Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

TRANSGENİK HAYVANLARIN AYAK SESLERİ 1: Balıklar

Transgenik bitkilerin 15 yıllık bir süreçte gösterdikleri yüksek ekonomik ve tarımsal performansın hayvanlarda da aranacağı beklenen bir olguydu (http://agrobiyoteknoloji.blogcu.com/ 05.04.11). Belki, “gen kaçması” sorununun zor çözülebileceği beklentisi nedeniyle, konu gerek bilim çevrelerinde ve gerekse ticari yatırımcılarca gecikmeli olarak ele alınmıştır. Fakat önümüzdeki günlerde ticari olarak üretime başlayacakları bir gerçektir.

 

Dünyada ekim alanı 148 milyon hektara ulaşan GDO'lu ürün tarımına rağmen, bu teknolojilerin Türkiye'yeye sokulmama çabaları süregelmektedir. Tüm bu olumsuzluklar kamuoyunun sağlıklı bir şekilde, zamanında bilgilendirilememesinden kaynaklanmaktadır. Bu yazı serisi, değişik ülkelerde transgenik hayvanların ticari olarak tescillenmeleri arifesinde, Türk okurunun konudan yeterli düzeyde haberdar edilmesi amacıyla kaleme alınmıştır. Balıklardan başlayan bu birinci yazıyı sığırlar, domuzlar, maymunlar ve sivrisinekler takip edecektir.

 

Transgenik balığın ne gibi faydalar sağlayabileceğine bir göz atalım:

•             12 ay boyunca gelişebilme ve dolayısıyle hızlı büyüme (normal somon yalnız sıcak aylarda gelişebilmekte),

•             Aşırı avlanma sonucu nesli tükenmeye varan üretimi düşüşünü tersine çevirmek,

•             Daha az sağlıklı kırmızı ete alternatif olarak omega-3 yağ asidi içeren balık etine ulaşım,

•             Minimum girdi ile maksimum ağırlıkta ve değerde ürün elde etme yani ucuz ve az yemle yüksek değerde sürdürülebilir bol balık elde etme (transgenikler %10 daha az yem tüketimektedirler),

•             Sağlıklı üretim için en az emek ve masrafın devreye sokulabilmesi ve ekonomik ve kârlı bir üretim, cazip bir yatırım alanı,

 

Deniz ürünlerine talebin yıldan yıla ortalama %12 artış gösterdiği günümüzde böyle bir seçeneğin toplum sağlığına da olumlu katkısı olacağı beklenmektedir.

 

Transgenik somon nasıl devreye girdi?

Hic bir balık türü, şu anda yukarıdaki performans sergileyecek seçenek sergilememektedir. Bir firmanın (AquaBounty-Massachusetts, ABD) rutin melezleme ile değil de biyomühendislik yöntemlerle geliştirdiği

 

transgenik Atlantik somonu yukarıda tanımlanan performansla tüketiciye ulaşmayı bekliyor. Atlantic somon (Salmo salar), hızlı gelişme genlerini iki ayrı uzak akraba balıklardan alıyor [Chinook salmon (Oncorhynchus tshawytscha) ve ocean pout (mutton fish, Zoarces americanus)]. Üretimi denizde ağ veya tank sistemleri ile değil de, karada tanklarda gerçekleştirilmesi planlanan bu tür somonun streril dişilerden oluşacağı öngörülmektedir. Balığı ıslah eden firma yetiştirme tekniği ile ilgili detayları belirliyor ve üretim için ABD gıda ve ilaç dairesine başvurusunu yapıyor. Lezzet, renk, vitamin, mineral, yağ asidi, mineral ve diğer bileşenlerce normal somondan farksız olan bu balığın tescili kısa zamanda gerçekleşeceği beklenmektedir.

 

Transgenik balığın pazara girmesin karşıtların ve tarafların görüşleri:

•             GDO’lara karşı olanların endişeleri tek taraflı olarak dinlendiğinde onlara katılmamak elde değildir. Doğal olarak madalyonun diğer yüzüne de bakılmalıdır. Bu olayda da transgenik somonun doğadaki populasyonlarla melezlenebileceği ve adeta dünya mirasını yok edeceği savunulmaktadır. Transgenik firmanın karşıt görüşü ise üretimde triploid steril dişi balıkların kullanılacağı ve üretimin okyanusda ağ veya tank sistemiyle değil de okyanuslardan uzaklarda karada tanklarda yapılacağı şeklindedir,

•             Somon beslenmesi ve gelişmesi için kendisinin üç misli protein kaynaklı yem gerekmektedir. Doğadan, yani deniz ürünlerinden, artacak biyotek somona yetemiyebileceği, hatta kaynakları kurutabileceği endişesi var. Teknoloji sahiplerinin bu konuda henüz görüşleri kristalize olmuş değil ama yem konusunun sorun olmayacağını savunuyorlar,

•             Çok daha eksrem düşünenler karada tanklardaki üretimin de tehlikeli olacağını savunuyorlar. Kasırga- hortum gibi doğa olaylarının eksik olmadığı ABD’de anaç genotiplerin okyanuslara ulaşımının risk olasılığından bahisle transgenik somonların tesciline karşı çıkılıyorlar. Firmanın bu konuda görüşü ise bu tip tehlikelerden dahi etkilenmeyecek coğrafyaların seçileceği şeklindedir.

 

Transgenik somonla ilgili tüm bu gelişmeler ABD’nin FDA (Gıda ve İlaç Yönetimi) yetkililerince kısa zamanda onaylanacağı beklenmektedir.

 
 
 
 

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz (http://agrobiyoteknoloji.blogcu.com/).

Ekleme Tarihi
10.05.2011
Ekleyen Kişi
Nazimi Açıkgöz


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI