Türkiye’nin pamuk ambarı Çukurova’da hasat başladı. Ekim alanlarında daralma ve hasattaki azalış sebebiyle çiftçi geçmişi mumla arıyor. Üreticiler, stratejik bir ürün olan pamuğun eski günlerine dönmesi için ithal yerine yerli pamuk tercih edilmesini, destekleme fiyatlarının artırılmasını talep ediyor.
Türkiye’de pamuk üretiminin önemli kısmının gerçekleştirildiği Çukurova’da hasat başladı. Ancak çiftçi azalan toprak ve ürün sebebiyle pek mutlu görünmüyor. Çünkü tekstil üretim merkezlerinden Türkiye, tekstil hammaddesi olan pamukta dışa bağımlı hale geldi. Pamuk ithalatında Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye’de, son zamanlarda ekim alanlarında önemli oranda azalma meydana geldi. 2002 yılında lif pamuk üretimi 988 bin ton iken, 2012’de bu rakam 858 bine geriledi. Pamuk ekim alanı son 10 yılda neredeyse yüzde 50 azaldı. Türkiye pamuk ihtiyacının ancak üçte birini üretir bir duruma geldi. 2012 rakamlarına göre 1,7 milyar dolar pamuk ithalatına harcandı. Üreticiler ise dövize verilecek paranın üreticiye yansıtılması durumunda hem pamuk ithalatının azalacağı hem de sektörün canlanacağı uyarısında bulunuyor.
Adana Ticaret Borsası Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Muammer Çalışkan, pamuk ekimindeki azalmaya dikkat çekiyor. Türkiye’nin en çok ihracat ettiği sektörlerden tekstilin, hammaddesinde yurtdışına bağlı olmasının üzüntü verici olduğunu söyleyen Çalışkan, “Geçtiğimiz yıl 700 bin ton üretimimiz varken, tüketimimiz ise 1 milyon 300 bin ton oldu. Pamuk ithalatına karşı değiliz. Keşke her sektörde ithal edip işlesek satsak. Ancak daha fazla üretme imkanı varsa o değerlendirilmeli. İthalata daha fazla özen gösteriliyor.” dedi.
Türkiye’de pamukla mısırın birbirine alternatif olarak görüldüğünü ifade eden Çalışkan, “Pamuk ekimi azaldıkça mısır ekimi çoğalıyor. Mısır her bölgede yetişirken pamuğun yetişme yerleri kısıtlı. Biz bir çalışma yaptık, hangi ürünün birim alanda daha fazla katma değer bıraktığı hesabını yaptık. Yıllara göre değişmekle birlikte, yüzde 25-60 arası pamuk daha fazla katma değer getiriyor ülkeye. Bunun için pamuk yetişen bölgelerde mısıra destek vermeyelim.” diye konuştu.
Çukurova’da önemli pamuk üreticilerinden olan ve aynı zamanda da tekstil sektörünün önde gelen firmalarından Bilici Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Bilici ise pamuğun ekonomiye direkt ve dolaylı yollardan katkısının fazla olduğunu söyleyerek, ithalat yerine yerli üretimin artırılması gerektiğini anlattı. Çukurova’da bu sene pamuk ekiminin yüzde 50 azaldığını ifade eden Bilici, bir an önce bunun önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Gelecek seneye yatırım yapma açısından bu sene destekleme priminin artırılması gerektiğinin altını çizen Bilici, “Pamuk çok önemli bir ürün. Pamuğu sadece tarımsal bir ürün olarak görmemek lazım, sanayinin de önemli bir hammaddesi. Pamukta ekonomiye devamlı bir katkı var. İşçi hareketi yoğun, pamuk ekimiyle birlikte çırçır fabrikaları çalışıyor, iplik fabrikaları çalışıyor, yağ fabrikaları çalışıyor. Pamuğu ekiyorsun, çapalatıyorsun, ilaçlama yapıyorsun, toplatıyorsun, çırçırlama yapıyorsun, bütün bunlar işçi ile oluyor. Onun için pamukta destekleme fiyatı 600 TL olmalı.” dedi. Pamuğun bu sene kıymetli olmasının beklendiğini ifade eden Mehmet Ali Bilici, fiyatın bin 600 TL’den aşağı olmayacağını anlattı. Bilici, bu sene fiyatların yüksek seyretmesinin gelecek seneki ekimi de artıracağını dile getirdi.
Karataş ilçesinde çırçır-prese fabrikası kuran Ezeroğlu Group Kurucusu Murat Ezeroğlu da Çukurova’da pamuk ekim alanlarının çok daraldığına dikkati çekerek, Çukurova’nın artık beyaz altın olarak adlandırılan pamuğu ifade eden bir bölge konumunda olmadığını söyledi. Pamuk ekim alanlarının daha çok Güneydoğu’ya kaydığını aktaran Ezeroğlu, Çukurova’da daha çok pamuk üretilmesi gerektiğini ve Çukurova’nın eskiden olduğu gibi beyaz altınla anılmasını istediklerini söyledi. Pamuğun stratejik, endüstriyel bir ürün olduğu ve mutlaka desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Ezeroğlu, “Biz de bu inançla fabrikamızı kurduk. Eskisi gibi Çukurova pamukla anılsın, pamuk Çuku-rova’ya geri dönsün istiyoruz.” dedi.
