Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 02 Mayıs 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
Ürünlerini satmak için 1300 km yol yapıyor 

Ürünlerini satmak için 1300 km yol yapıyor
 
Metin Yıldız, organik ürün üretmenin kolay olduğunu fakat pazarlamanın zor olduğunu söylüyor. Yıldız, ürün satabilmek için her hafta yollara düşüyor, pazar pazar dolaşıyor


Ankara’nın Kalecik ilçesinde sekiz yıldır organik tarım yapan Metin Yıldız, üretmekten çok pazarlamada yaşadığı sorunlarla boğuşuyor. Her hafta aracına yüklediği organik ürünleri İstanbul’daki pazarlarda satışa sunan Yıldız, haftada 1300 kilometre yol yapıyor.
Adını verdiği dünyaca ünlü üzümle anılan Ankara’nın Kalecik ilçesi, şimdi bağlarının yanında organik ürünleriyle de öne çıkıyor. Ankara’nın 65 kilometre kuzeyinde Kızılırmak’ın ikiye böldüğü çanak içinde bir ilçe Kalecik. Rakımı çevresine göre 250 metre düşük olduğu için iklimi de farklı. Kızılırmak’ın açtığı vadi kendine has rüzgarıyla dört bin yıllık geçmişi olan “Kalecik Karası” üzümüne can veriyor. Vadinin iklimi ve Kızılırmak’ın getirdiği kırmızı kumlu toprak bir tarım cennetine çeviriyor ilçeyi.

‘Üretmek kolay, satmak zor’
 
Kalecik’in organik ürünlerle anılmasında en önemli pay ilçedeki çiftçilerden Metin Yıldız’a (40) ait. 2004 yılına kadar ilçenin büyük bölümü gibi konvansiyonel tarım yapan Yıldız, “adını bile duymadığı” organik tarımla Ziraat Müdürlüğü görevlileri sayesinde tanışmış. Sunulan imkanların “cazip” olması nedeniyle altı çiftçiyle birlikte üretime başlamış. İlk olarak domates, biber, patlıcan, fasulye ve salatalıkla organiğe başlayan Yıldız, şu an 95 dönümlük arazide 35 - 40 çeşit ürün yetiştiriyor. Yetiştirdiği ürünler arasında Kalecik karası üzümü de var.
Tarım ilacı kullanınca ürünlerin daha parlak ve albenili olduğunu ancak organik ürünlerin daha sağlıklı olduğunu belirten Yıldız, ilk üç yıl ürünlerini satacak yer bulamamış; “Öncelikle Ankara’daki marketlerle bağlantıya geçtim.Yanıt alamadım. Daha sonra Sebze Meyve Hali’ndeki esnafa ürünü satmaya çalıştım. ‘Çuvalları şuraya bırak, satılırsa parasını veririm’ yanıtıyla karşılaştım. Ankara Ayrancı Pazarı’nda organik ürünler pazarının kurulmasıyla ürünlerimi burada satmaya başladım. Elimde kalan ürünleri da traktöre yükleyip mahalle aralarında satmaya çalışıyordum. Kimse ürünün organik olmasıyla ilgilenmiyordu. Hatta renginin soluk olması ve görüntüsü nedeniyle tepki bile gördüm. Başka satış imkânım olmadığı için piyasadaki diğer ürünler fiyatına satış yapmak zorunda kaldım.”

‘Soğuk hava deposu lazım’
 
Metin Yıldız, devlet desteğinin yetersizliğinden yakınıyor: “Organik ürünler için devletin tanıtım yapması gerek. Devlet, normal tarım yapana dönüm başına 10 lira, organik tarım yapana 20 lira veriyor. Bunun dışında destek alamıyoruz. Ürünlerimin bir kısmı soğuk hava deposu olmadığından çürüyor. Bölgelere bu depolar yapılabilir.”




‘Ürünler çocuğumuz gibi’
 
Nebahat Yıldız da eşinin organik tarım üretimine destek verdiğini belirterek, “Bu işi zevkle yapıyoruz. Ürünleri çocuğumuz gibi ilgilenerek yetiştiriyoruz. Satın alanlardan gelen telefonlardan da sevinç duyuyoruz” diyor. Babasına yardım eden Selen (16) ise ablasıyla Ayrancı Organik Ürünler Pazarı’na giderek satış yapıyor.



Ankara’dan İstanbul’a
 
Metin Yıldız, sertifika kuruluşları aracılığıyla Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği yöneticileriyle tanışmasıyla pazarının genişlediğini söylüyor. Derneğin daveti üzerine İstanbul’a gittiğini anlatan Yıldız; “Üç pazar üst üste olunca İstanbul daha cazip geldi. Perşembe öğleden sonra Kalecik’ten çıkıp Bakırköy’e gidiyorum. Sabah 05.00 - 06.00 gibi orada oluyorum. Cuma akşama kadar satış yapıyorum. Buradan Şişli Feriköy’e geçiyorum. Cumartesi de oradaki pazarda tezgâh açıyorum. Cumartesi akşamı da Kartal’a geçerek, pazarda satış yapıyorum. Böylece üç gün üst üste satış imkanı buluyorum. Elimdeki ürünü de bitirip Kalecik’e dönüyorum. Her hafta elimdeki ürünü satabilmek için ortalama 1300 kilometre yol yapıyorum. Pazar günleri Ankara’daki pazara da büyük kızlarım gidip satış yapıyor. Başka türlü elimizdeki ürünü satmamız mümkün değil.”



Ankara 12. sırada
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Muhsin Temel, Ankara’da 225 çiftçinin 95 bin 200 dekar alanda organik tarım yaptığını söyledi. İldeki toplam tarım alanının yüzde 0,8’lik bölümünde organik tarım yapıldığını kaydeden Temel, Ankara’nın Türkiye’de 12. sırada bulunduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
“Kalecik ilçemizde 10 dekar organik yarı bodur elma bahçesi ve 5 çiftçiye 2 dekarlık alanda Damlama Sulamalı Organik Çilek Projesi için destek verdik. Ayrıca organik sebzeciliği geliştirmek amacı ile Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nden temin edilen biber, domates, patlıcan tohumları çiftçilere dağıtılarak üretim gerçekleştirildi. Gölbaşı ilçesinde, 15 dekar alanda organik bağ ve 10 dekar alanda Organik Yarı Bodur Elma Projesi yapıldı. Sincan’da 10 dekar alanda Organik Şeftali Projesi, Güdül’de 10 dekar Organik Kiraz Projesi uygulandı. Ayrıca Çamlıdere ilçesinde organik arıcılığı geliştirmek için arıcılara organik petek desteği sağladık.”



‘Organik lüks değil, ihtiyaç’
 
Tiryaki Organik’in sahibi Türkan Koçak Tiryakioğlu organik ürünlerin hayati önemi üzerinde duruyor
Organik ürünleri alıcıyla buluşturan Ekobahçe/Tiryaki Organik’in sahibi Türkan Koçak Tiryakioğlu da alıcı profiline ilişkin bilgiler verdi. Organik ürün alan insanların öncelikle bilinçli insanlar olduğuna dikkat çeken Tiryakioğlu, “Lüks değil ihtiyaç olduğunun farkına varan insanlar. Annelerde hamileyken başlayan farkındalık da onları ekolojik ürünlere yöneltiyor. Bir de malesef hasta olup hekim tavsiyesiyle ekolojik ürün tercih eden kullanıcılarımız var. Çocuklar ve hastalar bizim için çok önemli. Bu yüzden de kendimizi organik ürün tüketicisine karşı sorumlu hissediyoruz” dedi.

‘Kışın domates yemem’
 
İnsanların sadece yediğiyle kendine zarar vermediğini de vurgulayan Tiryakioğlu, “Özellikle kimyasal temizleyiciler ciddi bir tehdit unusuru. Ayrıca giydiklerimiz ve kozmetik de önemli. Bunların organik uygulamaları var. Mesela bizim artık bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürdüğümüz temizlik maddesi ‘Sodasan’ kampanyamız var. Bir şişe ürün bir evin bir yıllık temizlik ihtiyacını görüyor. Ürün sulandırılarak kullanılıyor. Meyve asitlerinden yapılan bu ürünün çevreye hiçbir zararı yok”
dedi.
“Mesela ben kışın hayatta 50 kuruş verip domates yemem.
O ürünün doğal olmadığını, suni bir şey olduğunu ve kişiye zarar verebilecek bir şey olduğunu bilirim” diyen Tiryakioğlu, “Çocuklarımızı mümkün olduğunca korumaya çalışalım. Dışarıda sağlıksız beslenseler de evde biz onlara sağlıklı beslenmeyi aşılayalım. Bunu öğretelim ki bu onun hayat felsefesi olsun. Sağlıklı toplum için annelere çok iş düşüyor. Hangi dönemde hangi sebzenin meyvenin yetiştiğini çocuk bilmeli. Anneler çocuklarla beraber manava gitmeli. Kimyasal temizlik malzemelerini alırken herkes elini vicdanına koyup çocuklarını düşünsün” dedi.




ABD’deki tek Türk zeytinyağı markası: Olive Pier
 
Organik zeytinyağı pazarının önemli isimlerinden “Zeytin İskelesi” ABD’nin dev organik marketlerine girmeyi başardı. Zeytin İskelesi Genel Müdürü Fatih Cenikli Türkiye’de zeytinyağı üretiminin oldukça fazla olduğunu fakat tüketim bilincinin oluşmadığını söylüyor
Türk pazarına 2,5 yıl önce giriş yapan “Zeytin İskelesi” Amerika’nın en önemli organik ve natürel marketler zinciri olan Whole Foods ve The Fresh Market raflarında satılmaya başlandı.
Amerika genelinde 333 mağazası olan Whole Foods, ciro açısından da Amerika’nın sekizinci büyük perakende zinciri. “Olive Pier” adıyla bu marketlerde yerini alan Zeytin İskelesi, markette bulunan tek Türk zeytinyağı markası.
Fatih Cenikli, “Son 10 yılda ağaç sayısında yüzde 70 artış var. Türkiye’nin iklimi bu sağlıklı ürünü yetiştirmeye oldukça elverişli. Fakat ne yazık ki tüketim çok yoğun değil. Tüketimin en yoğun olduğu bölge üretimin de yoğun olduğu Ege’dir. Türkiye’de zeytinyağı tüketimi yaygınlaştırıldığı zaman ilaç tüketiminde ciddi azalmalar kaydedilir.Yapılan bir araştırmaya göre zeytinyağı tüketimiyle ilaç kullanımında yılda 1 milyonluk bir azalma sağlanıyor. Bu yüzden Türkiye’de zeytinyağı tüketimi desteklenmeli.”








http://gundem.milliyet.com.tr/

Ekleme Tarihi
02.12.2012
Ekleyen Kişi
gidatarim2

Etiketler: Ürünlerini satmak için 1300 km yol yapıyor,organik gıda
Link: Ürünlerini satmak için 1300 km yol yapıyor




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız