Karşı oldukları tek şey et yemek değil.
Hayvanlardan elde edilen hiçbir ürünü tüketmiyor, evcil hayvanların satılmasına karşı çıkıyorlar. Hapishanelerde veganlara uygun yemek uygulamasının önünü açan Osman Evcan ile gündeme gelen veganlığı, bu yaşam tarzını benimseyenler anlatıyor.
2011’in kasım ayında Kırıkkale’de kaldığı hapishanede vegan yemek bulamayan Osman Evcan 42 gün sürecek bir açlık grevi başlatmış, ‘Osman’a vegan yemek’ kampanyaları yürütülmüştü. Evcan’ın sesiyle gündeme gelen bu sorun için mart sonunda hapishanelerde veganlara uygun yemek çıkartılması adına bir düzenleme yapıldı.
Vejetaryenlerin et yemediğini biliyorduk ama bu veganlık da neydi? Veganlığın temelleri Kasım 1944’te Elsie Shrigley ve Donald Watson adlı iki vejetaryenin önderliğinde Londra’da kurulan Vegan Society ile atılıyor. Veganlar, et yemeyen vejetaryenlerden farklı olarak, yapımında hayvanların kullanıldığı diğer ürünlere de karşı çıkmaya başlıyor.
Kültürün Türkiye’deki nadir temsilcilerinden Vegan Kolektif, hayvanlar üzerindeki her türlü baskı ve sömürünün, insanın ‘türcülük’ denilen ayrımcılığı yapmasından kaynaklandığı görüşünde. Kolektifin kurucu üyelerinden Aykut Atasay “En uzun süredir yapılan ayrımcılık insanın, insan olmayan hayvanlara yaptığıdır” diyor.
İneğin memesİne dokunmamalı
Atasay 2011’in eylül ayında birkaç arkadaşıyla kolektifi kurmadan kısa süre önce benimsemiş bu yaşam tarzını. “Ben bayağı et yiyen bir insandım” diyen Atasay, araştırdıkça bu kültürün gerek sağlık gerekse etik açıdan çok doğru bir yaşam tarzı olduğu kanısına vardığını söylüyor.
Mark Bekoff’un ‘Düşünen Hayvanlar’ kitabından alıntı yapan Atasay “Bir balığın ağzına kanca takıldığı zaman, benim ağzıma kanca takıldığında hissedeceğim acının aynısını hissettiğini öğrendim” diyor: “Canlıları sevilen ve sömürülen olarak ikiye ayırmışız. Annem hamileyken nasıl onun memelerine dokunulamazsa, canlı ve omurgalı olan bir ineğin de memesine dokunulmamalı.”
Vegan yemeklerle ilgili bilgi almak için de Beşiktaş’taki Loving Hut adlı vegan restorana gidiyoruz. Mekânın tıp mezunu işletmecisi Gizem Ateşöz kalp damar hastalıkları, obezite, kanser gibi hastalıkların artış göstermesini ete bağlıyor: “Et yemenin sağlık için önemli olduğunu dile getirip yanlış enformasyonla yanlış bir norm yaratan güçlü akademik bir çevre bile var.”
Derİ kullanmadan da ısınılır
Proteinin etle özdeşleştirilmesini eleştiren Ateşöz, “İnsanlar ıspanak kavurarak, mercimek çorbası içerek, nohut ya da ayçekirdeği tüketerek ihtiyacı olan günlük proteini fazlasıyla alır. Sanıldığı gibi aç kalmıyoruz yani” diyor. Tek dikkat etmeleri gerekenin B12 vitamini olduğunu söyleyen Ateşöz bu açığın beslenmesine dikkat etmeyen herkeste oluşabileceğini hatırlatıyor.
Ateşöz veganların, zenginleştirilmiş soya ürünleri ve kurutulmuş yosun gibi bünyesinde vitaminin varlığı kanıtlanmış ürünlerin yanı sıra elma çekirdeği, lahana turşusu veya takviye vegan vitaminlerle de açığı kapatabildiklerini dile getiriyor.
