Anadolu Etap’ın hedefi, en sağlıklı meyveleri üreten şirket olmak
Firma, yıl sonuna kadar toplam ağaç sayısını 2.5 milyona, toplam yatırım tutarının da 170 milyon dolara ulaştırmayı hedefliyor.
İSTANBUL - Dünya standartlarında ‘en sağlıklı’ meyveleri üreten şirket olma hedefiyle faaliyetlerine devam eden Anadolu Etap’ın, 2010 yılında başladığı plantasyon yatırımları, 2012 yıl sonu itibarıyla 9 bin dönüm arazi ve 1 milyon ağaç portföyüne ulaştı. Firma, yıl sonuna kadar toplam ağaç sayısını 2.5 milyona, toplam yatırım tutarının da 170 milyon dolara ulaştırmayı hedefliyor.
Anadolu Etap’ı, üç yıl önce Anadolu grubu, Özgörkey ve Brezilyalı meyve suyu üreticisi Cutrale ile birlikte kurduklarını açıklayan Anadolu Etap Genel Müdürü Demir Şarman, meyve ve meyve suyu konsantresi üretimi gerçekleştirdiklerini aktardı. Üretimi, alanında dünyanın en iyilerinden olan uzmanları ve son teknolojileri Türkiye'ye getirerek yaptıklarını söyleyen Şarman, entegre bir şirket olmak istediklerini ve bu perspektifle devletten 30 yıllığına tüm kullanım hakkı kendilerine ait olan araziler kiraladıklarını kaydetti. 2010 yılında başladıkları büyük ölçekli plantasyon yatırımlarının 2012 sonu itibarıyla 9 bin dönüme ve 1 milyon ağaç portföyüne ulaştığı bilgisini veren Şarman, “Bugün geldiğimiz yerde, 22 bin dönüm arazi varlığına sahip, 100 bin ton meyve işleyip satan bir şirketiz. Tüm bunları üç yılda başardık. İddiamız dünyada en ileri standartlarda, en sağlıklı meyveleri üreten şirket olmak” dedi.
2013 yılını bitirdiklerinde 2.5 milyon meyve ağacına ulaşmış olacaklarını açıklayan Şarman, toplam yatırımlarının da 170 milyon doları bulacağını kaydetti. En büyük müşterileri olan Coca-Cola'nın yanı sıra hemen hemen tüm meyve suyu üreticilerine meyve suyu konsantresi satışı yaptıklarını aktaran Şarman, Avrupa'nın büyük markalarına da konsantre meyve suyu tedariki sağladıklarını kaydetti. Coca-Cola'nın yurtdışı operasyonlarına da ihracatlarının bulunduğunu açıklayan Şarman, üretim tonajlarının artışına bağlı olarak ihracat bağlantılarının da katlanarak büyüyeceğini söyledi.
Markalı meyveciliği müşteriyle buluşturmak istiyor
Hem üretimine devam ettikleri meyve sularını hem de yakın gelecekte raflara koymayı planladıkları taze meyveleri en üst kalitede, kendi çiftliklerinde üretme hedefinde olduklarını vurgulayan Şarman, şöyle devam etti: “Türkiye'de eksik bir alt sektör olan markalı meyveciliği de tüketicilerle buluşturabilmeyi istiyoruz. 2014'te lansmanı yapabiliriz. Şu an için asıl ticaretimiz meyve suyunda. Ancak sofralık meyvelerimizin hasadı başladığında, birkaç yıl içinde taze meyve ciromuz, meyve suyu ciromuzu geçebilir. 2020 yılında Anadolu Etap'ın toplam 10 milyon meyve ağacı olacak. O zamana kadar 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmış olacağız. İşimizin önemli kısmı sofralık meyve. Bizim bildiğimiz kadarıyla Avrupa'da 10 milyon meyve ağacı olan bir şirket veya bir aile yok. Dolayısıyla bu hacimle dünyada da önemli bir yerde olacağız.“
Türkiye’nin, tarımsal açıdan oldukça verimli bir ülke olduğunu dile getiren Demir Şarman, dünyada bilinen 12 bin endemik bitki türünün 4 bin çeşidinin Türkiye'de yetiştiğini ifade etti. Şarman, “Türkiye ekonomisi dünya milli gelirlerinin yüzde 1'ini karşılarken, dünyadaki tarımsal gelirlerin yüzde 2.5 ila yüzde 3'ünü Türkiye karşılıyor. Baktığımızda, Türkiye dünyada kayısı ve vişnede birinci, elma ve narda üçüncü, şeftalide altıncı, limonda ise yedinci büyük üretici konumunda. Biz de bugüne kadar daha çok şeftali, kayısı ve nektarin ağaçları diktik. 1 milyonluk ağaç portföyümüz içinde 800 ila 900 bin tanesi şeftali, nektarin ve kayısıdan oluşuyor. Üstüne ilave biraz narımız ve vişnemiz var. 10 milyon ağaca çıktığımız zaman, portföyümüzün yarısından çoğu elma ağaçlarından oluşacak. Çünkü elma, tüm dünyada portakal suyundan sonra en çok tüketilen ikinci meyve suyu” açıklamasını yaptı.
“Var olan potansiyeli kullanabilmek için Ar-Ge’ye önem verilmeli”
Yol gösterici planlama çalışmalarının her sektörde yapılması gerektiğini vurgulayan Demir Şarman, tarımda bu planlamanın soğuk hava depoları, limanları da dahil edilerek yapılması ve teşviklerin de ona göre verilmesi gerektiğini savundu. Çok mahsul olduğu zaman köylünün gelir elde edemediğini, fiyatların düştüğünü ve bir müddet sonra ağaçların söküldüğünü aktaran Şarman, “Oysa Türkiye'nin tarımda müthiş bir potansiyeli var. Bu potansiyeli kullanırken Ar-Ge'ye önem verilmeli. Daha iyi planlama olduğu takdirde, Türkiye tarımda çok daha rekabetçi olabilir. Bugünkünün üç misli ürün üretebilir ve rahatlıkla satabilir. Şu anda Türkiye dünyanın 7'nci büyük agro ekonomisi. Hükümet 2023'te 5'inci büyük agro ekonomi olacağımızı söylüyor. Biz buna samimiyetle inanıyoruz” diye konuştu. |
