Bakanı Eker'den meyve ve sebzede ilaç kalıntısı raporuna tepki Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker: ''Kimsenin çiftçilerinin ürettiği, alın terinin, emeğinin karşılığı
olan ürünlerle ilgili spekülatif haberler yapmak, bunları genelleştirmek
suretiyle insanları yedikleri içtikleriyle sorunlu hale getirmeye hakkı
yok''
-''Bunların bütünüyle gerçek dışı itham ve iddialardan oluşuyor''
-''Örneğin üzümle ilgili 24 kimyasal maddeden bahsediliyor, ancak
bağcılıkta kullanılabilen toplam kimyasal madde sayısı en fazla 4''
-''Türkiye ile AB arasında gıda güvenliği ile ilgili hızlı alarm sistemi
var,
bütün uluslararası standartlara biz uyuyoruz''
ANTALYA (A.A) - Zeynep Akyıl - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker, bazı sebze ve meyve ürünlerinde ilaç kalıntısı iddialarına ilişkin
olarak, ''Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'nde üretilen, çiftçilerinin ürettiği, alın
terinin, emeğinin karşılığı olan ürünlerle ilgili spekülatif haberler yapmak,
bunları genelleştirmek suretiyle insanları yedikleri içtikleriyle sorunlu hale
getirmeye hakkı yok'' dedi.
Eker, Antalya Rixos Otel'de düzenlenen Uluslararası Bahçe Bitkileri
Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin Greenpeace isimli çevre örgütünün Türkiye'deki üzüm, armut
ve biber gibi bazı ürünlerde zirai ilaç kalıntısı iddialarını içeren raporunu
hatırlatması üzerine Eker, kendilerinin bu konuyla ilgili bir yazılı açıklama
yaptıklarını hatırlattı.
Bunların bütünüyle gerçek dışı itham ve iddialardan oluşturduğunu belirten
Eker, raporda üzümle ilgili 24 kimyasal maddeden bahsedildiğini, ancak bağcılıkta
kullanılabilen toplam kimyasal madde sayısının en fazla 4 olduğunu, bunların
hepsinin bile kullanılmadığını vurguladı.
-''AB ile aramızda hızlı alarm sistemi var''-
Türkiye ile AB arasında gıda güvenliği ile ilgili ''hızlı alarm sistemi''
bulunduğunu ifade eden Eker, şöyle konuştu:
''Üzümle ilgili bir tek tane bildirim şikayet almış değiliz. Bu tür
kuruluşların kusura bakmasınlar, kime, hangi çevrelere, hangi belki uluslararası
ticari kuruluşlara bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiklerini dikkatinize sunmak
istiyorum.
Türkiye geçen sene 2 milyar 400 milyon dolarlık yaş meyve sebze ihracatı
yaptı. Avrupa Birliğine, Rusya Federasyonu'na, dünyanın birçok ülkesine bunların
hepsiyle ilgili uluslararası standartlara biz uyuyoruz. Uluslararası
standartlarda ne varsa gerek yurt içinde tükettiğimiz kendi vatandaşımıza,
gerekse uluslararası pazarlara sunduğumuz. Binde bir, onda bir bazen bazı
ürünlerle ilgili birer ikişer sorun oluyor, bize bildiriyorlar. Biz zaten yakın
takibe alıyoruz, derhal biz izlemeye alıyoruz, onunla ilgili tedbir alıyoruz.
Buna hızlı alarm sistemi diyoruz, aramızda bu AB ile var ve bu çalışıyor, işliyor
hiç bir sorun almış değiliz. Bize AB'den bu konuda üzümle ilgili bir bildirim
almış değiliz. Düpedüz iftira. Yani kullanılabilecek olan kimyasal sayısı 4 iken
kalkıp da 24 tane üzümde dediğiniz zaman bunun hiç bir şekilde kabul edilebilir
bir tarafı yok. Bu doğru değil.''
Herhangi bir resmi bildirim olduğunda da gerekli tedbiri aldıklarını anlatan
Eker, ''Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'nde üretilen çiftçilerinin ürettiği, alın
terinin, emeğinin karşılığı olan ürünlerle ilgili bu tip spekülatif haberler
yapmak suretiyle, bunları genelleştirmek suretiyle insanları yedikleri,
içtikleriyle sorunlu hale getirmeye hakkı yok'' dedi.
