“ÜÇ GÜN HASTALIĞI TAZMİNATLI HAYVANLAR SINIFINA GİRMELİ” - MTSO MECLİS ÜYESİ MEHMET ORHAN ÖZBABA: - “SON 1-1,5 AY İÇİNDE BU BÖLGEDE 3 BİN CİVARINDA BÜYÜKBAŞ HAYVAN TELEF OLDU” - “HÜKÜMET VİRAL ENFEKSİYON BULAŞMIŞ BÜTÜN HAYVANLARI TAZMİNATLI HAYVANLAR SINIFINA ALMALIDIR” - “3 GÜN HASTALIĞI İÇİN MUTLAKA AŞI ÜRETİLMELİDİR”
MERSİN (İHA) - Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis üyesi Mehmet Orhan Özbaba, halk arasında ‘üç gün’ hastalığı olarak bilinen ‘bovine epiveral feever” hastalığından son 1-1,5 ay içinde bölgede 3 bin büyükbaş hayvanın telef olduğunu belirterek, “Hükümetimiz viral enfeksiyon bulaşmış bütün hayvanları tazminatlı hayvanlar sınıfına almalıdır” dedi. Son günlerde Akdeniz Bölgesi’nde yaygınlaşan ‘üç gün’ hastalığı ile ilgili MTSO’da basın toplantısı düzenleyen Meclis üyesi ve veteriner hekim Mehmet Orhan Özbaba, üç gün hastalığının şu anda Türkiye’nin önemli gündemlerinden bir tanesi olduğunu belirterek, "Normal şartlarda üç gün hastalığında kayıplar olmaz. Çünkü üç gün hastalığı adı üzerinde 3 gün süren, yüksek ateşle seyreden ancak veteriner hekimlerin de ilaç desteği ile rahatlıkla atlatılabilecek bir hastalıktır. Ancak virüs zaman içerisinde bir takım değişikliklere uğramış, bu son gelen salgında hayvanların ölümüne neden olmuştur. Yaklaşık kayıplara göre bu bölgede 3 bin civarında hayvanın telef olduğunu biliniyor” ifadelerini kullandı. Viral enfeksiyonların önlenmesinde koruyucu hekimliğin ön plana çıkması gerektiğinin altını çizen Özbaba, “Viral enfeksiyon ilaçlarla tedavi edilebilecek bir enfeksiyon değildir. Viral enfeksiyonlar hayvanlardan alınacak bazı numunelerle aşıların hazırlanıp, hastalık gelmeden bu hayvanlara uygulanması ile önlenebilecek enfeksiyonlardır. Eğer hayvanlar kayıt altına alınsa, kesimler sırasında hayvanlar uzman veteriner hekimler tarafından kontrol edilse hayvanların sağlık olup olmadıkları ortaya çıkar. Bu sonuçla vatandaşların hastalıklı etleri tüketmesi söz konusu olamaz” şeklinde konuştu.
“ÜÇ GÜN HASTALIĞI SİNEK VE SİVRİSİNEKLERDEN BULAŞIYOR” Üç gün hastalığının sinek ve sivrisineklerden bulaştığına vurgu yapan Özbaba, “Bu hastalık sadece büyükbaş hayvanlara bulaşıyor ve sadece sıcak iklimin olduğu bölgelerdeki sinek ve sivrisineklerde bulunuyor. Hastalık hayvandan hayvana, hayvandan insana bulaşmıyor. Eğer lavra döneminde sinek ve sivrisinek ilaçlaması iyi yapılırsa bu tür hastalıkların yaygınlaşmasının önüne geçebiliriz. Ama bu hastalık için mutlaka aşı üretilmesi şart. Çünkü bu hastalık ileride mutlaka bir daha görülecektir” dedi.
Hastalıklı etin tüketilmesinin insanı öldürmeyeceğini dile getiren Özbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastalıklı eti tüketirken bir kere gıda yönünden sağlıklı beslenemiyorsunuz demektir. Çünkü bu hayvanların etlerinde vitamin ve mineral maddeler sıfır duruma düşer. İster istemez bu hayvanlara ölmeden önce antibiyotik ilaç veriyoruz. Bu ilacı verdikten sonra hayvan düzelmezse bu hayvanlar kaçak olarak kesime gönderiliyor. Antibiyotiklerin vücuttan atılması da 7 ile 21 gün sürüyor. Yani biz ilaçlı ve hastalıklı etleri tüketmiş oluyoruz. Bu etlerde ilerde bizim böbrek ve karaciğerimizde bir takım hastalıklar yaratacaktır.”
Devletin viral enfeksiyon bulaşmış bütün hayvanları tazminatlı hayvanlar sınıfına alması gerektiğini söyleyen Özbaba, “Bu tür hasta hayvanların etinin tüketilmesinin önüne geçilmesinin en önemli yolu budur. Devlet bu hasta hayvanların sahiplerine hayvanların gerçek bedellerini ödemeli, bu hayvanları da alıp derin çukurlara gömerek üzerine kireç döküp kapatmalıdır. Eğer bu hayvanlar tazminatlı hastalıklar sınıfına girmese sıkıntı oluyor. Onun için bazı hastalıkların tazminatlı, bazı hastalıkların tazminatsız olması söz konusu olmamalı” dedi. Özbaba'ya toplantıda, MTSO Meclis Başkanı Faik Burakgazi, MTSO 30 Nolu Meslek Komite Başkanı Semiha Vurgun ile MTSO 30 Nolu Meslek Komite üyesi Soner Çontar eşlik etti. |
