Tarım Arazilerinin Bölünmesinin Önlenmesi Çalıştayı
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sumaytaoğlu:
-''(Tarım arazilerinin bölünmesinin önlenmesi) Bundan daha büyük bir kamu
yararı olabilir mi- Anayasamızda konuyla ilgili herhangi bir sorunla
karşılaşacağımızı düşünmüyoruz''
-TZOB Başkanı Bayraktar:
-''Tarlaların bölünmesine engel olunmazsa çok yakın bir gelecekte tarım
alanlarında üretim yapmak imkansız hale gelecek''
-''Hali hazırdaki durum asla sürdürülebilir değil, sorunu çözmek için
derhal harekete geçilmelidir''
ANKARA (A.A) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Erdal Sumaytaoğlu, tarım arazilerinin bölünmesinin önlenmesini
düzenleyen yasa taslağına ilişkin, ''Bundan daha büyük bir kamu yararı olabilir
mi- Bu nedenle anayasamızda konuyla ilgili herhangi bir sorunla karşılaşacağımızı
düşünmüyoruz'' dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar
Genel Müdürlüğü (TAGEM), Büyük Anadolu Oteli'nde ''Tarım Arazilerinin
Bölünmesinin Önlenmesi'' çalıştayı düzenlendi.
Sumaytaoğlu, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'deki tarım arazilerinin küçük
ölçekli, birbirinden uzak ve parçalı yapıda olması nedeniyle maliyetinin çok
olduğunu ve tarım arazilerinin bölünmesinin önlenmesine ilişkin yeterli düzenleme
bulunmadığını söyledi.
Miras ve hisseli satışlar yoluyla oluşan arazi bölünmelerinin arttığını
vurgulayan Sumaytaoğlu, çoğu Avrupa ülkesinde tarımsal işletme ve arazilerin
mülkiyetinin tek bir mirasçıya devredilmesi suretiyle tarımsal toprakların
bölünmesinin önlendiğine dikkati çekti.
Avrupa ülkelerinin tek bir mirasçıya tarım arazilerinin verilmesini
öngördüğünü, söz konusu nedenlerden dolayı Toprak Koruma ve Arazi Kanunu'nda
2007'de yapılan değişiklikle bölünemez parsel büyüklükleri miktarının 10
hektardan 20 hektara çıkarıldığını söyleyen Sumaytaoğlu, işletme büyüklüklerinin
de bölgelere göre belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
AB ülkelerinin kendi iç mekanizmalarında bölünmeyi engelleyici düzenleme
yaptıklarını belirten Sumaytaoğlu, bu yetkinin yapılacak düzenlemeyle Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığına tanınmış olacağını söyledi.
Türk Medeni Kanunu'nda tarımsal işletmelerle ilgili hükümlerin üçünün
değiştiğini, 10'unun da iptal edilerek yerine 14 madde eklendiğini anlatan
Sumaytaoğlu, kamuoyunda ''Acaba bu değişiklik anayasamıza aykırı olur mu''
sorularının gündeme geldiğini belirtti. Sumaytaoğlu, şöyle devam etti:
''Anayasa'nın 13. maddesi temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla
sınırlanabileceğini öngörmektedir. Miras da temel hak ve hürriyetlerden biridir
ancak Anayasa kanunla sınırlandırma getirilebileceğine hükmetmiş. Anayasa'nın 44.
maddesi tarımsal toprakların korunmasıyla ilgili bir madde. Devletin toprağı
verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek amacıyla gerekli tedbirleri
alması hükme bağlanmış. Bu konuyla ilgili yetki hükümet olarak Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığında. Zaten bugünkü toplantının amacı budur. Yükümlülüğümüzü
yerine getirmek için bütün paydaşlarla bir araya geldik.''
Anayasa'nın 35. maddesinde mülkiyet haklarının ancak kamu yararı amacıyla
sınırlandırılabileceğine dair hükmün yer aldığını hatırlatan Sumaytaoğlu,
''Bundan daha büyük bir kamu yararı olabilir mi- Bu nedenle anayasamızda konuyla
ilgili herhangi bir sorunla karşılaşacağımızı düşünmüyoruz'' dedi.
-''Üretim yapmak imkansız hale gelecek''-
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar da TÜİK
verilerine göre, tarımsal işletmelerin yaklaşık 5'te 4'ünün 100 dekardan az
araziye sahip olduğuna işaret ederken, Türkiye'deki tarımsal işletmelerin küçük
ve çok parçalı olmasının ekonomik üretimi engellediğini, tarımsal üretimi
kısıtladığını, girdi maliyetlerini yükselttiğini, verimi düşürdüğünü ve
teknolojinin, modern araçların kullanılmasını güçleştirdiğini söyledi.
Bayraktar, ''Tarlaların bölünmesine engel olunmazsa, çok yakın bir gelecekte
tarım alanlarında üretim yapmak imkansız hale gelecek'' dedi.
Türkiye'de tarım alanlarının genellikle dağınık parçalar halinde ve
birbirinden elverişsiz sahalarla ayrıldığını dikkati çeken Bayraktar, tarım
alanlarının parçalı bir görünüme sahip olmasında miras hukukunun en önemli etken
olduğunu kaydetti.
Hali hazırdaki durumun asla sürdürülebilir olmadığını ifade eden Bayraktar,
''Çözüm bulunmaması halinde çok büyük sorunlara yol açacaktır. Türkiye'nin
kaybedecek bir günü dahi yoktur. Sorunu çözmek için derhal harekete
geçilmelidir'' şeklinde konuştu.
TZOB olarak tarımsal işletmelerin büyümesini, parçalı yapının arazi
toplulaştırmalarıyla giderilmesini, verimli birimler haline gelmesini isteklerini
vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
''Bu yolda üye sayımızın 5 milyon 400 binden 1 milyonun altına düşmesini
umursamıyoruz. Tam tersine üye sayımızın 1 milyonun altına inmesiyle üretimin ve
verimliliğin yükseleceğini, tarımın ülke ekonomisine katkısının artacağını
biliyoruz.
Türkiye'yi gelişmiş bir tarım ülkesi haline de getirebilecek bu yapı, miras
hukukundaki değişikliklerin yanı sıra arazi toplulaştırılması ve kırsal
kalkınmayla tarım dışı istihdam yaratılması yoluyla gerçekleşecektir.''
-Arazi toplulaştırmasına TZOB'dan destek-
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, ''yılda 1 milyon hektar arazi
toplulaştırılması'' hedefini, çok önemsediklerini ve desteklediklerini vurgulayan
Bayraktar, çalıştaydan çıkacak kararlarla küçük parseller halinde birden fazla
parçaya bölünmüş, değişik yerlere dağılmış veya elverişsiz biçimde şekillenmiş
arazilerin, modern tarım işletmeciliği esaslarına göre birleştirilmesi ve
düzenlenmesinin, mevcut işletmelerin daha fazla küçülmesini önleyecek tedbirlerin
alınmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Masum Burak ise
tarım arazilerinin bölünmesini önlemeye yönelik kanun değişikliği taslağına son
şekli verilmeden önce ilgili tüm kesimlerin ve paydaşların görüşünü almak
istediklerini belirterek, bu kapsamda çalıştay düzenlediklerini, ayrıca anket
çalışması da yaptıklarını sözlerine ekledi.
|