Bakan Eker, gıda güvenliği sisteminin şu anda AB standartlarında
uygulandığını vurgulayarak, bu sistem de her gün bir kademe daha ileri
gittiklerini söyledi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker: ''Türkiye'de bundan 10 yıl önce 30 milyon ton sebze ve meyve üretilip, 50-56 bin ton kimyasal madde kullanılırken, bugün 10 milyon ton daha fazla yaş meyve ve sebze üretiyoruz, ama yaklaşık 20 bin ton daha az ilaç kullanıyoruz'' -''(Greenpeace raporu) Raporu ayrıntısıyla inceliyoruz. Türkiye'ye zarar vermeye yönelik birtakım beyanlar var, kasıt var, bunları inceliyoruz'' - Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'de bundan 10 yıl önce 30 milyon ton sebze ve meyve üretilip, 50-56 bin ton kimyasal madde kullanılırken, bugün 10 milyon ton daha fazla yaş meyve ve sebze üretildiğini, ancak yaklaşık 20 bin ton daha az ilaç kullanıldığını bildirdi
Eker, Antalya'da düzenlenen Uluslararası Bahçe Bitkileri toplantısının ardından gazetecilerin Greenpeace'in hazırladığı rapordaki bazı sebze ve meyve ürünlerinde kimyasal ilaç katkısı iddialarına ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Eker, dün ilk defa gıda güvenliğini ihlal ettikleri tespit edilen bal ile ilgili iki firma ismini açıkladıklarını, artık firma isminin de teşhir edildiğini, bunun gıda güvenliğine ne kadar hassasiyet gösterdiklerinin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Türkiye'de bundan 10 yıl önce 30 milyon ton sebze ve meyve üretildiğini, 50-56 bin ton kimyasal madde kullanıldığını belirten Eker, ''Bugün 10 milyon ton daha fazla yaş meyve ve sebze üretiyoruz, fakat aldığımız tedbirlerle, hazırladığımız uyguladığımız projelerle kimyasal ilaç miktarı 35 bin tonlara düştü. Yaklaşık 20 bin ton. Türkiye artık daha az ilaç kullanıyor'' diye konuştu. -''75 kimyasal maddeyi yasakladık''- Önceki yıllarda 75 kimyasal maddenin de uygulamasını kaldırdıklarını, yasakladıklarını anlatan Eker, eskiden kimyasal ilaçların reçetesiz satıldığını, kendilerinin buna yasak getirdiklerini, artık ilaçların reçeteyle satıldığını ifade etti
Bazı ilaçların da Türkiye'de kullanımını, uygulamasını tümden yasakladıklarını, biyolojik mücadeleye geçtiklerini dile getiren Eker, şöyle devam etti:
''Bütün bunları biz bu kadar hassasiyetle takip ediyoruz, ihracatımız dünya pazarlarında günden güne artıyor. Türkiye büyüyor dünya pazarlarında. Her gün biraz daha güçleniyor. Bundan rahatsız olanlar var. Birisi bir şey söylediği zaman, ortaya saçma bir şey attığı zaman bunu biz incelemeden, bunu manşetlere taşıdığımız zaman, biz kime zarar veriyoruz, bu doğru bir şey değil, gerçek değil üstelik.
Dünyanın her yerinde zirai ilaç kullanılır, belirli şekillerde kontrolleri yapılır. Biz de benimsediğimiz, uluslararası standartlarla bunları uyguluyoruz. Dünya gıda kodeksinde ne yazıyorsa, dünya sağlık örgütünün kuralları neyse onları yapıyoruz. Yani binde bir, onda bir olabilir. Dünyanın her yerinde, her zaman uygun olmayan örnekleri çıkabilir; o da zaten bildirilir. Biz bu bildirim üzerine tedbir alır, uygularız'' -''Raporu ayrıntısıyla inceliyoruz'' Raporu ayrıntısıyla incelediklerini ifade eden Eker, Türkiye'nin hak ve menfaatlerinin bu alanda saklı olduğunu ve bunu koruyacaklarını kaydetti. ''Türkiye'ye zarar vermeye yönelik bir takım beyanlar var, kasıt var, bunları inceliyoruz'' diyen Eker, bu konuda gerçek bir şey varsa da zaten onun gereğinin yapılacağını söyledi.
AB ülkelerinden kendilerine üzümle ilgili bir tane bile şikayet, bildirim gelmediğini bildiren Eker, ''Aramızda hızlı alarm sistemi var, çalışıyor, bunun için biz bunun gereğini yapıyoruz'' dedi.
Ürünü ayrıca sahada denetlediklerini anlatan Eker, Türkiye genelinde 7 bin 500 ziraat mühendisi ve veteriner hekim bulunduğunu, sertifikalı tarım danışmanlığı ile de ayrı bir mekanizma işlettiklerini ifade etti.
Gerek ihracat izni alırken, gerek ithalatla ilgili prosedürde numune alındığını ve o numunedeki pestisitlerin, kimyasalların incelendiğini dile getiren Eker, ürünlerinde herhangi bir şey çıkması durumunda kendilerine anında bildirildiğini ve bu ürünlerin kaynağının tespit edildiğini kaydetti. -Expo 2016- Expo 2016'ya ilişkin bir soru üzerine de Eker, ''Expo 2016'yı en başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için bütün hızımızla çalışıyoruz. Türkiye böyle bir organizasyonun altından alnının akıyla çıkacak. Hiçbir endişeye kimsenin kapılmasına gerek yok'' dedi. Bununla ilgili bir kanun teklifi hazırladıklarını ve Bakanlar Kuruluna sunduklarını anlatan Eker, oradan geçmesinin ardından en kısa süre içinde parlamentonun gündemine geleceğini ifade etti.
Expo 2016 için Bakanlığa ait 1100 dekar alan ayrıldığını bildiren Eker, burada altyapı çalışmalarının olduğunu, gerek valilik, gerek yerel paydaşlar vasıtasıyla dünyadaki gelişmeleri takip ettiklerini, izlendiklerini ve sürecin öngörüldüğü şekilde devam ettiğini kaydetti.
Bakan Eker, şöyle devam etti:
''Zaten 4 yılımız var. Daha hiçbir problem olmuş değil, bundan sonra olmasını beklemiyoruz. Kanun teklifini yüzlerce kişi ve kuruluşla hazırladık, kanun teklifi hazırlık sürecinde bilgi görüş aldık. Herkes kendi penceresinden bakar, biz de Türkiye'nin hak ve menfaatleri penceresinden bakıyoruz.''
|