Türkiye'nin fındık ihracatı
-Karadeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Gürsoy:
''2011-2012 ihracat sezonunda, Nisan ayı sonuna kadar 164 bin
23 ton iç fındık ihracatı karşılığında, 1 milyar 313 milyon
891 bin dolar gelir sağlanmıştır''
TRABZON (A.A) - Karadeniz İhracatçı Birlikleri Koordinatör
Başkanı Dursun Oğuz Gürsoy, 1 Eylül 2011'de başlayan 2011-2012 ihracat sezonunda,
Nisan ayı sonuna kadar 164 bin 23 ton iç fındık ihracatı karşılığında, 1 milyar
313 milyon 891 bin dolar gelir sağlandığını ifade etti.
Gürsoy, yaptığı yazılı açıklamada, fındık ihracatının Nisan ayında 16 bin
183 ton karşılığı 133 milyon 74 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.
Geçen yılın Nisan ayına göre miktarda yüzde 6 azalış, değerde ise yüzde 11
artış olduğunu ifade eden Gürsoy, miktarda azalış olmasına rağmen değerdeki
artışın nedeninin, geçen yıl Nisan ayında kentali 697 dolar olan standart iç
fındık ortalama ihraç fiyatlarının, bu yıl Nisan ayında yüzde 17,21 oranında
artış göstererek 817 dolar seviyesine yükselmesi olduğunu kaydetti.
Gürsoy, 64 bin 401 ton olarak gerçekleşen 2012 yılı ilk 4 ay ihracatının ise
geçen yılın aynı dönemine göre 10 bin 860 ton azaldığını ancak fiyatların geçen
seneden yüksek olması nedeniyle değer bazında 12 milyon 897 bin dolar artış
sağlanarak 535 milyon 526 bin dolar döviz girdisi elde edildiğini belirtti.
Gürsoy, 2012 mahsulü için karanfil sayımına göre yapılan rekolte
tahminlerinde geçen yıla göre rekoltenin daha yüksek gerçekleşeceğine yönelik
beklentilerin kuvvetlenmesi üzerine Nisan ayı içerisinde lira bazında fiyatların
biraz gerilediğini ancak yılbaşından önce ve hemen sonra yapılan yüksek fiyatlı
kontratlar nedeniyle ortalama ihraç fiyatlarının cari ihraç fiyatlarının üzerinde
seyrettiğini ifade etti.
Bu yılın ilk 4 ayındaki fındık ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre
kıyaslandığında, AB ülkelerine ihracatta miktar bazında yüzde 20,7, AB üyesi
ülkeler dışındaki diğer Avrupa ülkelerine yüzde 23,2 oranında azaldığına dikkati
çeken Gürsoy, en büyük pazar olan Avrupa ülkelerinde yüzde 20-25 aralığında bir
azalış söz konusu iken denizaşırı ülkeler grubunda yüzde 44,8, diğer ülkeler
grubuna ise yüzde 18 oranında artış kaydedilmesinin anlamlı olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan, 2012 yılı ilk dört aylık bölümünde gerçekleştirilen 64 bin
400 ton fındık ihracatının yüzde 46,02'sine tekabül eden 29 bin 636 ton iç
fındığın işlenmiş olarak ihraç edildiğini ifade eden Gürsoy, işlenmiş fındık
ihracatının genel fındık ihracatındaki payında görülen istikrarlı artışın, gerek
katma değerin Türkiye'de kalmasını sağlaması gerekse bölge istihdamına olumlu
katkıları bakımından önemli ve sevindirici bir gelişme olduğunu vurguladı.
-''Miktar bazındaki azalma 50 bin ton seviyesine yaklaştı''-
Gürsoy, 1 Eylül 2011 tarihinde başlayan 2011-2012 ihracat sezonunda, Nisan
ayı sonuna kadar 164 bin 23 ton iç fındık ihracatı karşılığında, 1 milyar 313
milyon 891 bin dolar gelir sağlandığını belirterek, bir önceki sezon aynı dönem
ihracatı olan 211 bin 970 ton karşılığı 1 milyar 297 milyon 694 bin dolar ile
mukayese edildiğinde, miktar bazındaki azalmanın 50 bin ton seviyesine
yaklaştığını bildirdi.
İhracattaki miktarsal bazlı bu azalmanın iyi analiz edilmesi ve ilgili bütün
kesimler tarafından önemsenmesi gerektiğini ifade eden Gürsoy, şunları kaydetti:
''Örneğin pastacılık gibi sektörlerde badem kullanımı hakim olmaya
başlamıştır. Öte yandan önemli fındık kullanıcısı uluslararası şirketler, kendi
ihtiyaçlarını karşılamak adına Şili, Arjantin, Avustralya gibi güney yarım
küredeki ülkelerde planlı şekilde fındık plantasyonu gerçekleştirmeye başlamış ve
bu ülke çiftçilerini fındık üretmeleri için çeşitli yollarla teşvik etme çabası
içindedirler. Çok düşük maliyetlerle dünya fındık arzını artırıcı etkisi bir yana
güney yarım küredeki ülkelerde hasadın mart ayında yapılıyor olduğu dikkate
alındığında, bu gelişmenin orta ve uzun vadede ülkemiz açısından ne denli önemli
bir tehlike oluşturduğu çok açık görülecektir.
Ülkemiz fındık sektörünü tehdit eden bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi ve
Türk fındığının geleceğinin kurtarılması için konu ile ilgili bütün kesimlerin ön
yargısız çözümler geliştirmek ve el birliğiyle bu çözümleri hayata geçirmek
mecburiyetinde bulunduğunu ifade etmeyi tarihi bir görev olarak algılıyorum.''
|