Anadolu’nun üzümleri 53 madalya getirdi
Burak Özkan, Likya Şarapları’nın ürünlerini piyasaya sunduğu ilk yıl Avrupa’dan madalyalarla dönmüş. Şimdilik, 53 madalyası var. Likya’nın şarap kenti Oenoanda, yani Elmalı’da şarap üretim geleneğini 4000 yıl sonra başlatan Burak Özkan, Anadolu’da kayıp üzümlerin izini sürüyor
Burak Özkan, Likya Şarapları’nın kurucusu. Onun bu sayfalarda yer almasının nedenlerinden biri, geliştirdiği şaraplarla üç-dört yıl gibi kısa bir süreçte çoğu uluslarararası organizasyonlardan 53 madalya kazanması. Mesela, aslında Diyarbakır’da yetiştirilen bir üzüm çeşidini Antalya Elmalı’daki bağlarında üreterek geliştirdiği Likya Vineyards Boğazkere, 2010 Master of Wine Weekend tadımında kendi kategorisinde ödül almış. Likya Vineyards Cabernet Sauvignon ise Türkiye birincisi olmuş.
Bu arada Özkan, üretime geçtiği 2007’den iki yıl sonra sunduğu ürünlerle de Türk şarap piyasasını şaşkınlığa sürüklemiş. Mesela, AWC Vienna, Challange International Du Vin France ve International Wine Challange England’dan aynı yıl içinde üç ödül kazanmış.
Özkan’ın bu girişiminin nedeni, antik dönemde şarap merkezi olarak da nitelendirilen Likya’nın sınırları içinde olan Antalya’nın kendine ait şarap markasının olmaması. Bu neden onun, bölgede bir yıllık araştırmasından sonra deniz seviyesinden 1.100 metre yüksekliğiyle Elmalı’yı seçmesini ve 400 dönüme bağ kurmasını beraberinde getirmiş.
Toroslar’da yabani üzüm peşinde
Burayı seçmesindeki bir diğer neden ise, bugün tüm dünyada sadece Elmalı’da yetişen Toros Sediri... Bu, daha da zengin bir aroma anlamına geliyor. Özkan’ın şaraplarını özel kılan diğer unsur ise, uluslararası alanda rüştünü ispatlamış Cabarnet Sauvignon, Pinot Noir gibi üzümlerin yanı sıra Türkiye’de belli yörelerde yetişirse gerçek lezzete ulaşabileceği sanılan üzüm türlerini Elmalı’da yetiştirmeye başlaması. Özellikle Diyarbakır ve çevresinde yetişen Boğazkere’yi Elmalı’da yetiştirek aldığı ödüller, ne denli başarılı olduğunun da bir göstergesi. Altı çizilmesi gereken bir diğer önemli detay ise, Özkan’ın Anadolu’nun kayıp ya da kaybolmaya yüz tutan üzümlerinin peşinde olması. Acıkara gibi...
Burak Özkan, yerel üzüm arayışlarının kendilerini kayıp ya da kaybolmak üzere olan üzümlerin peşine taktığını söylüyor ve ekliyor: “200 yaşlarındaki bir asma bulduk. 15 dönüm bağ kurduğumuz bu asmadan Likya Acıkara ismiyle şarap yapacağız. Merzifon Karası bir diğer keşfimiz. Önemli olan üzümlerimizi yaşatmak. Altın madalyalı Cabarnet Sauvignon’larımız var ama, bizim için önemli olan Anadolu üzümlerini bulmak.”
ANADOLU?ÜZÜMÜ AVRUPA İLE BULUŞTU?
Burak Özkan’ın aldığı ödüllerde köklerini Anadolu uygarlıklarından alan yenilikçi tavrı da oldukça etkili. Mesela Cabernet Sauvignon ile Boğazkere kupajı bunlardan biri. Merlot, Shiraz ve Öküzgözü kupajı bu yönde verilecek bir başka örnek. Özkan, bu kupajların ilk kez yapıldığını söylüyor ve ekliyor: “Denemelerimiz sürüyor.”
Özkan, bir başka noktaya daha dikkat çekmeyi ihmal etmiyor. İngilizce’de şarap anlamına gelen wine kelimesinin Hititlerin ünlü şarap kenti Wiyanawanda’dan geldiğini, daha sonra Likyalıların kelimeyi, Oenoanda olarak kullanmaya başladığını söyleyen Özkan, “Kelime, yine şarap kenti anlamında kullanılmış. Kastedilen yer Elmalı. Biz M.Ö 2000 yıllarına kadar uzanan bu şehirde şimdi bu geleneği devam ettiriyoruz” diyor. Likya Şarapları Sheraton, Kempinski ve Mikla gibi ünlü mekânların mönüsüne çoktan girmiş durumda. İngiltere’deki ünlü restoranlarda da dağıtıma başlayan Burak Özkan, şimdi Çin ve Tayvan pazarlarını inceliyor.
ekonomi.milliyet.com.tr |
