Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  HABERLER » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler
 


Fındıkta çözümsüzlük yoksulluğu artıyor

Türkiye’nin en fazla döviz girişi sağladığı ihraç ürünü olan fındığı üretenlerin her yıl yapılan tartışmalara karşın sorunları sürekli büyüyor. Zaman zaman Ticaret Odaları, Ticaret Borsası, Ziraat Odası ve çeşitli kurumların fındık gündemli tartışmalarında, hazırlanan ‘raporlarda’ öneriler sunulsa da sorunların yalnızca ‘tartışma’ boyutunda kalması çözümsüzlüğü süreklileştiriyor.

Fındık ürününün pazara inmesi sürecinde üreticiye gereken para genel olarak tüccarlardan sağlanmaktadır. Üretici fındık üretimi süresince harcayacağı parayı tüccardan almak zorunda kalınca fındığı toplamadan tüccara teslim etmiş oluyor. Yine üretici eylül ayında yapması gereken harcamalarla borç ödeme zorunluluğundan fındığı pazara erken indirmek zorunda kalıyor. Buna bir de Karadeniz dışında yaşayıp fındık toplama zamanı gelenler eklendiğinde pazara inen fındığın oranının yüksekliği anlaşılır. Bunlarla birlikte üreticinin fındığını depolayacak yeri olmaması da fındığı tüccara emanete bırakmalarına neden oluyor.

FINDIKTA YAŞANAN SÜREÇ

DTÖ, Dünya Bankası gibi uluslararası sermaye örgütlerinin planlaması ile başlayan tarımda dışa bağımlılık fındıkta farklı yöntemlerle uygulandı. Tarımda kullanılan ‘kota’ fındıkta uygulanmadı. Bu konuda yasalar çıksa da üretici bunlara ilgi göstermedi. Fındıkta uygulamalar yasal süreç olarak çeşitli evrelerden geçti.

İlk adım 2000 yılında DSP-ANAP-MHP Hükümeti tarafından çıkarılan 4572 sayılı Birlikler Yasası’dır. Bu yasa ile kooperatifler (FİSKOBİRLİK) özerkleştirilerek şirketleştirildi ve devlet desteği alması yasaklandı. Bu yasa çıksa da hemen uygulanmadı. Çünkü üreticiler için gelenekselleşen FİSKOBİRLİK’e fındık verme süreci hemen yok edilemedi. FİSKOBİRLİK’in fındık alımı kısa sürdü. Buna tepki gösteren üreticiler 2004 yılında Büyük Fındık Mitingi’ni gerçekleştirdi.

Bu miting fındık politikasına yeni dönem başlattı. Yasa gereği FİSKOBİRLİK’in fındık alamaması Hükümeti yeni çözüme yöneltti. TMO yasasında yapılan değişiklikle TMO’nun fındık da alabilmesinin yolu açıldı. Bu da geçici bir çözümdü. FİSKOBİRLİK ve TMO’nun fındık alması tüccarlara karşı üreticinin korunmasında güçlü olmasa da bir kalkanlık yaptı. Üç yıl sonra TMO da fındık alımını bitirerek üreticiler serbest pazar politikasına terk edildi. Üreticilerdeki hoşnutsuzluk sürekli artarken hükümet de yeni politikalar geliştirmeye çalıştı. Başka bir süreç başladı.

ÜRETİCİYİ OYALADILAR

Bu gelişmeler üreticileri yavaş yavaş umutsuzluğa iterken ‘serbest pazar’ politikasına da alıştırıyordu. Hükümet üreticileri ‘aldatmaya’ yönelik yeni adımını attı. Üç yıllığına ‘Alan bazlı destek’ adıyla üreticilere destek verdi. Dönüm başına 150 TL veriyordu. Bu da üreticileri oyaladı. Üç yıl tamamlanınca, seçim dönemlerine de denk gelen süreçte yeni kararnamelerle ‘alan bazlı destek’ sürdürüldü. Bugün de son kez olmak üzere denilerek yine uzatıldı.
 
Bugün FİSKOBİRLİK’ten 2006 yılından kalan alacağı olan üreciler var. FİSKOBİRLİK fındık almaya kalksa da güvensizlik nedeniyle üretici FİSKOBİRLİK’e fındık vermiyor. Uygulanan tarım politikası üreticilerin gözünde de FİSKOBİRLİK’i bitirdi.
Artık süreç son dönemine geliyor…

YABANCI TEKELLER FINDIĞA EL ATTI

Fındıkla ilgili tartışmalar özellikle ‘üreticinin yaptırım gücünün zayıf olduğu’ zamanlarda başlatılıyor. Ziraat Odaları, Ticaret Borsaları, İhracatçılar Birliği ve Fındık Tanıtım Grubu, Ulusal Fındık Konseyi üzerinden yapılan (Fındık-Sen ve Tüm Köy-Sen açıklamalar yapsa da etkin olamıyor) tartışmalar üreticiyi oyalamaya yönelik oluyor. Ziraat Odaları ‘üretici örgütü’ gibi davranarak kimi açıklamalar yapsa da en belirgin özelliği ‘oyalamaya’ yönelik oluyor. Üreticinin hasada başlamasına az bir süre kala başlatılan tartışmalarda ‘meli-malı’ açıklamalar yapılıyor. En başta dile getirilen talep ‘fındığın pazara indirilmemesi’ oluyor.

Üreticiler lehine ‘devlet’ açısından destek ve yaptırım talep edilmesi gerekirken üreticiye fındığı pazara indirmemeye yönelik çağrı etkili olmuyor. Çünkü üreticinin pazara fındık indirmemesi için hasat zamanında gerekli olan parası olmalıdır. Başta üretim öncesi yaptığı borçlanmayı ve üretim için kullanılan işçi parasını ödemesi bakımından ‘faizsiz krediye’ gereksinim duyulmaktadır. Bunların devlet tarafından karşılanması sağlanmadan ‘pazara fındığınızı indirmeyin’ demenin inandırıcılığı yoktur.

Tüccar ve ihracatçı da bunu bildiği için serbest pazar politikası gereği fındığı maliyetinin altında almaktadır. Üretici de satmak zorunda kalıyor.

ÜRETİCİ MALİYETİNİN ALTINDA SATIYOR

Lisanslı depoculuk girişimleri olsa da başarılı olunamadı. Şimdi Ordu Ziraat Odasının da desteği ile yabancı şirketler lisanlı depo kurmaya çalışıyorlar. Özellikle büyük fındık alım tekelleri ve çikolata şirketleri doğrudan üreticiden fındık almanın altyapını oluşturuyorlar.

4572 sayılı Birlikler Yasası ile devlet desteğinin kaldırılması ile başlayan süreç ‘sözleşmeli tarım’a doğru gidiyor. Köylerden göç ve insansızlaşan tarım bölgelerinde ‘arazi kiralamaları’ ya da yabancı- yerli şirketlerin köylüleri kendi topraklarında işçileştirme süreci hesabı yapılıyor.

Ziraat Odalarının ‘bayramdan sonra’, ‘yılbaşından sonra’ fındık fiyatları 7 liranın üzerinde olacak dese de tek taraflı güç olan ihracatçının belirleyiciliği nedeniyle fındık fiyatları 6.5 TL bile olmadı. Fiyatlar konusunda bir sıkıntı da eylül-ekim aylarında üretilen fındığın yaklaşık yüzde yetmişinin pazara inmiş olmasıdır. Bu nedenle ilk iki ayda fiyatlar 5 TL dolayında olduğunda üreticilerin ezici çoğunluğu fındığını maliyetinin altında satmak zorunda kalmıştır. Satmayanlar da ‘tuzu kuru’ olanlardır. Yılbaşından sonra artan fiyat fındığı fazla olanlarla, tüccarın işine yaramaktadır.

FINDIK ÜRETİCİSİ ÖRGÜTLENMELİ

Tartışmaların biri de her yıl yaşanan ‘rekolte’ belirlemesidir. Ziraat Odaları, Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüklerinin belirlemeleriyle ihracatçıların belirlemeleri hiçbir zaman birbirini tutmaz. Fındık çok diyerek fındığı ucuza almanın hesabını yapan ihracatçılar üç ayda bir açıkladıkları ihracat rakamlarında her yıl daha fazla kazandıklarını açıklarlar. Her yıl kazanan ihracatçı olur.

Tüm tartışmalarda ortaya çıkan tek gerçek, ihracatçıların örgütlü, üreticilerin de örgütsüz oluşları politikanın belirleyici anahtarıdır. Ziraat Odaları kendilerini üretici örgütü gibi gösterse de değildir. Fındık üreticileri açısından kurulmuş iki adet üretici örgütü olsa da (Tüm Köy-Sen, Fındık-Sen) üreticilerle bütünleşememiş durumdalar.

LİSANSLI DEPOCULUK

Fındık politikasının evrelerinden bir de lisanslı depoculuktur. Bu konuda şu an iki depo kuruldu ama üreticilerin FİSKOBİRLİK ve TMO deneyimleri lisanlı depolara bıraktığı fındığının ne olacağı konusundaki kuşkuları sürüyor. Ayrıca fındığını bekletecek üretici sayısı da az. Lisanlı depoları da şirket olarak kurulacağından bunlarda üreticilerin ürünü üzerinden kazanç elde etmeye çalışacaklardır. Fındıkta yaşana süreç adım adım gerçekleştirilirken yapılan tartışmaların pratiğe dönüşen adımları olmayınca su akarına akmaya devam ediyor. Üreticilerin mağduriyeti olağanlaşıyor.

TARIM SİGORTASI

Devletin tarım (fındık) üzerindeki desteğinin kalması ile yeni bir gelişme de oldu. Artık, ‘don’, kuraklık gibi doğal afetler nedeniyle devlet ‘zarar karşılamaktan’ vazgeçiyor ve üretici her yıl ürününü sigortalamaya başladı. Bu da fındık üreticilerini zora sokan bir adım oldu. Geçmiş yıllardaki tartışmalardan çok özellikle bu yapılan tartışmalarında kayıkçı dövüşü olduğunu gösteriyor.
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ekleme Tarihi
15.01.2014
Ekleyen Kişi
Özgür Şevik

Etiketler: Fındıkta çözümsüzlük, yoksulluğu artıyor, fındık, FİSKOBİRLİK, üretici
Link: Fındıkta çözümsüzlük yoksulluğu artıyor




  HABERLER
>> Arşiv İçin Tıklayınız