TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-''Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına
kavuştuğumuzda Türk çiftçisi Cumhuriyetimizin 100. yılında
85 milyonluk Türkiye nüfusu ile 50 milyon turisti besleyecek,
çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar
ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla
sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir''
-''Türk çiftçisi genel manada girdi fiyatlarında diğer
ülke çiftçilerine oranla olumsuzluk yaşamaktadır''
ANKARA (A.A) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, ''Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin
şartlarına kavuştuğumuzda Türk çiftçisi Cumhuriyetimizin 100. yılında 85
milyonluk Türkiye nüfusu ile 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda
açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar
hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir'' dedi.
Bayraktar, birlik binasındaki basın toplantısında geçen senenin
değerlendirmesini yaptı.
Tarımın 2004'ten itibaren genel olarak büyüdüğünü ifade eden Bayraktar, 2011
yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 5,3'lük büyümeyi yakalayan sektörün yıllık
bazda da büyümesinin beklendiğini bildirdi.
Türkiye'de sağlıklı bir tarım envanterinin varlığından bahsedilemeyeceğini
belirten Bayraktar, ''Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Çiftçi Kayıt Sistemine
kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçi desteklerden faydalandığı halde kayıtlı olmayan
yaklaşık 2,5 milyon çiftçi desteklerden mahrum kalmaktadır. Bu nedenle bütün
çiftçileri kayıt altına alacak şekilde gerekli çalışmalar yapılmalıdır'' diye
konuştu.
Tarım sektörünün ekonominin en büyük sorunları arasında yer alan dış ticaret
açığının azalmasındaki katkısından bahseden Bayraktar, sektörün istihdama olan
olumlu katkısından dolayı daha yoğun ve etkin şekilde desteklenmesi gerektiğini
vurguladı.
Mazot ve gübrenin en önemli tarımsal girdiler arasında yer aldığını anlatan
Bayraktar, şunları söyledi:
''2011'de gübre fiyatları çeşitlerine göre yüzde 40 ile yüzde 100 arasında
artmıştır. Bu durum gübre kullanımını olumsuz etkilemiş. Gübre fiyatlarındaki
yüksek artış çiftçinin ekonomik olarak erimesine, zaman zaman gübre kullanımını
azaltmasına neden olmaktadır. Bu durum ise ürün miktar ve kalite azalmasına
sebebiyet vererek çiftçiyi ekonomik olarak zora sokmaktadır.
Ülkemiz, tarımda dünyanın en pahalı mazotunu kullanan ülkeler arasındadır.
Bu sebeple mazottaki fiyat artışlarına ürün fiyatları yetişememektedir. Mazot
desteği Çiftçi Kayıt Sistemine dahil çiftleri kapsadığı için üreticilerimizin
önemli bir bölümü bu destekten mahrum kalmaktadır. Çiftçilerimizin temel iki
girdisinin fiyatları devamlı kontrol edilerek çiftçinin ekonomik açıdan
ezilmemesi sağlanmalıdır. Türk çiftçisi genel manada girdi fiyatlarında diğer
ülke çiftçilerine oranla olumsuzluk yaşamaktadır.''
Tarım sektörünün dünya ile rekabet edebilmesi için üretim maliyetlerinin
düşürülmesi gerektiğini dile getiren Bayraktar, ''Büyük oranda dışa bağımlı
olduğumuz temel girdilerdeki vergiler kaldırılmalıdır'' dedi.
-Kırmızı et ithalatı-
Lisanslı depoculukla ilgili çalışmaların fiyat istikrarı ve üreticiler
açısından hayati önem taşıdığına dikkati çeken Bayraktar, ''2010-2011'de
üreticinin mazot alım gücü açısından mısır, pamuk, buğday ve arpada gübre alım
gücü açısından ise arpa, mısır, ayçiçeği, soya, şeker pancarı, pamuk ve tütün
ürünlerinde azalma görülmüştür'' dedi.
Geçen sene Ekim ayına kadar kırmızı et üretiminin 560 bin tonu geçtiğini
belirten Bayraktar, kırmızı et ithalatının başlamasından bu yana geçen 1,5 senede
yaklaşık 1,5 milyar dolar döviz ödendiğini, kırmızı et üretiminde ithalatın
başladığı döneme ancak yaklaşabilen üretimin sağlandığını ve perakende sığır eti,
koyun eti, salam, sosis, sucuk gibi ürünlerin fiyatlarının yüzde 3 ile yüzde 27
arasında arttığını savundu.
Kırmızı et ithalatı ile istenilen hedeflere ulaşılamadığını belirten
Bayraktar, ''Gerek üreticilerimizin ve tüketicilerimizin menfaatleri gerekse ülke
hayvancılığımızın geleceği açısından ithalat uygulamalarının, sektör
paydaşlarının bir araya geldiği bir platformda tekrar değerlendirilmesi ve
eksende yeni yol haritasının belirlenmesini zorunlu görmekteyiz'' diye konuştu.
Süt, küçükbaş hayvan, kanatlı hayvan sektörlerine ilişkin de bilgiler veren
Bayraktar, kuraklık ve don gibi risklerin tarımsal sigorta kapsamına alınmasını
istedi.
Sektörde kullanılan toplam kredinin yüzde 3,2'sinin takibe düştüğüne dikkati
çeken Bayraktar, ''Takip oranının yüksekliği üreticileri arazilerinin satılması
riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle yabancı sermayeli bankalar
dikkate alındığında tarım arazilerinin yabancılara satışı gündeme gelmekte, bu
durum geleceğe yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır'' dedi.
Bayraktar, üreticilerin bankalara yönelik borçlarının yapılandırılmasını da
istedi.
-''Biz üretmezsek Türkiye aç kalır''-
2010 Aralık ve 2011 Aralık ayı karşılaştırıldığında market fiyatlarında son
bir yılda en fazla artışın yüzde 102 ile patlıcanda yaşandığını belirten
Bayraktar, bunu yüzde 72 ile salatalık, yüzde 63 ile mandalina ve yüzde 62 ile
sivri biberin izlediğini anlattı.
Marketlerde fiyatı en çok düşen ürünün yüzde 27 ile kuru soğan olduğunu
belirten Bayraktar, bunu yüzde 17 ile armut, yüzde 14 ile patates, yüzde 10 ile
pırasanın izlediğini söyledi. Bayraktar, ''Bugün gelinen noktada üreticiden
tüketiciye ulaşan süreçte fiyatlar 2-3 kata varan oranlarda artmaktadır. Bu
durumdan zarar gören yine üreticiler ve tüketiciler olmaktadır'' diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
''Türk çiftçisi olumsuzluklara, uluslararasın rakipleri karşısındaki
dezavantajlarına rağmen 2011'de 74 milyonluk Türkiye nüfusunu, 30 milyon turisti
doyurmuş, bunların yanı sıra yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla bir rekora
imza atmıştır. Gelecekte tarıma hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Akılcı
devlet politikaları ile desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla
sektöre sahip çıkacağı bir ortamda üreticilerimiz Türkiyemizi de bu ülkeler
arasında sokacak bilgi birikimi, tecrübe, azim ve kararlılığa sahiptir. Şu gerçek
asla unutulmamalıdır, biz üretmezsek Türkiye aç kalır.
Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda
Türk çiftçisi Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusu ile 50
milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar
dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda
üretimini gerçekleştirecektir. Türkiye'nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter
ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın.''
|