Kolektif’ten Gülce Özen Gürkan bu kültürle, eskiden korktuğu için öldürdüğü örümceğin bile yaşam hakkı olduğunu düşünmeye başlamış. “Bu aynı zamanda bir şiddetsizlik hareketi” diyor. Veganlığın barındırdığı, hayvanların sömürülmesine karşı duruşun, petshoplarla da bağdaşmadığını hatırlatan Gürkan “Yıllarca bir kuşu kafeste tutup hayvan sevdiğimi sanmıştım” diyor.
Gürkan’a yün kazaklardan, deri ceket ve ayakkabılarından nasıl vazgeçtiğini soruyoruz. Deri eşyaların ihtiyaçtan çok tüketim çılgınlığından rağbet gördüğünü söyleyen Gürkan, moda olduğunda herkesin plastik bot giyebildiğini hatırlatıyor. Vegan olarak yaşarken zorluk çekmediğini söyleyen Gürkan “Suni deri ayakkabıları daha ucuza edinebiliyoruz ve polar malzeme yün kazak kadar, hatta belki daha fazla ısıtıyor” diyor.
Gürkan, “Bitkiler de canlı” antitezi gelmesin diye gerekli açıklamayı biz sormadan iliştiriyor: “Bitkilerin acıyı algılayacak sinir sistemi yok.” Gürkan, veganlığın doğayla sıkı ilişki içinde olduğunu vurgularken “Onları da kökünden koparmaya, yok etmeye karşıyız” diye ekliyor.
Veganlık nedir?
* Veganlık her türlü hayvansal ürüne ve hayvanların birtakım sebeplerle sömürülmesine karşı duruyor.
* Vejetaryenlerin uzak durduğu eti veganlar da tüketmiyor. Ayrıca yumurta, peynir, süt, tereyağı ve margarin gibi hayvansal besinler de veganlığa aykırı.
* Veganlar hayvanların kullanıldığı sirklere ve evcil hayvanların satıldığı petshop’lara karşılar.
* Şekerkamışından üretilmesine rağmen işlenirken hayvan kemiklerinden türetilen bir tür filtreden geçirildiği için şeker de ‘yasaklı’ ürünlerden.
* Kürk giymeyen veganlar, eşyalarda da tüy kullanılmasını onaylamıyor.
* İpekböceğinin ürettiği ipeği kesinlikle kullanmıyorlar.
* Fotoğraf filmi jelatin (Jelatin de hayvan deri ve kemiklerinden elde ediliyor) içerdiğinden, analog fotoğraf çekmiyorlar.
* Yapımında deri kullanılan hiçbir eşyayı kullanmıyorlar.
* Kışın kıyafetlerinde deri yerine sentetik deri tercih eden veganlar, yün yerine de polar veya akrilik ürünler kullanıyor.
Veganlar ne yer, ne yemez?
* Et veya kıyma yemiyorlar, lahmacun yaparken soya kıyması kullanıyorlar.
* Peynir tüketmiyorlar, Türkiye’de ‘soya loru’ diye anılan tofuyu tercih ediyorlar.
* İnek sütü yerine soya sütü kullanıyorlar.
* Veganların bir kısmı şeker kullanmayı reddediyor. Pasta ve kekleri tatlandırmak için muz kullanmayı tercih ediyorlar.
* Loving Hut’ın en sevilen yemeklerinden biri Gaziantep’e özgü maş fasulyesinden yapılan çorba. ‘Vegan burger’ ise filizlendirilmiş mercimek ve mayonez yerine hazırlanılan ‘veganez’ ile yapılıyor.
* Zeytinyağlı yemeklerin hemen hepsini yiyorlar. Ama kesinlikle yoğurtsuz!
* Balık yemiyorlar.
* Kimi vegan bal tüketmezken, kimisi yiyebiliyor.
* Kek veya mücver gibi yumurta gerektiren bir şey pişirirken, kıvamın tutması için yumurta yerine keten tohumu ile suyu karıştırarak hazırladıkları bulamacı kullanıyorlar. **Veganlık ya da veganizm, hayvansal gıdaları, giyecekleri ve diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddetme. ("sıkı vejetaryenlik" diye de adlandırılabilir.)
http://www.radikal.com.tr |