- TZOB YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİNİ AÇIKLADI
- TZOB GENEL BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR:
- "MESLEK KURULUŞLARINA DA ANAYASA MAHKEMESİ'NE DOĞRUDAN BAŞVURU HAKKI TANINMALIDIR"
- "GIDA GELECEĞİN EN BÜYÜK SEKTÖRÜ OLACAK. SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR TARIM VE HAYVANCILIK İÇİN DEVLET DESTEKLERİ ANAYASAL DÜZEYDE TEMEL NORMLARLA TEMİNAT ALTINA ALINMALIDIR"
- "EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY, YENİ ANAYASADA DA FONKSİYONEL OLARAK YER ALMALIDIR"
- "SU KAYNAKLARININ KORUNMASI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR. ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINMALI, GELECEK NESİLLER KURTARILMALIDIR"
ANKARA (İHA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), yeni anayasa ile ilgili görüşlerini açıkladı. Yeni anayasada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının da Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvuru hakkı tanınması gerektiğini belirten TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Gıda geleceğin en büyük sektörü olacak. Sürdürülebilir bir tarım ve hayvancılık için devlet destekleri anayasal düzeyde temel normlarla teminat altına alınmalıdır" dedi.
Yazılı bir açıklama yapan TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yeni yapılacak olan anayasa için TZOB'un görüşlerini açıkladı. Yeni anayasa için bir yandan meslek kuruluşları ve sendika konfederasyonlarından oluşan Anayasa Platformu'nda, bir yandan da 741 ziraat odasına kayıtlı üyeleri arasında çalışmaları sürdürdüklerini belirten Bayraktar, sürece katılımcılığı sağlamak adına değişik illerde toplantılar yaparak üyelerinin önerilerinin de alınacağını kaydetti. Bayraktar ayrıca, olmazsa olmazların dışında
tarım sektörünün de yeni anayasada yer alması gerektiğine dikkat çekti. Gıdanın geleceğin en büyük sektörü olacağının altını çizen Bayraktar, açıklamasında şunları kaydetti:
"Küresel sermaye silah ticaretinden gıda ticaretine kaymaya başlamıştır. Geleceğin zengin ülkeleri gıda güvenliğini sağlayan ve gıda ihracatını yapan ülkeler olacaktır. Toplumun düzenli ve yeterli beslenmesi, sağlıklı yaşam için olmazsa olmaz gereklerden biridir. Anayasamız 'Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması' ile ilgili 56. maddesindeki, 'Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir' hükmüyle sağlıklı yaşamı bir hak olarak görmekte ve devlete bunu sağlama görevini vermektedir.
Toplumun düzenli ve yeterli beslenmesi de ancak sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikasıyla sağlanabilir. Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikası da devletin bu alanlardaki planlama, düzenleme, denetleme, desteklemesiyle gerçekleştirilebilir. Bundan dolayı devlet, tarım ve hayvancılıkta planlama, düzenleme ve denetlemelerinin yanı sıra desteklemeyi de anayasal düzeyde temel kural olarak teminat altına almalıdır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), ürün desteklemelerine olumsuz bakmaktadır.
Yalnız yine de Avrupa Birliği (AB) bütçe harcamalarının yüzde 60'ının kırsal kalkınma ve tarım politikası ile yapısal fonlar ve uyum fonuna aktarıldığı göz önüne alındığında, tarıma devlet desteklerinin devam ettiği açıkça görülmektedir. Bundan dolayı sürdürülebilir bir tarım ve hayvancılık, devlet destekleri anayasal düzeyde temel normlarla teminat altına alınmalıdır. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının korunması bizim için hayati önem taşımaktadır. Yeraltı su kaynaklarını tükettik. Yerüstü su kaynaklarını da
kirlettik. Tarımsal sulama için su bulamıyoruz, temiz içme suyuna ulaşmakta zorlanıyoruz. Bu, sürdürülebilir bir durum değildir. Su kaynaklarının korunması yaşamsal öneme sahip olduğu için anayasal güvence altına alınmalı ve gelecek nesiller kurtarılmalıdır."
"MESLEK KURULUŞLARI DA ANAYASA MAHKEMESİ'NE DOĞRUDAN BAŞVURABİLMELİ"
12 Eylül 2010'da yapılan referandum ile Anayasa'nın 148. maddesine eklenen bir fıkra ile Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı sağlandığını anımsatan Şemsi Bayraktar, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına da kuruluşlarıyla ilgili olumsuz sonuçlar doğuracağı görülen yasaların iptali istemiyle ve belli sınırlar içinde Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvuru hakkı tanınmalıdır" dedi.
Küresel ekonomilerin giderek ulusal ekonomileri ortadan kaldırması ve gelir dağılımındaki dengeleri bozması dikkate alınarak anayasal iktisat anlayışı çerçevesinde önlemleri yeni anayasa çalışmalarının da gündeme getirilmesini, stratejik kurum ve kuruluşların anayasa ile korunması gerektiğini belirten Bayraktar, anayasada ayrıca Ekonomik ve Sosyal Konsey'in de fonksiyonel olarak yer almasını istedi. Bayraktar, "Mesleki örgütlenme teşvik edilmelidir. Bir mesleki faaliyete ancak o alanda kurulmuş meslek
odasına tescil ile resmi statü tanınması mümkün olabileceğinden, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının anayasal statüsü mutlaka korunmalıdır" diyerek, hazırladıkları çalışmaları TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunacaklarını kaydetti.