Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 04 Mayıs 2024 Cumartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
ORGÜDER Başkanı Ayhan Sümerli Organik ürünün ispatı, sertifikası 

ORGÜDER Başkanı Ayhan Sümerli Organik ürünün ispatı, sertifikası!

Ayhan Sümerli, sertifikalandırılmamış ve organik logosu bulunmayan hiçbir ürünün organik kabul edilemeyeceğini söylüyor. Sümerli, “Organik gıda iddiası, beraberinde ispatı getirir. Organik ürünün ispatı, sertifikasıdır” diyor.
 
Son 10 yılda organik gıdaya karşı artan bir eğilim var. Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Başkanı Ayhan Sümerli, “İleride sağlığını yerine koymak için harcayacağı parayı, bugün ne yediğini iyi bilmek adına harcama tercihini gösteren insanlar” olarak tanımlıyor, organik ürün tüketicilerini… Tüketicideki bu eğilim, organik ürünler pazarını büyütmeye devam ediyor. Bugün birçok şehirde karşımıza çıkan organik pazarlar da sektörün büyümesine katkı sağlıyor.

Ancak bırakın organik pazarları, semt pazarlarında dahi köyden, bağdan gelen her ürün ‘organik’ adı altında satılıyor. “Bunu tüketiciye doğru anlatabilirsek bize çok büyük yardım etmiş olursun” diyor Sümerli ve anlatıyor: “Organik ürün ne demek? Diyor ki kişi, ben tarlama senelerden beri fenni gübre atmadım, ilaç da vermedim, benim ürünüm organik! Evet, organik olma ihtimali var. Ama bu sadece o kişinin iddiası… İspatı yok. İspatı ne peki? Sertifikası. Dolayısıyla ürünü sertifikalandırılacak, yani kontrol edilecek ve organik olduğu tasdik edilecek. Burası net. İddia ve ispat! 5262 Sayılı Organik Tarım Yasası, gayet sarih... Ürün paketli olacak, diğerlerinden ayrıştırılabilecek ve etiketinde Bakanlığın ve ürüne sertifika veren sertifikasyon kuruluşunun bilgileri olacak. Yani, organik ürün hem iddiayı hem de ispatı beraberinde getirendir.”

Organik pazarın payı binde 9

Ayhan Sümerli, Türkiye’de organik gıda pazarının büyüklüğünün, toplam pazarın binde 9’u oranında olduğunu belirtiyor. Organik ürünlerin, üretim ve tüketimin yüksek olduğu Avrupa Birliği’nde pazar payı yüksek. Örneğin; Almanya’da bu oran %5, Fransa’da %3,5 seviyelerinde. İsveç ise 2014 yılı sonuna kadar toplam tarımının %14’ünün organik olmasını hedefliyor. Organik gıda tüketiminin en fazla olduğu ülkelerden ABD’de ise bu oran çok daha fazla. Ülkenin doğu yakasında oran %7-8’ler seviyesinde iken, batı yakasında %10’u geçiyor. ABD Tarım Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, ABD ve AB’de toplam pazar büyüklüğü 50 milyar dolara ulaştı. Dünya üzerinde 150’den fazla ülkede organik tarım yapılıyor. Ancak tüketim bu iki kıtada yoğunlaşmış durumda.

Türkiye birkaç yıl öncesine kadar organik gıda üreten ama tüketimin az olduğu bir ülkeydi, fakat son rakamlar tüketimin de arttığını gösteriyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, 2006 yılında 10 bin 375 ton ve 28,2 milyon dolar olan ihracat, 2010 yılında 3 bin 592 ton ve 15,9 milyon dolara geriledi. 2006 yılında 458 bin ton olan organik gıda üretimi ise 2010 yılında 1,3 milyon tona çıkmış durumda.

Aynı şekilde Bakanlık verileri, organik tarım yapılan arazi, çiftçi ve ürün çeşitliliğinde artış yaşandığını ortaya koyuyor.

Bakanlık verilerine göre, 2002 yılında 12.428 olan organik üreticisi çiftçi sayısı 2010 yılında 40,297’ye; 89,827 hektar olan toplam üretim alanı 510 bin hektara ulaştı. Aynı dönemde organik ürün çeşidi ise 150’den 216’ya yükseldi.

