Türk şarapları sınıfı geçti Geçenlerde Posta'dan dört arkadaş, bir masanın etrafına dizilip tam 24 şarabın tadımını yaptık. Bu listeyi size de vereceğim ki hava atmak istediğiniz bir yemekte şarap seçmeniz gerekirse şarap mönüsüne ilk defa görüyormuş gibi bakmayın
“Doluca Tuğra Öküzgözü istiyorum. 2009 yılı olsun” deyin ki etraftakiler de “Vay be, adam işi biliyor” desin! Eh, kolay değil ki, nereden bileceksin, artık bir tek Tekel değil, özel grupların ürettiği pek çok şarap var ve çoğu da çok tanınanlardan daha değerli.
Tattığımız şarapların bir özelliği var: Master of Wine denilen ve az sayıda bulunan dünyaca ünlü şarap tadımcılarının ‘kör tadım’ denilen etkinlik sonucu seçip 90 üstü puan verdikleri şaraplar. Bize tadımı, aslen tıp doktoru ama aldığı eğitimle kendisi de üç Türk Master Of Wine’ından biri olan Veritas Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre Kocabaşoğlu yaptırıyor. Sadece şarabı değil diğer içecekleri de anlatıyor: “Rakı nereden geleneksel Türk içkisi oluyormuş, bütün Akdeniz ülkeleri anasondan içki yapar, Türkler rakının nasıl içileceğini bile bilmez, limonata bardağında, üstelik üstüne su ve buz koyup mahvederek içer” diye dalga geçiyor.
Çaya da takılmadan edemiyor, “Güya çaymış milli içeceğimiz. Biz 1936’ya kadar çayı görmemiştik bile, o tarihten sonra ilk Rize’de çay yetiştirildi, daha sonra çay içmeyi öğrendik!” Peki Türkler’in geleneksel içkisi ne? Binlerce yıldır Anadolu’da üretilen üzümden binlerce yıldır yapılan şarap! Kör tadım, yüzde yüz nesnellik taşıyan bir tadım ve değerlendirme biçimi. Üreticiler ürünlerini yolluyor. Bunlar etiketsiz ve bir örnek şişelerde tadımcılara sunuluyor, hatta tadımcı her seferinde aynı puanı veriyor mu diye bazen fark ettirmeden iki defa tattırılarak test ediliyor. Alınan sonuçlar, anında herkese açıklanıyor.
Ne seviyorsanız onu için
Böylece kimsenin itiraz edemediği sürpriz sonuçlar çıkıyor, örneğin bu listede 5 farklı Sevilen şarabı var. Ama benim en çok sevdiğim Doluca Sarafin yok, Kavaklıdere Selection yok! Biz tadımı hangi markayı, hangi şarabı içtiğimizi bilerek yapıyoruz, önce rengine, sonra kokusuna bakıyor, sonra bir yudum alıp ağzımızda döndürerek damakta bıraktığı tada bakıyor, Yunus Emre’nin “Böğürtlen, çilek kokusu, cassis kokusunu alıyor musunuz?” açıklamasını dinliyoruz!
Listede 90 üstünde puan almış ve “üstün bir karakter ve stile sahip çok iyi şaraplar” diye tanımlanan şarapların sadece ikisi beyaz. Demek ki kırmızıda daha başarılıyız ve bunlar da en çok Öküzgözü, Kalecik Karası, Syrah üzümleri kullanılmış, bazıları karışım, bazıları bir tek üzümden yapılmış, hemen hepsi fıçıda dinlendirilmiş, en eskisi 2009 yılı üretimi.
Tattığımız şaraplardan benim birincim farklı, zaten herkesin zevki, damak tadı kendine! Deneyin, ama siz ne seviyorsanız onu için, hatta illa ki balıkla beyaz, etle kırmızı, peynirle tatlı filan dinlemeyin. Neyi neyle seviyorsanız öyle. Fakat, böyle bir jüriden 24 Türk şarabının 90 ve üstü puan almasının da başarı olduğunu bilin. Yunus Emre, Kalecik Karası’nın en kolay beğenilen şarap olduğunu, Öküzgözü’nün daha zor içildiğini, Merlot’nun da yemekle iyi gittiğini söylüyor. İlk üç: Doluca Karma Cabernet Sauvignon -Öküzgözü 2009; Doluca Tuğra Öküzgözü 2009; Kavaklıdere Pendore Öküzgözü 2009. Listeyi de bir yerlerde bulundurun derim... |