Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan:
-''Zeytin ağacı onurlu tahtı olan Anadolu'da misafir haline geldi.
Tekrar o koltuğu geri alma gibi bir misyon edindi ve İspanyollar'ın
ardından 2023'de dünya ikinciliği hedefledi''
-Prof. Dr. Osman Müftüoğlu: ''Zeytinyağındaki tüketimin az olması
problemi halkın bilinçlendirilmemesinden kaynaklanıyor. Zeytinyağının da
doktorlara tanıtılması, her doktorun zeytinyağı elçisi olması lazım''
İSTANBUL (A.A) - Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı
Mustafa Tan, zeytin ağacının Anadolu'da adeta misafir haline geldiğini
belirterek, ''Tekrar o koltuğu geri alma gibi bir misyon edindi ve İspanyolların
ardından 2023'de dünya ikinciliği hedefledi'' dedi.
''İstanbul'da zeytin ve zeytinyağıyla keyifli bir gün'' etkinliğinde konuşan
Tan, Türk zeytinciliğinin önüne önemli hedefler koyduğunu, Türkiye'de günümüzde
750 bin ton zeytinyağı üretildiğini, kişi başına yıllık tüketimin 2 kilograma
yaklaştığını, ancak bunun AB ve diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşük
bir rakam olduğunu ifade etti.
Tan, ''Zeytin ağacı onurlu tahtı olan Anadolu'da misafir haline geldi.
Tekrar o koltuğu geri alma gibi bir misyon edindi ve İspanyollar'ın ardından
2023'de dünya ikinciliği hedefledi'' dedi.
Dünyada son 5 yılda sofralık zeytin pazarının yüzde 29 büyüdüğünü,
zeytinyağı üretiminde en büyük oyuncuların İspanya, İtalya ve Yunanistan şeklinde
sıralandığını belirten Tan, ''Ama sofralık zeytin üretiminde bu yıl dünya
birinciliğine ulaştık. 539 bin ton üretimle Türkiye, hedeflerine çok kısa sürede
ulaştı'' dedi.
Türkiye'de 100 milyon adet geleneksel zeytin ağacı bulunduğunu, yaklaşık 70
milyon ağacın son 6 yılda dikilen ağaçlardan oluştuğunu, dolayısıyla toplamda 170
milyon ağaç bulunduğunu kaydeden Tan, ülkede zeytinin yüzde 66'sının yağlık,
yüzde 34'ünün sofralık zeytinden oluştuğunu söyledi.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ile Uluslararası Zeytin Konseyi kontrol
programı kapsamındaki markalara değinen Tan, Konsey çatısı altına kalite
standartlarına uyma konusunda kendine güvenen markaların geldiğini, gelecekte
Konseye dahil olmayanların ''adeta turnusal kağıdı'' gibi açığa çıkacağını,
Konseyde yer alan markaları ''gerçek zeytinyağların olduğu beyaz liste'' olarak
tanımladıklarını ifade etti.
-''100 bin doktorun 50 bini zeytinyağı elçisi olabilir''-
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB)
zeytinyağının kullanımının artırılması konusunda başlatacağı bilinçlendirme
çalışmalarında yer alacağını vurguladı.
Türkiye'de zeytinyağı kullanımının düşüklüğüne dikkati çeken Müftüoğlu,
''Zeytinyağı konusunda hepimizin suçlu olduğunu düşünüyorum. Masum olan halk.
Şehirleşme ve ortalama gelir arttı. Ekonomik güç arttı, GSMH üçten beşe çıktı
diye övünüp duruyoruz. Ama bunun etkisini zeytinyağında pek göremiyoruz. Dışardan
döviz ödeyerek yağ alıyoruz. Bunda hepimizin kabahati var'' şeklinde konuştu.
Zeytinyağı konusundaki bilinçlenmenin sadece televizyonlarda konuşan,
gazetelerde yazan sınırlı sayıda insanlarla yapılamayacağına dikkati çeken
Müftüoğlu, şöyle devam etti:
''Zeytinyağındaki tüketimin az olması problemi, halkın
bilinçlendirilmemesinden kaynaklanıyor. Zeytinyağının da doktorlara tanıtılması,
her doktorun zeytinyağı elçisi olması lazım. Bir margarin firması doktorlara
sürekli mektup gönderiyor. 'Bu kalbe yararlı, bunu yazın' diyor ve doktorlar
kanalıyla hastalara margarini sattırmaya çalışıyor. Türkiye'de 100 bin civarında
doktor var. Bunun 50 binini zeytinyağı elçisi yapabilirsiniz ve köylere,
kasabalara gönderebilirsiniz.'' Her sağlık çalışanını zeytinyağı elçisi haline
getirebiliriz.''
Aslında zeytinyağı denilen şeyin zeytinin meyve suyu olduğunu ifade eden
Müftüoğlu, ''Bana göre sıvı yağ zeytinyağdır, katı yağ tereyağdır'' dedi.
Türkiye'de zeytinyağının Ege kültürüyle sınırlandırdığını kaydeden
Müftüoğlu, ''Bunu bütünüyle Anadolu'ya yaymak gerekir. Anadolu'nun tamamını
zeytinyağı tarlası haline getirelim. Ayvalık'ta, Gemlik-te kebapçı görmüyor
musunuz- Peki niye Urfa-da zeytinyağı satılan dükkan olmasın-'' şeklinde konuştu.
Osman Müftüoğlu ''Zeytinyağı konusu biraz beyaz Türk, zenci Türk hikayesi
gibi. Zeytinyağı kullananlar beyaz Türk, kullanmayanlar zenci Türkler... Bence
Türkiye'nin tamamını ya beyaz Türk, ya zenci Türk yapalım ve herkes zeytinyağı
kullansın'' yorumunu yaptı.
Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer de TOBB Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu'nun girişimiyle Türkiye'de zeytinyağının iç pazarda tüketiminin
artması için ilgili oda, firmalar ve üniversiteler ile Ulusal Zeytin ve
Zeytinyağı Konseyinin dahil olacağı 3 yıla yayılmış bir çalışma başlatılacağını
anlattı.
Çalışma ile tüketimin ikiye katlanmasının hedeflendiğini vurgulayan Gençer,
bunun için ilgili tarafların önce bir araya geleceğini, sonrasında proje
üretileceğini, son olarak da finansman işinin halledileceğini, Prof. Dr. Osman
Müftüoğlu'nun da çalışma sırasında kendilerine danışmanlık yapacağını kaydetti.
-Doğru bilinen yanlışlar...
Bu arada, ''Türkiye'nin ilk zeytinyağı tadım uzmanı'' Ümmühan Tibet de
zeytinyağ konusunda doğru bilinen yanlışları anlattı. Tibet, Türkiye'de tüketilen
zeytinyağının yarısından fazlasının kayıt dışı olduğuna dikkati çekerek,
tüketicilerin ürün kimlik bilgisi olmayan, üzerinde özelliklerine dair bilginin
bulunmadığı zeytinyağları almaması gerektiğini söyledi.
Zeytinyağı ile ilgili doğru diye bilinen en büyük yanlışlardan birinin,
sızma zeytinyağının ısıda besin değerini kaybetmesi nedeniyle yemeklerde
kullanılmaması yönünde olduğuna işaret eden Tibet, zeytinyağının ancak 200 derece
ve üstü ısıda besin değerinin yitirildiğini, dolayısıyla kızartma dahil her türlü
yemekte zeytinyağının kullanılabileceğini kaydetti.
Rengi yeşile yakın olan zeytinyağın daha kaliteli olduğu şeklinde de yanlış
bir düşüncenin hakim olduğunun altını çizen Tibet, rengin kalite göstergesi
olmadığını, ''buzdolabında donan zeytinyağı daha iyi'' kanısının da yanlış
olduğunu anlattı.
|