Organik pazar büyümeye devam ediyor. Herkesin merak ettiği bir soruyla başlayalım istiyorum. Organik gıda dünyayı doyurabilir mi?

Dünya organik beslenebilir mi? Bana göre bu bir hayal, beslenemez. Her zaman organik gıda, konvansiyonel gıdanın bir alt kümesi olarak kalmak durumundadır. Ama bu bir tercihtir, bir yaşam stilidir. Siz ne kadar mutfakta kolay bulunabilecek organik ürün sayısını arttırabilirseniz, bu işin ekonomisini de o oranda belli bir seviyeye çıkarmış olursunuz. Tabii, bu durumda fiyatlar da ona göre daha kabul edilebilir seviyelere gelecektir. Fiyatlar daha kabul edilebilir yerlere geldiğinde talebin de arttığını görüyoruz. Dolayısıyla insanların satın alma gücüyle ve gelişmişlikle alakalı bir şeyden söz ediyoruz.
Pazarın gelişmesi organik tarımın yapılabileceği alanlara da bağlı...

Topraklarımızın durumu ne?

Çok iyi. Yani Avrupa ve Amerika ile mukayese ettiğimizde Türkiye bu konuda çok şanslı. Özellikle Anadolu’nun birçok bölgesi son derece bakir. İşin başka bir güzel tarafı da var. Belli ölçüde kirlenmiş olsa dahi sentetik ve kimyasal madde kullanmazsanız toprak kendini bir yıl içerisinde toparlıyor. Şimdi diyelim ki, ben konvansiyonel tarım yapıyorum, her yıl buğday veya mısır, bir ürün ekiyorum. Sonra aynı toprakta organik üretim yapmak istiyorum. Sertifika kuruluşuna gidiyorum ve bu isteğimi iletiyorum. Yasayla belirlenmiş 19 tane sertifika kuruluşu var. Onlar bir ön etüd yapıyorlar ve kriterlere uygunsa ‘organik ziraat yapabilirsin’ raporu veriyorlar. Organik tarıma başlamasından bir yıl sonra elde edilen ürünler, geçiş süreci ürünü olarak değerlendiriliyor. Geçiş süreci ürünü, “Organik tarım geçiş süreci ürünüdür” etiketiyle pazarlanıyor.
 
Çok yıllık bitkilerde bu geçiş süreci 3 yıla kadar çıkabiliyor. Organik kiraz üretmek istiyorsam, en erken organik kiraz olarak pazarlayabilmem için tam üç yıla ihtiyacım var. Eğer her yıl ekilen arpa buğday, mısır, fasulye gibi ürünler satacaksam, bunun için 1+1 yani iki tam yıla ihtiyacım var. Tabii, uzun bir süreç bu. Ancak devlet doğrudan dekar başına 25 TL destek veriyor. Tahmin ediyorum bu önümüzdeki dönemde artacak. Şunu da belirtmek isterim ki; Bakanlığımız organik tarımı ve iyi tarımı destekliyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz.

Peki, iyi tarım uygulamaları ile organiğin ayrıldığı yer neresi?

Piramidin en tepe noktasına organiği yerleştirirsek, bunun hemen altına da iyi tarımı yerleştiririmben. İyi tarım ve organik tarımın benzeyen ve ayrılan noktalarını söyleyeyim. İyi tarım, sürdürülebilir ve izlenilebilirdir. İyi tarımın özelliği, sadece yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiş kimyasal ve sentetik zirai ilaçları kullanabiliyorsun. Ama organik tarımda bu yok; siz ilaç kullanacaksanız dahi, ilacınız da organik olmalı. Bir de şu var; organik tarım yapabilmek için arazinin önce müsait olması lazım. İyi tarımda arazi konusunda bu kadar sıkı kısıtlamalar yok, yani toprak ve su kaynaklarının temiz olması yeterli. Ama organik tarımda katiyen bu kadarla kalmıyor. Arazinin bulunduğu yerin hava kirliliğinden tutun da, potansiyel kirlilik kaynaklarından belli mesafede olmaya varana kadar çok sıkı kurallar var.

Peki, nasıl bir tüketici profili var?

