmada Avrupa Birliği (AB) müktesebatının yaklaşık yüzde 50'sini oluşturan tarım müzakerelerinin en uzun ve en zorlu başlık olduğunu kaydetti.

     Türkiye'nin içinde bulunduğu sosyoekonomik koşullar göz önüne alındığında, özellikle çözümü güç ve bir o kadar da zaman isteyen sorunlar nedeniyle tarımın, müzakere sürecinde Türkiye'nin en fazla sıkıntı yaşayacağı konu olacağının açık olduğuna değinen Yörük, Türkiye'deki tarımsal yapıya ilişkin sorunların başında, tarım işletmelerinin küçük ölçekli, çok parçalı ve dağınık yapısının, düşük verimliliğin, tarım nüfusunun çokluğunun, üretim ve pazarlama altyapılarındaki yetersizliklerin geldiğini anlattı.

     Yörük, bütün bu yapılarda AB standartları doğrultusunda topyekun bir iyileşmenin ancak uzun vadede mümkün olabileceği gibi mali ve teknik açıdan da ülke olanaklarının ulusal düzeyde zorlayacağına işaret ederek, bu sorunun çözümünün sadece tarım politikası kapsamındaki uygulamalarla mümkün olmadığını söyledi.

     Sorunun genel ekonomik düzeyde ele alınması gerektiğini dile getiren Yörük, Türkiye'nin tarımda ve hayvancılıkta yaşadığı çok ciddi sorunları aşmaktan, yeni bir vizyon geliştirmekten başka çıkış yolunun olmadığını kabul etmek durumunda olduğunu bildirdi.

     Yörük, tarımda dönüşümün ve yeniden yapılanmanın sağlanmadığı takdirde büyümeden, istikrardan ve sosyal refahtan bahsedilemeyeceğini ifade ederek, bilimle, teknolojiyle, sermayeyle toprağı ve insanı buluşturup, uzun vadeli bir strateji çerçevesinde, kaynakları doğru kullanarak zenginlik üretilmesi gerektiğini vurguladı.

     Türkiye'nin hayvancılık sektöründe fırsatlar ülkesi olduğuna işaret eden Yörük, ''Ayrıca unutulmamalıdır ki; Türkiye sadece üyeliğe değil, AB'nin en büyük ekonomilerinden biri olmaya adaydır. Türkiye ekonomisi AB üyelik sürecinin de katkısıyla 2001 yılından bu yana, büyük bir dönüşüm sürecinin içinden geçmektedir. 2002'den itibaren Türk ekonomisi her yıl ortalama yüzde 7 büyümektedir'' diye konuştu.

     Yörük, ancak özellikle gıda güvenliği konusunun AB'nin taviz vermediği konuların başında olmakla birlikte uluslararası piyasaya çıkabilmenin de ilk koşulu olduğunu belirterek, bu nedenle hayvan hastalıklarının yaygın olduğu bir ülke ya da bölgeden sağlanan üretimin, rekabet gücünün yüksek olacağının beklenmemesi gerektiğini vurguladı.

     Hijyen standartlarının istenilen düzeyde olmaması nedeniyle, Türkiye'nin AB ülkelerine dış satım yapamadığına işaret eden Yörük, ayrıca komşu ülkelerle de sadece sınırlı düzeyde hayvan ve hayvansal ürünlerin dış satımının yapılabildiğini anlattı.

     Yörük, yapılan araştırmaların, hayvan hastalıkları nedeniyle üretilen katma değerin her yıl dörtte biri oranında yok olduğunu gösterdiğine değinerek, bugün dünya çapındaki tüketicilerin ürettikleri ürünün nereden geldiğini ve kendileri için bir risk taşıyıp taşımadığını sorguladıklarını kaydetti.

     Türkiye'de hayvansal ürünlerin AB ve dış pazarlara kolayca girebilmesi ve bu pazarlarda istenilen boyutta rekabet edebilmesi için öncelikle hayvan hastalıkları ile ilgili etkin mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Yörük, kayıt dışı üretimin ve kaçakçılığın önlenememesinin ve hayvan hareketlerinin yeterli ölçüde kontrol edilememesinin söz konusu hastalıklarla mücadeleyi kısıtladığını söyledi.

     Yörük, bu nedenle sınır ve ülke içi hayvan hareketlerinin kontrol altına alınması gerektiğine işaret ederek, hayvan hastalıkları ile mücadele için yeterli miktarda bütçe ayrılması ve eğitimli teknik elemanların yetiştirilmesi gerektiğini belirtti.

    
     -''Ekonomik kriz sektörü olumsuz etkiledi''-
    
     Dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alan ekonomik krizin tüketicilerin alım gücünü ve dolayısıyla sektörün gelişim hızını da olumsuz etkilediğini dile getiren Yörük, artan gıda ürünleri fiyatlarının talep artışının azalmasına yol açması ve 2006 yılı öncesinde yüksek dünya talebi nedeniyle üretim artışına yönelik uygulanmakta olan politika ve önlemlerin gelişmiş ülkelerde ve özellikle AB'de tüketimi artırma kampanyalarına bırakmaya başladığını anlattı.

     Yörük, insan yaşamının devamı, gelecek nesillerin sağlığı için son derece önemli olan gıda ve başta hayvansal ürünler konusunun günlük menfaat ve politikalara alet edilemeyecek kadar önemli olduğu belirtti.

     Seminerin ardından AA muhabirinin Helal Sertifika'ya ilişkin sorularını da yanıtlayan Yörük, Helal Sertifika'nın Türkiye'de son dönemde uluslararası akrediteye sahip kurumların yanı sıra Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından da verilmesinin çok olumlu olduğunu söyledi.

     Yörük, Helal Gıda konusunun iç piyasaya yönelik değil, ihracata yönelik olduğunu dile getirerek, ''Bu konuda Ekonomi Bakanlığının atmış olduğu adım son derece önemli. Bu süreçte yaşanacak herhangi bir çalışmada da, ihtiyaç halinde, bulunmaya da her zaman hazır olduğumuzu ifade ederiz'' dedi.

    
     -''Türkiye ile kalıcı ilişkiler kurmalıyız''

    
     Fransız Hayvancılık ve Et Birliği Genel Müdürü (INTERBEV) Yves Berger ise Fransa'daki hayvancılık sektörüne ilişkin bilgiler verdi.

     Berger, Fransa'da 19,2 milyon adetlik bir sığır sürüsü bulunduğunu, 230 bin kişinin de hayvancılıkla uğraştığını belirtti.

     Türkiye ile Fransa'nın hayvancılık sektöründe kalıcı ilişkiler tesis etmesi gerektiğine değinen Berger, ''Bizim arzumuz sizle kalıcı ilişkiler düzenlemek. Anlık taleplere cevap vermek değil. Bizim istediğimiz uzun yıllara dayanan bir işbirliği kurmak her iki tarafın da kazandığı bir sistem içinde yer almak'' dedi.
   

Ekleme Tarihi
13.12.2011
Ekleyen Kişi
gidatarim2


Link: Hayvan hastalıkları ile ilgili etkin mücadele edilmesi gerekiyor'




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız