Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:
-''TİGEM'de daha bir stratejik bakış açısıyla, işletmelerin
bir kısmının özel sektör eliyle daha iyi değerlendirilebileceğini
düşündük''
-''Yalova, Antalya, Tahirova, Sakarya, Kazımkarabekir, Hatay ve
Samsun Karaköy işletmelerini ihaleye çıkaracağız, bunun dışındaki
işletmeler TİGEM'de kalacak''
ANKARA (A.A) - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker,
TİGEM'de daha bir stratejik bakış açısıyla, işletmelerin bir kısmının özel sektör
eliyle daha iyi değerlendirilebileceğini söyledi. Eker, bu kapsamda ''Yalova,
Antalya, Tahirova, Sakarya, Kazımkarabekir, Hatay ve Samsun Karaköy''
işletmelerini ihaleye çıkartacaklarını, bunun dışındaki işletmelerin TİGEM'de
kalacağını bildirdi.
Bakan Eker, Bakanlık konferans salonunda düzenlenen ''TİGEM'de göreve yeni
başlayan 207 personelle tanışma toplantısı''nda yaptığı konuşmada, TİGEM'in
Türkiye tarihi, tarımı, üretim kültürü için önemli bir kuruluş olduğunu belirtti.
TİGEM'in daha önce Devlet Üretme Çiftlikleri olduğunu hatırlatan Eker, bu
çiftliklerin bir kısmının Osmanlılar zamanında üretime başladığını, hatta, Orhan
Gazinin eşi Nilüfer Hatunun çeyizi olan arazinin de bugün TİGEM bünyesinde
olduğunu söyledi.
TİGEM'in bünyesindeki 38 tane işletmenin 16'sının Türkiye ekonomisine daha
çok katkı sağlaması, daha iyi değerlendirilmesi amacıyla uzun süreli kiraya
verildiğini anlatan Eker, ancak bu işletmelerin küçük olduğunu, toplam arazinin
yüzde 7'sini oluşturduğunu ifade etti.
TİGEM'in fonksiyonunu henüz tamamlamadığını belirten Eker, ''Henüz
Türkiye'nin TİGEM'e ihtiyacı var, bugün de yarın da Türkiye'ye, Türk tarım
sektörünün gelişmesine, Türk çiftçisinin gelişmesine hizmet edecek. İhtiyaç
ortadan kalkmış değil, devam edecek'' şeklinde konuştu.
TİGEM'in bitkisel üretim için gerekli olan sertifikalı tohumluğu ve
hayvansal üretim için gerekli olan damızlık materyali geliştirmek durumunda
olduğuna işaret eden Eker, Türkiye'nin henüz bu alandaki ihtiyacını gidermediğini
söyledi.
Eker, bundan 8-10 yıl öncesine kadar Türkiye'de tarım politikalarının
verimlilik esasına göre belirlenmediğini belirtti. Eker, Türkiye'nin Tarım
Kanununun 2006 yılında çıktığını ve bu kanunla belirlediği stratejiyle,
geliştirdiği politikalarla, Türkiye'de tarımsal üretimde verimliliği, kaliteyi,
standartı, rekabeti ve uluslararası pazarlarla entegre olma idealini
projelendirdiğini ve hayata geçirmeye başladığını kaydetti.
Eker, bu şekilde de sertifikalı tohumluk üretiminin son 7-8 yıl içerisinde 4
katı artırıldığını bildirdi.
TİGEM'in gerek hayvancılıkta, gerek bitkisel üretimde, gerekse tohumculukta
son derece önemli fonksiyonları olduğunu vurgulayan Eker, şöyle devam etti:
''Bu fonksiyonların daha iyi noktaya taşınması, kurumun zarar etmek gibi bir
ayıbı artık taşımaması gerektiğini düşündük. O yüzden yatırımları artırıp,
modernize edip, yeni mekanizasyon projeleriyle, sulama, altyapı yatırımları,
makina parkları, personel, teknik eleman takviyesiyle TİGEM'i zarar eden kuruluş
olmaktan çıkarıp, kar eden kuruluş haline getirdik. Yakın gelecekteki, 3 yıl
içinde hedeflediğimiz karla da yetinmeyeceğiz. Bu işletmeyi özel sektörle rekabet
edebilecek şekle getirmek lazım. Burada yeni personelimize de önemli
sorumluluklar düşüyor''
-''Tarım sektörünün değeri varlığında değil, yokluğunda anlaşılıyor''-
Tarımın önemi giderek artan bir sektör olduğunu belirten Eker, ''öyle bir
sektör ki tarım, insanlar onun değerini daha çok yokluğunda anlar. Varlığında çok
fazla hissedilmiyor. Karnınız acıktığında, mutfakta yemek varsa, kilerde erzak
varsa, ülkenin silolarında buğday varsa, kimse onu önemsemez. Ama ne zaman bunlar
olmaz, insanlar değeri anlar'' diye konuştu.
Tarımın modern zamanlarda üretim imkanı olmayan ülkelerin, çok daha
sıkıntısını hissettikleri, yokluğunu anladıkları bir sektör olduğunu ifade eden
Eker, 2006-2008 yılları arasında dünyada meydana gelen bölgesel kuraklıklar
sonucu uluslararası piyasalardaki hububat fiyatları dalgalanmalarından hangi
ülkelerin, ne kadar etkilendiğine tanık olduklarını kaydetti. Eker, kendilerinin
bu varlığını geliştirme bunu daha iyi bir noktaya getirme için çalıştıklarını
kaydetti.
-Ceylanpınar Tarım İşletmesindeki sulama yatırımı-
TİGEM'in son dönemde yaptığı faaliyetler hakkında da bilgi veren Eker, yakın
zamanda kuruluşun büyük hamleler yaptığını, sadece Ceylanpınar Tarım
İşletmesindeki sulama yatırımlarıyla 500 bin dönüm arazinin sulamaya açıldığını
ve bunun modern sulama teknikleriyle yapımının gerçekleştirildiğini ifade etti.
70 yılda Ceylanpınar'da 109 bin dönüm arazinin sulamaya açıldığını,
kendilerinin ise sadece bir kaç yılda 500 dönümlük araziyi sulamaya açtıklarını
anlatan Eker, ''GAP sulaması devreye girdiğinde en az 300 bin dönümün daha
sulamaya açılacak. Biz Ceylanpınar arazisinin 900 bin dönümünün üzerindeki
kısmını o zaman sulamaya açmış olacağız. Ama şu an itibariyle bunu 600 bin dönüme
çıkardık''
TİGEM'de büyük ölçekli sığırcılık, hayvancılık yatırımlarının da olduğuna
işaret eden Eker, Türkiye'nin saf kan Arap atlarının TİGEM eliyle
yetiştirildiğini, kuruluşun çevredeki çiftliklere getirdiği yenilikler,
hazırladıkları projelerle de aynı zamanda yol gösterici olduğunu ifade etti.
-7 işletme özel sektöre açılıyor-
TİGEM arazilerinin Hazine mülkü olduğunu, bu nedenle gerekse sermaye
artırımı, gerekse diğer kararlar ilgili kanun gereği YPK iznine tabi olduğunu
hatırlatan Eker, şöyle devam etti:
''Biz bunu daha bir stratejik bakış açısıyla, bu işletmelerin bir kısmının
özel sektör eliyle daha iyi değerlendirebileceğini düşündük. Kendi yapacağımız
işleri belirledik. Biz hangi işler yapacağız, hangi işletmelerde hangi
faaliyetleri biz sürdüreceğiz, bunu kararlaştırdık. Ama bir kısmını bu
işletmelerin özel sektöre nasıl vereceğiz, proje ihalesine çıkacağız. Artık yeni
bir konsept getiriyoruz. Tarımsal üretim havzaları projeleri çerçevesinde bir
bölgede en çok hangi ürün daha verimli bir şekilde yetiştirilebiliyorsa, orada
eğer biz eğer TİGEM işletmesini proje ihalesine çıkarmışsak, diyeceğiz ki (bu
bölgede şu faaliyetleri yapın). Örneğin eğer süs bitkileri bir bölgede yaygınsa
ve o bölgedeki TİGEM işletmesini biz ihaleye çıkarıyorsak diyeceğiz ki bu bölgede
süs bitkisi yetiştirin, bunun için proje yapın. Hem bir ihtiyaç giderilmiş olsun
hem üretimde bir kümelenme çalışmış yapılmış olsun hem de kaynaklar doğru bir
şekilde kullanmış olsun.''
Yeni hazırladıkları stratejide ''Yalova, Antalya, Tahirova, Sakarya,
Kazımkarabekir, Hatay ve Samsun Karaköy'' işletmelerini ihaleye çıkarmayı
düşündüklerini bildiren Eker, ''bunun dışındaki işletmeler TİGEM'de kalacak ve
biz gücümüzü yeni personelimizi, teknik elemanımızı, tüm personelimizi
makinalarımızı buralara konsantre edeceğiz. Hayvancılıkta daha çok, daha kaliteli
damızlık materyal elde etmek çini çalışacağız, sertifikalı tohumluk üretimini
geliştireceğiz, daha iyi noktaya taşıyacağız'' dedi.
-TİGEM Genel Müdürü Bilden-
TİGEM Genel Müdürü Mehmet Halis Bilden de son bir kaç yıldır kurumun yapısal
sorunların büyük kısmını çözme noktasında büyük bir irade koyduğunu belirtirken,
mümkün olduğu kadar teknolojiyi kullanmak istediklerini böylece maliyetleri
aşağıya çekmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Yapılan yatırımların sonucun da yeni istihdam sağladıklarına işaret eden
Bilden, ''bu yeni kadrolar kurumumuzu 2023 hedefine taşıyacaklar ve o yılın da
idarecileri olacaklar'' dedi.
|