İncir Üretiminin Azaldığı Açıklandı
İZMİR (İHA) - İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı tarihi Birgi beldesi belediyesince bu yıl ilk kez düzenlen 'İrimağzı İncir Hasadı Kültür ve Turizm Festivali’nde düzenlenen Birgi ve incirin kültürümüzdeki yeri konulu panelde konuşan kimya mühendisi-gazeteci Tuncer Beybağa, incirin tanıtımının yeterince yapılamadığını belirterek, ‘Ramazan’da hurma yerine incir tüketmeli, din adamları da bunun tanıtımını yapmalıdır” dedi.
Tevfik Bey Cumhuriyet Parkı'nda düzenlenen panelde, Birgi ve incirin kültürümüzdeki yeri ele alındı.Panelin oturum başkanlığını Ege Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı yaptı. Ziraat Mühendisi Özkan Akgün, Doğal Tıp Uzmanı Şaduman Karaca ve Gazeteci Tuncer Beybağa da konuşmacı olarak yer aldı.
Paneli, Birgi Belediye Başkanı Cumhur Şener’in yanı sıra ilçe tarım müdürü İbrahim Altıntaş ve üreticiler katıldı. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı panelin açılışında kısa bir konuşma yaptı. Kaymakçı, “Zamana direnen konakları, âlimler ve bilginler diyarı dev bir müze kenti olan Birgi beldemiz, artık sakin şehir için de yol almaya başladı. Bu kentimizi de dünyaya tanıtmak durumundayız” dedi. Panelin ilk konuşmasını Ziraat Mühendisi Özkan Akgün yaptı. Akgün “1997 yılında Çekül Vakfı ile birlikte Birgi beldesini korumak için savaş veriyoruz. 2012 yılında kimse Birgi beldesinin bu duruma geleceğini düşünemezdi. Birgi evleri ve inciri ile birbiri ile özdeşleşmiş yorumunu yapmak istiyorum. Birgi evlerinden sonra Birgi beldesinin ovasında da sulu tarım ile birlikte yok olamaya aday incir bahçelerini de koruma altına alınmalı diye düşünüyorum”dedi.
İNCİR DE DESTEKLEME ALMALI
İncir ile ilgili desteklemelerin de gündeme alınması gerekliliğini ifade eden Özkan şunları söyledi: “Bu bölgede incir ağaçlarının ömrü azaldı ve yeni genç ağaç dikimi de yok. Ekonomik nedenlerden dolayı vatandaşların incir bahçelerini patates tarlalarına çevirdiklerini görüyoruz. Küçük Menderes ovası dünya incir üretiminde yüzde 20 ile pay alırken, Birgi beldesi de bundan yüzde 10’nu almakta. Bitkisel üretim artık ayrıca hayvansal üretime kaymakta. Üretim 1996 yılında 12 bin ton iken, aradan geçen sürede 2012 yılı itibariyle bu üretimin ikiye katlaması gerekirsen 11 bin tona düşmüş. Üretim bölgelerinde tüketim, tüketim bölgelerinden daha az. Yani biz dahi incir yemiyoruz.”
HURMA YERİNE İNCİRLE İFTAR ÖNERİSİ
Gazeteci Tuncer Beybağa da Ramazan ayında hurma yerine incirle iftar yapılmasını önererek; “Cenab-ı Allah Kuran-ı Kerim’de iki meyvenin ismini ermiş ve bunlar bizde mevcut olan ürünler. Birisi incir ve diğeri zeytin. Ama Ramazan ayında oruç açmak için niçin hurma yerine incirle iftarımızı açmıyoruz. Ramazanda sadece iç piyasada bunu yapsak dış piyasaya gerek kalmayacak. Bu konuda din görevlilerimize de büyük görevler düşüyor. Çocuklarımıza yeterince incir yedirmediğimiz içinde çocuklarımız lösemi hastalığına yakalanıyor. Bunu ben söylemiyorum, bilim adamları ifade etmekte. İncir aynı zamanda anti kanserojen, antibiyotik özellikleri ile yapılan tıbbi deneylerde de yaraları kapattığı görülmüştür. Ülkemizde üretilen 55-60 bin ton incirin 5-6 tonu iç piyasada diğer kısmı da Avrupa’ya gönderilmekte. Biz bile incir tüketmiyoruz. Avrupalı sağlığı için bizim burada 3-5 liraya toptan verdiğimiz ürünü kilosunu orada 40-50 liraya almakta” dedi.
Doğal Tıp Uzmanı Şaduman Karaca ise; “Doğal tıp uzmanlığı hala ülkemizde tam yeterli şekilde tanınmıyor. Almanya’da 27 yıl görev yaptıktan sonra Birgi beldesine yerleştim. Modern tıpla semptomları yok etmek ya da sağlıklı kalmak için mücadele ediyoruz. Doğal tıp ile de bunlarda ivme kazanıyoruz. Birisinde aslolan sentetik ilaçlar ve aynı ilaç birisine iyi gelirken, bir başkasında da yan etki yapıyor. İncir gibi şifa kaynağı olan doğal ürünleri kullanmıyoruz. Eskiden mide, bağırsak ve hazımsızlık gibi konularda insanlar ilaç yerine incir kullanırdı. Sütü antivirütik özelliği ile mikropları yok etmekte ve parçalamakta. Kaynaklara baktığımızda İncir 5 bin yıl önce buradan ve Aydın yöresinden dünyaya yayılmış özel bir ürün. Bunun değerini bilmiyoruz” diye konuştu. |
