- ORGANİK TARIMDA KALİTE ALGISI DEĞİŞİYOR - ETO BAŞKANI ATİLA ERTEM: “SADECE ETİKETİN GIDANIN ORGANİK OLMASI YETMİYOR” - İZMİR BİTKİSEL ÜRETİM VE BİTKİ SAĞLIĞI ŞUBE MÜDÜRÜ YILDIZ GERİN: - "BİRİM ALANDAN ÇOK FAZLA VERİM ALMAYA YÖNELİK MODELLER HIZLA TERK EDİLİYOR”
İZMİR (İHA) - Alman-Türk İşbirliği İle Organik Tarım Çift Taraflı İşbirliği Projesi kapsamında Ege İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen değerlendirme toplantısında konuşan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) Başkanı Atila Ertem, “Kalite deyince artık sadece ürün kalitesi algılanmıyor. İnsanlar artık ürünün ötesini de öğrenmek istiyor. Sadece etiketin, ambalajın ve gıdanın organik olması yetmiyor” dedi. Türkiye’de organik tarımın geliştirilmesi ve organik ürünlerin kalitesinin artırılması amacı ile başlatılan Ege İhracatçı Birlikleri’nin desteğinde sürdürülen ve FİBL ve ETO’nun birlikte yürüttüğü Alman-Türk İşbirliği İle Organik Tarım Çift Taraflı İşbirliği Projesi kapsamında Ege İhracatçı Birlikleri’nde değerlendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda, organik tarım ürünlerindeki kalite algısının artık değiştiğini belirten Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Atila Ertem, şöyle konuştu: “Kalite deyince artık sadece ürün kalitesi algılanmıyor. İnsanlar artık ürünün ötesini de öğrenmek istiyor. Ürünün geldiği yeri öğrenmek istiyorlar. Bu Türkiye’de henüz çok yaygın değil ama insanlar ürünün ayak izlerini de artık bilmek istiyor. Ne kadar su, ne kadar enerji kullanarak üretilmiş artık bu da kalitenin bir parçası haline geldi. Tüketicinin duyarlılığı bu boyuta geldi. Sadece etiketin, ambalajın, gıdanın organik olması yetmiyor. Bundan sonra kalite deyince firmaları bu yönde değerlendireceğiz. Hem yerel, hem organik hem de zamanında olmaları gerekiyor. Böylece gelecek nesillere bırakacağımız bir şeyler olacak.”
“ÇOK FAZLA VERİM ALMAYA YÖNELİK MODELLER TERK EDİLİYOR”
Alman konukların da olduğu toplantıda sunum yapan İzmir Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Yıldız Gerin ise, birim alandan çok fazla verim almaya yönelik üretim modellerinin hızla terk edildiğini belirterek şunları söyledi: “Bu anlayışın yerini üretimin yanında çevre ve insan sağlığını gözeten, sürdürülebilir, izlenebilir, kayıtlı, kontrollü ve sertifikalı üretim modellerinin almasında Bakanlığımız büyük aşama kaydetti. Toplam tarım alanının 2.6’sında organik tarım yöntemiyle ürün yetiştirilmekte. Bu tarım alanlarımızın 3,5 milyon dekar alanının bir kısmı oluyor. Bu önemli bir rakam. Ülkemizde organik tarım üretimindeki ürün çeşidi 232 iken İzmir’de bu rakam 134’tür. 2011 yılı itibariyle 3 milyon 300 kilo organik ürün ihracatı gerçekleştirilmiş olup, 15,5 milyon TL ülke bütçesine döviz girdisi sağlanmıştır.”
“BAKANLIK YENİ MODELLERİN DESTEKÇİSİ”
Yıldız Gerin, organik tarımın yaygınlaşmasında destekleme ödemelerinin üreticilere önümüzdeki yıl yansıyacağını söyledi. Destekleme ödemelerinin yüzde 100 artırıldığını ve dekarı 70 TL’ye çıkarıldığını anlatan Gerin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece organik tarım üreten üreticiler için değil kimyasallara alternatif olarak uygulanan biyoteknik ve biyolojik mücadele desteklemeleri de devam etmiştir. 2013 yılında bu rakam ilimizde 3 bin dekar alanda 123 bin TL ödeme yapılmıştır. Artık Bakanlığımız bu yeni üretim modellerinin her türlü destekçisi ve yaygınlaşması için sürekli yenilikler oluşturmaktadır. Organik üretim açısından üretim alanlarının yüzde 40’sinde organik tarım üretimi yapmayı hedefliyoruz.” |