Çok ilginçtir, organik ürün tüketicisinin sadece yarısı AB plus. Ama bir diğer yarısı var ki, bu kategoriye girmemekle beraber bilinçli ve sağlığına çok önem veriyor. Organik tercihi yapanları, “İleride sağlığını yerine koymak için harcayacağı parayı, bugün ne yediğini iyi bilmek adına harcama tercihini gösteren insanlar” şeklinde tanımlıyorum.

Yaşam biçimi haline mi geliyor?

Evet, tüketici bir şekilde her şeyin doğalını istiyor. Bu, bir süre sonra yaşam biçimi haline geliyor. Şöyle bir tespit de yapayım; organik ürünleri genellikle kadınlar kullanıyor. Kadınlarımız fevkalade bilinçli bu konuda. Bizim profilimiz önce onlardan başlıyor. Bunun dışında, mağazamıza geliyorlar, şöyle bir bakınıyorlar, ilk defasında temel birkaç ürün alıp deniyorlar. İkinci gelişlerinde bu sayı artıyor. İki üç kalem yerine beş altı kalem organik ürün almaya başlıyorlar. Belli bir süre sonra da tam anlamıyla organik tüketicisi oluyorlar. Hatta bir süre sonra mağazaya bile uğramadan telefon ya da internet vasıtasıyla sipariş geçebiliyorlar. Araçlarımızla evlere servis yapıyoruz.
 
Bizim Cityfarm olarak 5’i İstanbul’da olmak üzere 8 mağazamız var. Ankara, İzmir ve Antalya’da birer mağazamız bulunuyor. Kısmet olursa 2012 yılını 10 mağazayla kapatmayı düşünüyorum.

Kaç çeşit ürün var mağazalarınızda?

Cityfarm’a ait 350 civarında çeşit var. Bunun dışında Cityfarm’a ait olmayan başka organik ürün markaları da var. Cityfarm, organik olmayan hiçbir şeyi satmaz. Tercihan kendi markamızı satıyoruz. Ama bazı kalemler var ki, üretilmesi çok daha zor ve aynı zamanda çok fazla emek istiyor. Türkiye’de organik sertifikalı olarak üretiliyor ise bu ürünleri alıp satıyorum. Örneğin siyah ve yeşil çay, süt vb ürünler. Bunun dışında kalan gıdayla alakalı ürünleri ya ben kendi projemle üretiyorum ya da fason üretim sözleşmesiyle ürettiriyorum.

Organik kozmetik ürünleri de var

Bunların hepsi ithal ama ben ithal etmiyorum. İthal edenlerden alıp, satıyorum. Kişisel bakım ve kozmetik ürünleri de koyarsak 550 çeşidin üzerinde organik ürün var burada.

Son olarak gündemde çok tartışılan bir konu olduğu için GDO konusundaki görüşlerinizi almak istiyorum. ORGÜDER olarak nasıl bir pozisyonunuz var bu konuda?

Bizim pozisyonumuz gayet net. Organik üretimde GDO’nun izi bile kabul edilemez. Ne dünyada ne Türkiye’de buna müsaade edilemez. Sentetik ve kimyasal ilaçlar neyse GDO’da bu kategoridedir, kullanılamaz. Bizim pozisyonumuz; organik üretimde GDO’ya kesinlikle karşıyız.

Ama GDO’nun diğer sahalardaki kullanımı konusunda şahsi görüşlerim biraz farklı. Ben bu konuyla alakalı olarak benimsememekle beraber günümüz gerçeklerinden hareketle, “derenin akışına hayır denemez” diyorum. Çok kontrollü olunmalı. Bence Türkiye bu konuda çok itidalli davranmıştır ve bu itidali de sürdürmek durumundadır. Önlenemeyen bulaşma konusuna gelince; bu risk her zaman var tabii. Siyahla beyaz yan yana durursa her zaman gri bir ton çıkar.

Organikte de aynı şey söz konusudur. Organik üretim konusundaki sıkı üretim şartları sağlanmazsa, konvansiyonel bir ürün ortaya çıkar. Bizim ilkesel olarak GDO kullanmamız mümkün değil.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
26.06.2012
Ekleyen Kişi
şahin yaylacı

Etiketler: ORGÜDER Başkanı Ayhan Sümerli Organik ürünün ispatı, sertifikası
Link: ORGÜDER Başkanı Ayhan Sümerli Organik ürünün ispatı, sertifikası!




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız