Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
Rizeli Doğuş Çay 

RİZELİ DOĞUŞ ÇAY’A AMERİKALILAR TALİP
 
25 yıl önce Rize’den Kartal marka otomobille İstanbul’a yola çıkan Karakan, hayallerine ulaştı. Altı çay-şeker tesisi kurdu. Salçadan sonra cipste dev tesisin temelini atmaya hazırlanan Karakan, bir yandan da ABD’den gelen ortaklık tekliflerini değerlendiriyor

Alpaslan Karakan, ağabeyi Süleyman Karakan ile 15 Mayıs 1987’de Rize’den İstanbul’a Kartal marka otomobille yola çıktığında aslında ulusal bir markanın da yolunu açıyordu. Arkalarında büyük bir tecrübe kadar başarısızlık da vardı. Baba Yakup Karakan ticarete Doğu isimli şirketle 1960’da girmiş iki kardeş için burası adeta okul gibi olmuştu. Ancak, 1984’te çay sektörünün özelleştirilmesiyle devlet teşviğiyle attıkları adımlar başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Henüz 25 yaşındaki Alpaslan Karakan’ın ve 31’indeki ağabeyinin şimdiki hedefleri, İstanbul’da bir dükkân açmaktı. Onları rakiplerinden ayıran farklar, 27 yıllık geçmiş kadar Rize’deki bayileriyle düzenli mal getirmeleri, çeşit yaratabilmeleri ve daha önemlisi Doğuş markasıyla paketli satışa yönelmeleriydi.

Dünyanın en büyükleri
 
İstanbul’daki üç yıllık macera, Rize’de 2 milyon dolarlık bir yatırımla günlük üretim kapasitesi 60 ton olan fabrikanın kurulmasını beraberinde getirmişti. Karakan, bu üretim adımı sonrasındaki gelişmeleri şu sözlerle anlatıyor: “Bir yıl sonra kapasitemizi 80 tona yükselttik. 1992’de ikinci, 1995’te üçüncü, 2002’de dördüncü, 2005’te beşinci ve altıncı fabrikalarımız kuruldu. Bu arada 1998’de Ordu’da paketleme tesisi kurduk. Her yıl 50 bin aileden çay alımı yaptığımız fabrikalarımıza öz sermayemizle toplam 100 milyon dolar yatırım yaptık. Kapasitemiz de 2 bin 400 tona kadar yükseldi. Bugün Doğuş olarak dünyanın en büyük ilk üç çay fabrikası bize ait.”
Alpaslan Karakan, bu süreçte gıdanın farklı alanlarında da şansını denedi. Mesela 1994’te çay üretimini desteklemek için girdiği şekerde Eskişehir ve Gebze’deki paketleme fabrikalarında üretime yöneldi. 2008’de Ödemiş’te salça fabrikası kurdu. Karakan, yüzde 4’lük pazar payına sahip oldukları salçanın toplam ciroları içinde 10 milyon dolarlık bir değer yarattığını söylüyor. Bu arada Karakan, şeker işinin çok kârlı olmadığını ifade etse de bu alanda ilk iki isimden biri. Ve cirosu, 35 milyon dolar.


Önce Hindistanlı sonra ABD’li
 
Gıdadaki en son adımını ise devlerin yer aldığı cips pazarına attı Karakan. Aksaray’da 25 milyon euro’luk yatırımla 70 bin metrekare arazide 25 bin ton üretim kapasiteli cips fabrikası kurmayı planlıyor. Karakan, piyasaya 2013’te verecekleri bu ürünle istihdamı 1.800’den 3 bine çıkaracaklarını belirtiyor ve ekliyor: “Satış noktaları için kuracağımız özel pay sistemi sayesinde ilk etapta yüzde 10’luk pazara sahip olacağız. Rekabet alanlarımızı genişletirken zorlu bir alana girdiğimizin farkındayız. Çok hızlı büyüdüğü için girdiğimiz bu pazarda rakiplerimiz karşısında agresif büyüme stratejisi geliştireceğiz.”
Tüm bu hızlı ve kararlı büyüme süreci, yabancıların da dikkatinden kaçmıyor. Bir dönemler Karakan’a Doğuş için Hindistanlı Tata’nın ortaklık teklif ettiği dilden dile dolaşmıştı. Şimdi daha çok ABD’den ilgi gördüklerini açıklayan Karakan, “Yabancıların ortaklık anlamında bize çok teklifleri oluyor. Ancak biz tamamen kendi işimize odaklandık. Amerikalılar’dan özellikle teklifler var. Bizi büyüme fırsatı olarak görüyorlar. Değerlerimizle örtüştüğü müddetçe, gelen teklifleri değerlendirmeye çalışıyoruz” diyor.

* Her yıl 50 bin aileden çay alıyor.
* Altı fabrikasında 2.400 ton çay işleyebiliyor.
* Çaya yatırımı 100 milyon dolara ulaştı.
* Salça ve şekerden sonra cipse yatırım yapacak.
* Cips için Aksaray’da 25 milyon euro’luk yatırım planı var.

GENÇLER PATRON OLUYOR
 
Alpaslan Karakan’ın yeni dağıtım stratejisi, aslında bir başka açıdan yeni girişimciler yaratmayı da konu alıyor. Sistemi tamamen yenileyerek dağıtım ekibinde yer vereceği gençlere maliyetin yüzde 25’i kendisine ait olmak üzere yıl sonuna 500 araç dağıtmayı planlayan Karakan, her bir gence kendi dağıtım şirketini kurarak ‘patron’ olmayı öneriyor. Karakan, yeni sistemi, “Bu sistemle kişiler kendi işlerinin patronu olacak ve satış üzerinden gelir elde edecekler” sözleriyle özetliyor.

KAYSERİ

ElİNİN?HAMURUYLA MÜCADELE?EDİP 13 NOKTADA?MANTIYI?‘KAŞIKLA’TT


Necmiye Özderici Postaağası, mantıyı restoran zinciri halinde İstanbul, İzmir,?Ankara,?Kayseri ve Erzurum’da 13 noktada sunmayı başarmış bir isim. Onunki, erkek egemen Kayseri iş dünyasında, gerçekten de elinin hamuruyla var olma mücadelesi...
Şehrin ünlü işadamlarından Ali Rıza Özderici’nin kızı olan Özderici, beklendiği gibi evlenir.?Üç kız evladı olur. Eşi, Toyota otomobil bayisidir. Aklında hep kendi işini kurmak vardır. Eşine, tam 20 yıl önce ‘müşterilere mantı ikram edelim’ önerisini yapar. Eşi, babası ve annesi şiddetle karşı çıkar. Hatta ayıplanır. Ancak ikramın bir yolunu bulur Özderici. Hatta, zamanla otomobil satışları azalırken, mantı satışı misli misli artar. Otomobil plazası, mantı ikram edişinin 14’üncü yılında Kaşık-La adıyla 1.000 kişilik restorana dönüşür.
Şimdi 100 kadının hazırladığı mantısının yanı sıra sarma, sucuk içi ve yağlama gibi onlarca Kayseri lezzeti daha üretiyor. Bu arada Özderici, kızları Gamze, Fide ve Özlem’den esinlenerek adını ‘Güzel Kızlar’diye belirlediği yeni mantısını da aynı lezzet ve hammaddeyle ama tam otomasyon olarak ihracata yönlendirmeye hazırlanıyor.

ANTALYA

KAHVEYİ?İÇİRMEK?İÇİN?ÇIKTIĞI?YOLDA? İSVEÇ’E?ÜRETTİRECEK?KADAR?İLERLEDİ


Betül Demirok, 2009’da Antalya Sanayici İşadamları Derneği’nin Yılın Girişimcisi ödülünü aldı. Onu ödüle ulaştıran yol, Kafecan adlı küçük işletmeye ortak olmasıyla başladı. Kahvenin makine değil büyük ebatlı kaplarda yapıldığını görmesi, ona yeni bir girişimin yolunu açarak kahve makinesi ithalatını düşündürttü.
ABD asıllı, Hollanda merkezli bir markayla temasa geçti. ‘Hayır’ cevabı aldı. Ancak, makineyi Türkiye’ye Antalya’dan sokmaya kararlıydı. Kendi alanında dünyanın en büyük şirketlerinden biri olarak anılan Dowe Egberts’i apartman katından bozma ofislerinde ağırlama kararı alır. Markayı etkiler ve ‘evet’ cevabını alır. Demirok, 30 makine satışıyla yola çıkar, sayı kısa sürede 400 adete ulaşır. ‘Kahve teknolojisini Türkiye’ye getiren isim’ diye anılmaya başlamıştır Demirok. Otellerden oluşan müşteri listesine havalimanları, fuar ve kongre organizasyonları eklenir.
Artık satış rakamları onbinlerle ifade edilecek boyuta ulaşmıştır. İşi daha da geliştirmeye karar verir. Gündemine üretimi almıştır. İsveç’te Creem isimli bir kahve makinesi fabrikasıyla anlaşıp üretim yaptırmaya başlar. 2010’un sonunda atılan bu adımla Demirok, Cafe de Vie ismiyle kendi markasını yaratır. Demirok, şimdi Antalya’dan Türkiye’ye taşıdığı uluslararası marka kadar kendi markasıyla da piyasada.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
15.10.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: haber, haberler, ABD, Rize, 2010, 2013, dolar, Marka, İsveç, Gebze, İzmir, Ankara, Toyota, Egemen, üretim, Kayseri, Aksaray, Antalya, Türkiye, Erzurum, Hollanda, İstanbul, otomasyon, Eskişehir,
Link: Rizeli Doğuş Çay'a Amerikalılar Talip




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız