''Sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısı'' iddiası
-Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği:
-''Kim tarafından, nereden ve nasıl alındıkları ve ne
şekilde analiz edildikleri bilinmeyen az sayıdaki
örneği esas almak suretiyle, ülkemizde yetiştirilen
sebze ve meyve ürünlerine böylesine bir kara etiket
vurulması anlamlıdır''
ANKARA (A.A) - Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği
(TSÜAB), sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısı iddialarına ilişkin, kim tarafından,
nereden ve nasıl alındıkları ve ne şekilde analiz edildikleri bilinmeyen az
sayıdaki örneği esas almak suretiyle, Türkiye'de yetiştirilen sebze ve meyve
ürünlerine böylesine bir kara etiket vurulmasının anlamlı olduğunu bildirdi.
Birlik'ten Greenpeace'in Türkiye'deki sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısı
bulunduğu iddialarını içeren raporuna ilişkin yapılan açıklamada, yüz binlerce
çiftçiyi, milyonlarca çiftçi ailesini ve 75 milyon tüketiciyi yakından
ilgilendiren bu kasıtlı haberin Türk tohumculuk sanayisini ve 500'ün üzerindeki
tohumculuk şirketi üyesini üzdüğü belirtildi.
26 Mart'ta Almanca yayımlanan ve henüz söz konusu örgüt tarafından tam
şekli ve İngilizce versiyonu açıklanmayan raporun, aslında Türkiye'nin yaş ve
işlenmiş sebze ve meyve ihracatına darbe vurma, yurt içinde ise hükümete ve tüm
toplum kesimlerine organik tarım lehine bir baskı yapmaktan başka amaç gütmediği
belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bilimsel ve teknik ayrıntıları henüz açıklanmamış olan bu sözde rapor; ne
yazık ki tek taraflı, kasıtlı ve yanıltmaya yönelik bir haber durumundadır ve
Türkiye Tohum Sanayicileri ve Üreticileri olarak bunu art niyetli bir girişim
olarak değerlendiriyoruz.
Gazete haberlerine göre 2009 ve 2010 yıllarında sebze ve meyve ihracatı
yapan belli başlı 23 ülkede perakendeci ve toptancılardan toplanan örnekler, adı
açıklanmamış yöntemlere göre analiz edilmiş ve ihtiva ettikleri zirai kimyasal
(pestisit) seviyelerine göre farklı renklerle etiketlendirilmiştir. Buna göre bu
23 ülke içerisinde tehlikeli seviyede pestisit içeren ürünler Türkiye'de
yetiştirilmektedir. Söz konusu bu raporun bilimsel niteliği ve tarafsız araştırma
ilkeleriyle ne kadar uyumlu olduğu hususunda tereddütler vardır.
Bir genel ağ haberinde söylenildiğine göre Türkiye'de 11 farklı bitki
türünden toplam 582 örnek alınmış ve analiz edilmiştir. Burada örnekleme yöntemi,
analiz yöntemi ve hangi kimyasal maddelerin hedef alındığı ve inceleme konusu
yapıldığı belirtilmemiştir. Bu duruma göre belirli bir bitki türünde şayet tüm
Türkiye'de 15 kadar örnekte yüksek seviyeli kimyasal belirlenmişse bu bitki türü
üzerine kırmızı etiket damgası vurulmuş ve hamile, hasta ve çocukların bu bitki
türüne ait Türkiye'de üretilen ürünleri kullanmamaları tavsiye edilmiştir. Önceki
iki yılı kapsayan bir süreçte, kim tarafından, nereden ve nasıl alındıkları ve ne
şekilde analiz edildikleri bilinmeyen az sayıdaki örneği esas almak suretiyle,
ülkemizde yetiştirilen sebze ve meyve ürünlerine böylesine bir kara etiket
vurulması anlamlıdır''
Açıklamada, ''Türkiye'nin en yüksek seviyede zirai kimyasal bulunan ülke
olarak ilan edildiği bu sözde araştırmanın her ne kadar hangi ülkelerde yapılmış
olduğu belirtilmemiş ise de, dünyanın bazı belli başlı meyve ve sebze ihracatçısı
ülkeler arasında şu isimleri saymak mümkündür; Arjantin, Brezilya, Şili, Çin,
Kosta Rika, Ekvator, Hindistan, İran, Meksika, Güney Afrika ve Tayland
sayılabilir. Bu noktada, söz konusu raporun tarafsızlığını ve bilimselliğini
tartışmak kaçınılmaz olmaktadır'' değerlendirmesinde bulunuldu.
|